Plastik işleme makinelerinde yerli üretim ucuz makine baskısı altında!

Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED), “Türkiye Plastik İşleme Makineleri Sektörünün 2014 Yılı ilk 3 Aylık Değerlendirmesi” raporunu yayınladı. Raporda, ilk çeyrek gerçekleşmeleri yanında, 2014 yılı sonuna ilişkin ilk tahminlere de yer verildi. 

Rapora göre, Türkiye’nin dış ticaret fazlası verdiği ve üretimini artırarak Avrupa’nın ikinci büyük plastik ürün üreticisi olduğu bir dönemde, plastik işleme makinelerinde ithal makine ağırlığı devam ediyor. Çin başta olmak üzere ucuz uzak doğu üretimi makinelerin baskısı altında olan sektörde, üretim yılın ilk üç ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,8 oranında azaldı. Üretim düşüşü aynı trendin devam etmesi halinde yılsonunda yüzde 4,8’e kadar yükselebilir.

PLASFED Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Aksoy, ilk çeyrek verilerine ilişkin yaptığı değerlendirmede makine üretimine yönelik olarak Türkiye’de yaşanan genel sıkıntının plastik işleme makineleri için de geçerli olduğunu hatırlatarak, “Bunlara ilave olarak, plastik işleme makinelerine yönelik herhangi bir ulusal stratejinin olmaması ve yerli makine üreticilerimizin yeterince korunmaması mevcut olumsuz tablonun devamındaki en önemli etkenlerden biri” dedi. 

Plastik sektörüne yönelik kapsamlı ve düzenli verileri üreten PLASFED, Türkiye pazarının yüzde 70’ten fazlasının yabancı menşeli makinelerce tutulduğu plastik işleme makineleri sektöründe, 2014 yılının ilk çeyreğinde yerli üretimin düşmeye devam ettiğini ve yıl sonuna kadar üretim düşüşünün yüzde 4,8’e kadar yükselebileceğini açıkladı. 

PLASFED raporuna göre, 2014 ilk çeyrek sonucunda, plastik işleme makinelerinde üretim bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2,8 oranında azalarak 80,3 milyon dolar oldu. Makine türlerine ilişkin yapılan inceleme sonucunda, üretimdeki dönemsel düşüş, bir önceki yıla göre yüzde 10,6 oranında gerileyen presler ve diğer makinelerin üretiminden kaynaklandı. 

Türkiye’nin en fazla ithal ettiği makine türleri arasında bulunan enjeksiyon makinelerindeki yerli üretim sıkıntısının devam ettiği bilgisinin yer aldığı raporda, her ne kadar ilk çeyrekte yüzde 0,9 oranında gerileme görülse de, yıl sonuna kadar bu makinelerdeki yerli üretim düşüşünün yüzde 24,7 oranında tahmin edildiği vurgulandı. 

Yılın ilk üç ayı sonunda, plastik işleme makineleri ithalatının bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2 oranında artarak 128 milyon dolara ulaştığı, ihracatın ise yüzde 3 oranında gerileyerek 32 milyon dolara düştüğü belirtildi. Buna bağlı olarak dış ticaret açığının da yüzde 3,6 oranında artarak 96,2 milyon dolar olarak gerçekleştiği bildirildi. 

Yatırımlarda da ilk sinyaller olumsuz!

Avrupa’nın ikinci, dünyanın ise yedinci büyük plastik ürün üreticisi olan ve bu nedenle plastik yatırımları açısından en önemli ülkelerden biri olan Türkiye’de yılın ilk üç ayı sonunda plastik işleme makineleri iç satışları (sektörün makine teçhizat yatırımları) yüzde 0,6 oranında arttı. Mevcut veriler ışığında yapılan tahmine göre ise yıl sonunda makine teçhizat yatırımlarının yüzde 3,3 oranında gerileyeceği hesaplandı. Sektörün makine teçhizat yatırımları, ilk üç ayın sonunda 177 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. Enjeksiyon ve ekstrüzyon makineleri dışındaki bütün makine türlerinde iç satışlarda yüzde 7 - 46 aralığında değişen ciddi düşüşler gözlendi. PLASFED tarafından yapılan tahminlere göre plastik sektörü makine teçhizat yatırımı, 2014 yılı sonunda bir önceki yıla göre yüzde 3,3 oranında azalarak 708 milyon dolara gerileyebilir. 

“Ülke stratejisi gerekli”

Rapora ilişkin bir değerlendirme yapan PLASFED Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Aksoy, Türkiye’nin plastik mamul üretimindeki hızlı büyümesinin, yerli makine üreticilerine yeterince yansımamasından üzüntü duyduğunu belirterek, ülke olarak bu alanda bir strateji belirlenmesi gerekliliğinin altını çizdi. Aksoy, “Makine sektöründeki genel sorunlarımız, sıkıntılarımız plastik işleme makineleri için de geçerli. Bu genel sıkıntılara ek olarak, plastik işleme makinelerine yönelik herhangi bir ulusal stratejinin olmaması ve yerli makine üreticilerimizin yeterince korunmaması mevcut olumsuz tablonun devamındaki en önemli etkenlerden biri. Türkiye, plastik işleme makinelerine yönelik olarak çok ciddi yatırım yapan plastik sektörüne sahip. Dolayısıyla bu alanda dünyanın en önemli pazarlarından biriyiz. Bu pazarın yüzde 70’inden fazlasına ise ithal makineler giriyor. Net ithalatçıyız ve ihraç ettiğimiz ürünlerin de birim fiyat karşılaştırmaları arzu ettiğimiz seviyeden çok uzak. Plastik işleme makineleri sektörümüz başta Çin olmak üzere ucuz makine üretici ülkelerden yapılan ithalat karşısında gelişememektedir. Plastik işleme makineleri sektörüne yönelik bir devlet stratejisinin bulunmaması, yerli üreticinin yeterince korunmaması ve plastik mamul üreticilerinin rekabet üstünlüğü sağlamak için ucuz ve ikinci el makine ithalatını tercih etmeleri, Türkiye’de plastik işleme makineleri sektöründe üretimin giderek küçülmesine neden olmaktadır. Elbette çözüme yönelik kapsamlı bir yaklaşımı belirlememiz gereken bir manzara ortadadır. İlk etapta, yerli makine üreticilerimize yönelik ilave teşvikler ve korumalar atılacak ilk adım olmalı” dedi.

PLASFED raporunda, yer alan bazı önemli veri ve tahminler şöyle:

 Mevcut verilere göre aynı trend devam ederse, sektörün makine teçhizat ithalatı bir önceki yıla göre yüzde 3 oranında azalarak 511 milyon dolara  gerileyecek. 

 Makine türü olarak bakıldığında; iç pazar satışı, yerli üretim-ithal dengesizliği en fazla enjeksiyon makinelerinde gözlendi. 

Enjeksiyon makineleri, 2013 gerçekleşmelerine göre en fazla yatırım yapılan ikinci makine türü olmasına rağmen –birinci presler ve diğer makineler- en az yerli üretim yapılan makine türlerinden biri. Raporda yer alan tahminlere göre enjeksiyon makinelerinde 2014 yılı sonunda yerli üretim bir önceki yıla göre yüzde 24,7 oranında gerileyerek 14,9 milyon dolar düzeyine inecek; ithalat artışı ise devam edecek ve 193,3 milyon dolara çıkacak. 

2014 yılının ilk 3 ayında 10 ülkeden yapılan makine ithalatı, toplam ithalatın adet bazında yüzde 90’ını değer bazında da yüzde 92’sini oluşturdu. 2013 yılının eş döneminde Türkiye’nin ithalatında; Çin adet bazında birinci, değer bazında ikinciyken, 2014 yılının ilk 3 ayında hem adet hem de değer bazında birinci sıraya yükseldi. Çin, Almanya, İtalya, Avusturya ve Tayvan en çok ithalat yapılan ilk 5 ülke oldu.