Thursday, Mar 28th

Last updateFri, 22 Mar 2024 8am

You are here: Home Products

Kozmetik ambalajında plastik kirliliğine son

Geride mikro plastik kirlilik bırakmayan yenilikçi bio çözümler

Finlandiya’nın Helsinki kentinde 2016 yılında kurulmuş olan Sulapac ekolojik bir endüstriyel üretim misyonu edinmiş. Bu doğrultuda, gezegenimizi, denizlerimizi plastik çöplerden korumak amacıyla plastik yerine doğada çözünebilen biyolojik bazlı ürünler geliştirmekte.

Kuruculardan, Suvi Haimi ve Laura Tirkkonen-Rajasalo; iki bin onlu yıllarda ikisi de banyolarına baktıklarında aynı şeyi görüyorlar: Bir sorun. Sürekli artan tek kullanımlık plastiğin hayatımızı ve denizleri doldurduğunun farkında olarak, bir çözüm bulmak için birlikte yola çıkıyorlar.

Biyo malzemelerde uzmanlaşan biyokimyacılar olarak Suvi ve Laura, plastiğe sürdürülebilir bir alternatif geliştiriyorlar.

Sulapac® markasıyla geliştirdikleri bio çözünür malzeme, geride kalıcı mikroplastik bırakmadan tamamen biyolojik olarak parçalanıyor. Sulapac®, mevcut plastik ürün makineleri ile işlenebiliyor, bu da geleneksel plastikten çevre dostu bir alternatife geçişi düşünülenden daha kolay hale getiriyor.

Sulapac çığır açan bir yenilik olarak gözüküyor. Artık su bazlı ürünler, kalıcı mikroplastikler bırakmadan biyolojik olarak parçalanan yeni bir biyo-bazlı Sulapac bariyeri ile paketlenebililiyor. 

DuPont silikon masterbatchlerini MULTIBASE™ ürünleri olarak yeniden markalandırıyor

DuPont Mobility & Materials, termoplastikler için silikon masterbatch portföyünün tamamını MULTIBASE™ ürünleri olarak yeniden markalaştırdığını duyurdu. Yeni marka tüm eski Dow Corning silikon bazlı masterbatch ürünleri için geçerli olacak.

Bu girişimin, termoplastik malzemelerin genel performansını iyileştirmek, genişletmek ve güçlendirmek için dünya çapında kullanılan yüksek performanslı silikon masterbatch teknolojileri sağlama konusunda 20 yıllık geçmişe sahip, son derece saygın bir Dow Corning şirketi olan MULTIBASE™‘in küresel marka bilinirliğine dayandığı belirtiliyor.

Bu malzemeler aynı zamanda ambalaj, otomotiv, tel ve kablo, elyaf, tüketici ve endüstriyel dahil olmak üzere çok çeşitli ana sanayide kullanılabiliyor. MULTIBASE™ markası, geliştirilmiş ve ticarileştirilmiş gelecekteki tüm DuPont silikon masterbatchler için kullanılacak.

Marka değişikliği, bu endüstri ürünlerinin formülasyonunu, özelliklerini veya kalitesini etkilemeyecek. DuPont, aynı yüksek kaliteli silikon masterbatchleri aynı süreçleri kullanarak ve daha önce olduğu gibi aynı titiz standartları uygulayarak üretmeye devam edecek.

Konu ile ilgili açıklama yapan DuPont Hytrel®, MULTIBASE™, Vamac® Global İş Lideri Jacek Madry, “Pazar trendleri, rekabet, yönetmelikler ve uygulamalar geliştikçe, polimer üreticileri, malzemelerini bu değişen ihtiyaçlara göre uyarlamada sık sık yeni zorluklarla karşı karşıya kalıyor. MULTIBASE™ silikon bazlı katkı maddelerimiz, özellikleri genişletmek, işleme prosesi geliştirmek ve malzemeyi güçlendirmek için birçok seçenek sunuyor.

Ayrıca müşterilerin yasal gereksinimleri karşılamasına yardımcı olabilecek özellikler sunarak enerji kullanımını azaltıyor. Ayrıca son ürünlerin işlevini, estetiğini, kalitesini ve dayanıklılığını iyileştiriyor” dedi.

Sunulacak en yeni masterbatch ürünü, çok katmanlı polietilen (PE) şişirilmiş film için MULTIBASE™ AMB-12235 oldu. Bu masterbatch, film işlemeyi iyileştirmek ve tutarlı kalite sağlamak için bir anti-blok ajanını uyumlu, kalıcı bir kayma katkısı ile birleştiriyor. Gelecekteki DuPont MULTIBASE™ ürünleri, son kullanım uygulamalarının ömrünün uzatılması, enerji tüketiminin ve fire maliyetinin azaltılarak üretimin optimize edilmesi, geri dönüşümü desteklemek için formülasyon karmaşıklığının azaltılması gibi temel pazar trendleriyle uyumlu olacak.

Poliüretanlar otomotiv sektöründe konforu artırıyor

Hayatımızın vazgeçilmez bir parçasına dönüşen poliüretanlar beyaz eşyadan mobilyaya, yapı sektöründen giyime kadar her sektörün gelişimine destek oluyor. Otomotiv sektöründe de önemli bir yeri bulunan poliüratanlar, sektörde konfordan tasarıma, dayanıklılıktan güvenliğe kadar birçok performansın artırılmasına yardımcı oluyor.  

Türkiye’nin bakanlık onaylı özel poliüretan Ar-Ge merkezine sahip Flokser Kimya şirketi de otomotiv sektörüne özel geliştirdiği poliüretan ürünleriyle konfor ve estetiği ön plana çıkaran yeni tasarımların ortaya çıkmasına öncülük ediyor. Sektör için poliüretan filtre sistemler, poliüretan integral sistemler ve poliüretan sünger sistemler sunan şirket, güvenlikten dayanıklılığa kadar sektörün ihtiyacı olan birçok performansı karşılıma hedefiyle faaliyetlerini sürdürüyor.

Sektörün üretim sürelerini hızlandırıyor

Otomobil, ağır vasıta, iş makineleri gibi geniş bir kullanım alanı bulunan poliüretan filtre sistemleri, hızlı kalıp açma süresiyle Flokser Kimya’nın filtre üretiminde kullanılmak üzere geliştirdiği su bazlı poliüretanlardır.

Yeni tasarımlara imkân tanıyor

Yüksek yırtılma dayanımı ve yumuşak hücre yapısına sahip poliüretan integral sistemleri, farklı yoğunluk ve sertlikte uygulanabilirliğiyle koltuk, direksiyon, kapı kolları gibi farklı alanlarda kullanılabiliyor. Metreküp başına 200 ila 250 kg kalıp yoğunluğu sunan sistemin, dayanıklı yapısıyla da otomotiv sektöründe yeni tasarımlara imkân tanıdığı belirtiliyor. 

Güvenliği üst sıralara taşıyor 

Otomotiv ve iş makineleri sektöründe oturma gruplarının üretiminde kullanılan poliüretan sünger sistemleri ise; yüksel elastikiyet ve düşük kalıcı deformasyonu ile sektörün konfor ihtiyacına çözüm sunuyor.  Kalıplanarak şekillendirilen, vakumlu deri, polyester ya da alüminyumla da uyum sağlayabilen sistemler, üstün yanmazlık özelliğiyle sektörde güvenliği üst sıralara taşıyor.  

Çevreye duyarlı kompost ambalaj çözümü

Elif, Amenities Magazine tarafından düzenlenen The Amenities Initiative Ödülleri’nde ElifNatty ile “Sürdürülebilir Ambalaj Girişimi” kategorisinde Altın Ödül’e hak kazandı.

Elif, Türk Hava Yolları için döngüsel ekonomi yaklaşımını destekleyecek ve tek kullanımlık plastiklerin kullanımını azaltacak sürdürülebilir bir ambalaj yapısı geliştirdi. 2018'de hayata geçen çalışma hava taşımacılığında ortaya çıkan plastik atık miktarını ve zararlı etkilerini azaltacak çevreci bir çözüm sunuyor.

Şirketin özelleştirilmiş ambalaj çözümü ElifNatty, 2020 yılında tanıtılan “Elif Sürdürülebilir Eko Çözümler” ürün ailesine ait kompostlanabilir bir ambalaj filmi. Ürün tamamen veya kısmen yenilenebilir kaynaklardan elde edilen biyobozunur polimerlere dayalı, yenilikçi biyoplastik alaşımlar ailesiyle formüle edilmiş çevreye duyarlı bir ambalaj çözümü.

ElifNatty, çevre kirliliği yaratacak maddeler salgılamadan, biyolojik bozunma ve kompostlama süreçleriyle çevreye duyarlı bir ambalaj yapısı sunuyor. Topraktaki elementlere ve mikro organizmalara maruz kaldığında biyolojik olarak bozunuyor. Ortamda görünür veya zararlı bir tortu bırakmıyor ve enerji kullanımını azaltıyor. Geleneksel petrol bazlı ambalaj filmleri için bir alternatif olarak öne çıkıyor.

PACCOR, DuoSmart® portföyünü üç yenilikçi varyantla genişletiyor

PACCOR ambalaj endüstrisinin önde gelen küresel oyuncularından biri olarak DuoSmart® serisini önemli geliştirmeler ile hayata geçiriyor. Şirket yapıştırıcı içermeyen DuoSmart® (DS) ürünlerini rPET (geri dönüştürülmüş Polietilen tereftalat) veya köpüklü PP (Polipropilen) girişli yeni DuoSmart® çözümlerinin kısaltması olan RecycleDuo adıyla pazara sunuyor. 

DuoSmart®, kağıdın avantajlarını plastiğin işlevselliğiyle birleştiren modern bir ambalaj çözümü olarak öne çıkıyor. Standart enjeksiyonla kalıplanmış ambalaja kıyasla % 50'ye kadar daha az plastik içeriyor ve bir "fermuar" ile iç kap ve kağıt bandrol, kolayca farklı atık akışlarına ayrılabiliyor. Marka, sürdürülebilir biyopolimer seçeneğiyle çevreyle ilgili endişeleri gidererek PP, PET ve bariyer PP veya daha zorlu raf ömrü gereksinimlerini de karşılıyor. Ambalaj, ortam sıcaklığında, soğutulmuş veya dondurulmuş koşullarda saklananlar da dahil olmak üzere gıda ürünlerinin besin değerini, rengini, aromasını ve tadını koruyor. Çok çeşitli boyutlarda mevcut olan DuoSmart®, hızlı ve sorunsuz performansla standart gıda endüstrisi dolum hatlarında da çalışıyor.

Standart ve hafif versiyonlarda, çeşitli şekil ve boyutlarda kaplar süt ürünleri, hazır gıda, kuru gıda, yiyecek servisi ve evcil hayvan yiyecekleri depolamak için uygun bir seçenek oluşturuyor. DuoSmart® standart versiyon tasarımında, ürünün barkodunun altta olması verimli bir konum sağlıyor. Bu nedenle kolay tarama, avantajlı konum ve her şeyden önemlisi dış görünüm bozulmuyor. Çeşitli ilgi çekici tasarım düzeni fırsatlarıyla birlikte DuoSmart®, tüketiciye ne satın alacaklarının bir görünümünü veren özelleştirilebilir şeffaf pencereler de sunuyor. PACCOR'un tasarımları birçok şekil ve boyutta olmasının yanı sıra müşterilerin ürünlerini nasıl sergilemek istediklerini belirlemelerine de olanak tanıyor.

RecycleDuo ilk olarak tüm PP DuoSmart® Light referanslarında uygulanmaya devam ediyor. Tutkal kullanmadan yapılan bu yeni yöntem, müşterilerin plastik kap üzerinde herhangi bir kâğıt kalıntısı olmadan plastik girişi ve karton segmentini daha kolay ayırmasına olanak tanıyor ve böylece geri dönüştürülebilirliği artırıyor.

Günümüzde rPET girişli DuoSmart®, esas olarak  % 100'e varan rPET yeniden birleştirme ile mümkün olan artan geri dönüştürülmüş içerik pazar talebine yanıt veriyor.

Köpüklü PP girişli DuoSmart®, geleneksel DuoSmart® kapların üretimine kıyasla % 16'ya kadar daha az CO2 emisyonunu salgılıyor ve % 15 daha az plastik gerektiriyor.

Yeni nesil DuoSmart® çözümleri, Digimarc barkodunun kâğıdın dış katmanına basılmasına ve plastik kap üzerine işlenmesine izin veriyor. Ayrıca herhangi bir akıllı telefon kamerasıyla taranabiliyor ve tüketicilere olduğu kadar tek kullanımlık şirketlere de ilgili ambalaj hakkında bilgi sağlıyor. 

Konu ile ilgili açıklamada bulunan PACCOR CCO'su Nicolas Lorenz, "Bu yeni ürünler, müşterilerimize önde gelen döngüsel teklifler sunarak PACCOR’un BAKIM stratejisini destekliyor. Sürekli olarak sadece iddialı sürdürülebilirlik hedeflerimize ulaşmakla kalmayıp, aynı zamanda müşterilerimizin çevresel hedeflerine ulaşmalarına da yardımcı olmaya odaklanıyoruz. Bütün bir endüstri olarak birlikte sorumlu bir şekilde hareket etmek istiyoruz” dedi. 

PACCOR

SOCAR Polymer, iki yeni kopolimer polipropilen sınıfını piyasaya sürdü

Milliken’in Hyperform® HPN® performans katkı maddesi verimliliği artırırken, kalıpçıların enerji kullanımını azaltıyor

SOCAR Polymer, Milliken Chemical’ın polipropilen (PP) için Hyperform® HPN® performans katkısını içeren portföyündeki ilk iki yeni darbe kopolimer polipropilen (ICP) reçine sınıfını piyasaya sürdü. İki firma geçtiğimiz yıl bu malzemeleri geliştirmek için işbirliği içinde çalıştı.

Azerbaycan merkezli SOCAR, şu anda Rusya, Türkiye ve Bağımsız Devletler Topluluğu'ndaki diğer ülkelerdeki müşterilerine bu malzemeleri pazarlıyor. Şirket, bu yeni ICP sınıflarının kapaklar ve opak kaplar gibi ince duvarlı enjeksiyonla kalıplanmış (TWIM) ambalaj uygulamalarında ve ayrıca çeşitli ev eşyaları, spor malzemeleri ve oyuncaklarda kullanım için ideal olduğunu belirtiyor.

İki yeni sınıf, ICP'ler için en yaygın eriyik akış hızları olan CB 4848 MO (48 eriyik akış hızı ile) ve CB 6448 MO (64 eriyik akış hızı ile)'dur. Her ikisi de mükemmel bir son kullanım özellikleri dengesi sunmaktadır. Bu ICP sınıfları, düşük büzülme, geliştirilmiş termal direnç (HDT) ve sertlik ile darbe direnci arasında mükemmel bir denge sergileyen kalıplanmış parçalar sunuyor.

Ek olarak iyi akışkanlıkları ile iki farklı sınıf, dönüştürücülerin daha hızlı işlem gerçekleştirmesini sağlarken, hem daha yeni hem de eski enjeksiyon kalıplama makinelerinin malzemeyi verimli bir şekilde işlemesine olanak tanıyor.

Şirket, bu yeni sınıfların müşterilere organik peroksit kullanmayan ve SOCAR Polymer'in sıfır ftalat felsefesine uyan reaktör dereceli heterofazik kopolimerler sunma hedefini ilerlettiğini söylüyor, bu da üretimin hiçbir aşamasında ftalat bileşikleri içeren hiçbir katalizör ve kimyasal kullanılmadığı anlamına geliyor. Aynı zamanda ortaya çıkan ürünler, üstün sağlamlık ve boyutsal kararlılık da sunuyor.

ICP formülasyonunda Hyperform kullanımı, çevrim sürelerini azaltarak dönüştürücülerin verimliliğini artırmaya yardımcı olarak işlenebilirliğe yardımcı olurken, aynı zamanda enerji kullanımını azaltarak sürdürülebilirliklerini de artırıyor.

Bu çabalar, geçen yılın sonlarında SOCAR’ın ilk iki random kopolimer PP sınıfının - RB 4545 MO ve RB 6545 MO - piyasaya sürülmesine yol açan şirketler arasındaki önceki işbirliğine dayanıyor.

SOCAR Polymer

Çevreye duyarlı yeni nesil kurutucular

VSD teknolojisine sahip, kompakt boyutlu soğutmalı kurutucular dünyada ilk defa pazara sunuldu...

Atlas Copco basınçlı hava üretiminde enerji tasarrufu sağlayan yeni nesil soğutmalı kurutuculardan oluşan, altı farklı modelini FD 100-300 VSD ürün yelpazesi adı altında duyurdu. Yeni nesil FD 100–300 VSD serisinin, işletmelere yüksek enerji tasarrufu ve performans sunarken, çevreyi koruyan özellikleriyle de dikkat çekeceği belirtiliyor.

Kaliteli kuru hava

Yeni FD 100-300 VSD serisi, basınçlı hava henüz hava hattınıza girmeden basınçlı havadaki nemin hattınıza ulaşmasını engelleyerek, nemden zarar görebilecek cihazların, mekanizmaların veya tesisatın karşılaşacağı riskler ile buna bağlı oluşabilecek yüksek maliyetlerin önüne geçiyor. Ethernet bağlantısı ve Atlas Copco’nun uzaktan izleme yazılımı Smartlink ile birlikte, basınçlı hava sisteminin performansı ve kurutucunun tüm fonksiyonları uzaktan izlenebiliyor ve kontrol edilebiliyor.

Yüksek enerji tasarrufu

Şirket, 100 ila 300 l/s (6-18 m3/dak) arasında sıkıştırılmış hava akışları için altı farklı seçenekten oluşan yeni soğutucu gazlı kurutucu serisi FD 100-300 VSD ile ilk kez VSD teknolojisine sahip bu boyutta soğutmalı kurutucular sunuyor. Yeni seri kurutucular, Atlas Copco Kompresör Tekniği tarafından çeyrek asırdır üretilen VSD (Variable Speed Drive – Değişken Hızlı Sürücü) teknolojisine sahip. Değişken hızlı sürücü, işletmelerin üretim akışına ve zamana bağlı olarak değişen kaliteli kuru hava talebini, motor hızını otomatik olarak ayarlayarak karşılıyor. Bu sayede; direkt enerji tüketiminde yüzde 70, dolaylı enerji tüketiminde ise yüzde 50’ye varan verimlilik ve tasarruf sağlanabileceği ifade ediliyor.

Yayla Agro ürünlerini yeni nesil BPA’sız ambalajla koruyor

Gıda güvenliğinde içerik kadar ambalajın da kritik rol oynadığının bilinci ile önce insan sağlığı diyen Yayla Agro, ürünlerinin kalitesini yeni nesil ambalajlarıyla da sürdürmeyi hedefliyor. Şirket soğuk zincire ihtiyaç duymayan BPA’sız (BisphenolA) Yemek Hazır serisinin özel ambalajlarıyla hem insan sağlığını hem de ambalajın içindeki gıdayı ve besin değerlerini koruduklarını belirtiyor. Evlerimizde pişirdiğimiz bir yemeği iki yıl saklamamızın imkânsızken bu yeni nesil ambalaj teknolojisi sayesinde içine herhangi bir katkı ya da koruyucu konulmadan 24 ay saklanabiliyor.

Şirketin üretim tesislerinde son teknoloji ile üretilen Yemek Hazır serisi, renklendirici ve koruyucu gibi katkı maddeleri kullanılmadan pişirildiği haliyle tüketiciyle buluşuyor. ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi, ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemleri, Helal-Kosher, BRC ve IFS Global Gıda Güvenliği standardına, İSG, Covid-19 Güvenli Üretim ve çevre ile ilgili yasal mevzuata uygun olarak üretiliyor.

Katkı ve koruyucuyla gıdaların ömrünü uzatmaya son…

Yeni nesil ambalajlar; katkısız, koruyucusuz, ev yemeği tadında Yayla Yemek Hazır serisinin raf ömrünü de uzatıyor. Esnek ambalaj segmentinde bulunan en yüksek bariyer özelliğine sahip ambalajda kullanılan malzeme, sıfıra yakın hava ve nem geçirgenliği ile dikkat çekiyor. Soğuk zincire ihtiyaç duymayan bu özel ambalaj, ısıyı dengeli yayma özelliği sayesinde tam sterilizasyon için gerekli ısı miktarına ulaştığında bile tüm ürünü aynı ölçüde ısıya maruz bırakıyor. Farklı ambalajlarda satılan ürünlerde işlem döngüsü sırasında kayıplar yaşanırken, Yayla’nın BPA’sız özel ambalajları yiyeceklerin niteliğini ve ısıya duyarlı maddelerin besin değerlerini koruyor. 

Özel filmlerden oluşan dört katlı laminasyon yapısına sahip Yayla Yemek Hazır ambalajları, kolay açılabilme özelliği ile de tercih ediliyor. Üstelik cam ve teneke kutulara oranla 10’da 1 daha az yer kaplayan ambalaj, yeterli küçük depolama alanıyla önemli avantaj sağlarken lojistijk sırasında harcanan karbon emisyonunu azaltan yönüyle çevreyi koruyor.  

Gençlere yönelik yeni bir ambalaj konsepti

Çin'in Şangay kentindeki Sidel paketleme ekibi, gençliği sağlık özelliğine entegre ederek Menton aromalı su ambalajını yeniden tasarladı. 500 mililitrelik ve sadece 17,85 gram ağırlığındaki düz cidarlı hafif PET şişe, modernlik duygusunu yansıtıyor ve sürdürülebilir ambalajlamanın bir ifadesi olarak görülüyor.

Menton, Çin'deki orta ölçekli şehirlerdeki okulların çevresindeki tedariklerde ve marketlerde satılan bir RTD ürünü. Üç yıllık hızlı satışların ardından, Menton aromalı su, benzer ambalajlar ve fiyatlar yüzünden pazarda büyüyen rekabetle karşı karşıya kaldı. Menton müşterilerinin, Çin’in internet kültürünün gelişmesiyle birlikte büyüyen, fiyata duyarlı gençler olduğunu düşündüğünden marka kimliğini yeniden şekillendirmeye ve içeceği daha değerli bir ürün olarak yeniden dizayn ederek onlarda yankı uyandırmaya karar verdi. Bunu yapmak için, uzun vadeli ortakları Sidel ile bir konseptin tasarımından ürünün endüstriyel gerçekleştirilmesine kadar yeni bir ambalaj tasarımı sürecine girdiler; bu aynı zamanda, yalnızca üç Sidel Aseptic Combi Predis™ PET paketleme hattında üretilmiyor, hat başına saatte 60.000 şişelik çok hızlı çıktı alınabiliyor.

Polimer Teknik’ten bilimsel çalışmalar için yeni ürün serisi

Aynı yöne dönen çift vidalı ekstrüderler üreticisi Polimer Teknik, bilimsel çalışmaları destekleyecek yeni ürün serisini pazara sundu. Plastik, kimya, gıda ve ilaç sektörlerinde yeni ürün formülasyonlarının optimize edilmesinin yanı sıra Ar-Ge çalışmaları için bir laboratuvar hattı olarak tasarlanan poex T16 Scientific, Polimer Teknik'in üretmiş olduğu en küçük vida çapına sahip çift vidalı ekstrüder olarak öne çıkıyor. Hat, vida ve şaft setlerinin birkaç dakika içerisinde değiştirilmesine olanak sağlayan modüler yapısı sayesinde kullanım kolaylığı ve yüksek çalışma esnekliği sunmakta.

Polimer Teknik’ten yapılan açıklamaya göre, “Yeni nesil kompaund hattında uygulama şartlarına ve işlenecek malzemelere bağlı olarak yeterli dayanıma sahip vida ve kovan malzemesi seçilmektedir. Ayrıca ekstra sızdırmazlık korumasının gerekli olduğu çok düşük viskoziteli kimyasal reaktif ekstrüzyon gibi proses koşullarına bağlı olarak, Ar-Ge çalışmalarına dayanarak kovanlar arasında yüksek sıcaklık ve aşınmaya dayanıklı contalar kullanılmakta. Prosese bağlı olarak gazdan arındırıcı degazörler, yan besleyiciler, eriyik basınç sensörü montaj noktaları kör tapalı olarak üretilebilmektedir. İsteğe bağlı olarak gravimetrik dozajlama sistemlerinin entegre edilebildiği hatlarda dolgu ve minerallerin kolaylıkla ve yüksek hassasiyette beslenmesi sağlanabilir.”

Bu ölçekte hatlar yoğunluklu olarak Almanya, Tayvan, Amerika’dan ithal edilmekte ancak artık Polimer Teknik Türkiye kompaund sektörüne yerli bir çözüm ortağı olarak cevap oluşturuyor. Ayrıca Polimer Teknik, yılların verdiği tecrübe ile, üzerinde çalışılacak malzeme prosesine uygun vida tasarımı ve konfigürasyonu gibi teknik konularda da müşterilerini desteklemeye devam ediyor.

Polimer Teknik

Clariant, DESVOCANT adsorbanlarını piyasaya sürüyor

Clariant sektörün merakla beklediği Uçucu Organik Kimyasal (VOC: Volatile Organic Compound) çözümlerini piyasaya sürdü. Sürdürülebilir yöntemlerle üretilmiş yeni bir kil minerali bazlı yenilikçi ürün yelpazesi DESVOCANT adsorbanlar ile Clariant, nakliyeciler, ticaretle uğraşanlar ve tüketicilerin kapalı bir ambalaj içerisinde imal edilmiş ürünlerden kaynaklı uçucu organik kimyasallara maruz kalma ihtimalini etkili biçimde azaltıyor.

Üretilen ürünler, kapalı alanlarda depolandığında veya ambalajlandığında VOC birikimi olasılığını artırıyor. Bu birikim tüketiciler arasında, belirli ürünleri paketten çıkarınca yayılan ve pekte hoş olmayan yeni ürün kokusu olarak da adlandırılabiliyor. Bazı durumlarda bu ürünler, VOC kaynaklı kalıcı kokular nedeniyle tüketici tarafından iade ediliyor. Daha da önemlisi, nakliyeciler, kargo taşıyıcıları ve ticaretle uğraşan kişiler, ürün denetim veya tahliyesi esnasında nakliye konteynerlerini açarken aniden salınan yüksek miktardaki VOC’lerini soluduklarında ciddi sağlık sorunları yaşayabiliyor.

Yüzde yüz dönüşümlü PP’den çevre dostu ambalaj kapları

Günümüzde plastik ambalaj üreticileri, geri dönüştürülmüş polipropilen gibi daha sürdürülebilir olan geri dönüştürülmüş malzemeye giderek artan taleplerle karşı karşıyadır.  Bu konuda adım atan kuruluşlardan ikisi; Greiner Packaging ve SABIC, toz bulyon ambalajı için yüzde yüz sertifikalı geri dönüşümlü PP’den kap ve kapaklar üretmek üzere bir pilot projede bir araya geldiler. Yeni ambalaj çözümünün ise şu anda marketlerde yerini aldığı belirtiliyor.

Aralık ayında Greiner’ın Avusturya’daki tesislerinden verilen bilgiye göre firma, karton ve plastik birleşimlerinin üretimine uygunluğunu belirlemek için bir süredir çeşitli geri dönüştürülmüş malzemeleri test ediyor. Son olarak şirket, Unilever için bir test projesi gerçekleştirmek üzere SABIC’in TRUCIRCLE ™ portföyünden sertifikalı geri dönüşümlü polipropileni seçti. SABIC’in malzemesi, ham madde olarak tüketim sonrası karışık plastiği kullanıyor ve bu ham madde, moleküler yapı taşlarına ayrılıyor ve daha sonra bu yeni geri dönüştürülebilir kap ve kapakları üretmek için kullanılacak işlenmemiş plastikleri (hammaddeyi) oluşturuyor.

Atlas Copco Kompresör Tekniği’nden Enerji Geri Kazanım Sistemlerinin Önemi ve Faydaları

Enerji geri kazanım uygulamaları, kurumlara çok büyük enerji tasarrufu sağlayıp, enerji maliyetlerini önemli oranda azaltırken aynı zamanda karbondioksit salınımını da düşürür. İşletmeler, atık enerjiyi yeniden kullanarak hem çevre korumasına yardımcı olabilir hem de enerji tasarrufunu üst düzeye çıkarabilir. Endüstriyel hava kompresörler, elektrik enerjisini yüzde 80 ila 93 oranlarında ısıya dönüştürür. Düzgün tasarlanmış bir ısı geri kazanım ünitesi, mevcut termal enerjinin yüzde 50 ila yüzde 90'ını geri kazandırır ve bunu hava veya suyu ısıtmak için kullanır. 

Kompresör tekniğinde sıkıştırma işlemi için kullanılan enerjinin yüzde 93’e yakın kısmının ısıya dönüştürülerek radyasyon yolu ile kaybedildiğini belirten Atlas Copco Kompresör Tekniği Ürün ve Pazarlama Uzmanı Erdem Enç, “İyi tasarlanmış bir enerji geri kazanım sistemi, kaybedilen bu enerjinin büyük bir kısmının geri kazanılmasını ve kullanılabilir bir enerjiye dönüşmesini sağlar. Doğalgaz ve fuel oil gibi geleneksel enerji kaynaklarının kullanımını azaltmak için uygulama sürecinde ön ısıtmaya tabi tutulmuş su kullanarak CO2 emisyonu azaltılabilir. Atlas Copco Kompresör Tekniği’nde hem hava hem de su soğutmalı vidalı kompresörlerin yanı sıra, santrifüj teknolojili turbo kompresörler için de ısı geri kazanım sistemleri mevcuttur. Bu kompresörler, enerji geri kazanımını sağlarken kurumlara önemli oranda tasarruf elde etmelerine olanak tanır. Kurumlar, ihtiyaçlarına uygun kompresör ekipmanlarını belirlemek ve ısı geri kazanım hakkında bilgilenmek için, alanında ileri bir teknolojiye sahip olan Atlas Copco Kompresör Tekniği olarak ücretsiz sunduğumuz mühendislik hizmetlerinden faydalanabilirler.” dedi. 

Elif, WorldStar'21'de ElifGreen ile ödüle hak kazandı

Elif, Türkiye ve Mısır'da bulunan 2 benchmark üretim tesisinde geliştirdiği en son ambalaj teknolojileri ve çözümleri sayesinde marka sahiplerinin iş hedeflerine daha kolay ulaşılmasını ve ürünlerinin raflarda daha fazla ilgi görmesini sağlayan ambalaj seçenekleri sunuyor.

Esnek ambalaj konusunda küresel benchmark bir şirket olan Elif, en son yenilikçi ürünlerinden biri olan ElifGreen - Yenilenebilir Kaynaktan Üretilen PE Ambalaj Çözümü ile Worldstar'21'de Sağlık ve Kişisel Bakım kategorisinde ödüle hak kazandı.

Kazananlar, Mayıs 2021'de yapılacak prestijli WorldStar Ödül Seramonisi'nde onurlandırılacak.

ElifGreen, yenilenebilir kaynaklı ve sürdürülebilir esnek ambalaj film çözümü olarak şeker kamışından elde edilen yeşil PE granüllerin çeşitli oranlarda kullanılmasıyla üretiliyor. Fosil bazlı PE film yapıları ile aynı mekanik özellikleri korurken ambalaj için geri dönüştürülebilirlik, yenilenebilirlik ve sürdürülebilirlik özellikleri de sunuyor.

Yeni ürün müşterilerin sürdürülebilirlik beklentilerini karşılamasına yardımcı olurken AB Komisyonu'nun 2030 geri dönüştürülebilirlik hedeflerine uygun bir çözüm olarak da öne çıkıyor.

• Esnek ambalaj için poliolefin geri dönüşümüne uygun tesislerde tamamen geri dönüştürülebilirlik

• Yenilenebilir kanyaktan üretim

• Her çeşit esnek ambalaj filmi için uygulanabilirlik

• Geleneksel PE yapılarına göre %75 daha düşük Karbon Ayak İzi

• BonSucro sertifikalı hammadde ile uygulama seçenekleri

ELİF PLASTİK

Toyo Matbaa Mürekkepleri’nden yeni ofset mürekkep serisi

Japonya merkezli Toyo Ink Group’a bağlı olan Toyo Matbaa Mürekkepleri tarafından GMP (Good Manufacturing Practices - İyi Üretim Uygulamaları) standartlarına uygun şekilde üretilen, kâğıt ve karton gıda ambalaj malzemelerinin dış yüzeylerinde uygulanabilen, düşük koku ve migrasyon özelliklerine sahip LP-9000 TOYO LIFE PREMIUM FOOD LO/ LM yeni sheet-fed ofset mürekkep serisini pazara sundu. 

“For A Vibrant World (Yaşayan Canlı Bir Dünya İçin)” mottosunu benimseyerek yaşamın her alanında inovatif teknolojileri ile öne çıkmayı hedefleyen Toyo Matbaa Mürekkepleri; gıda güvenliği, insan ve çevre sağlının korunmasına katkı sağlamak amacıyla gıda ve ilaç, kâğıt veya karton ambalajlarında kullanılabilir, LP-9000 TOYO LIFE PREMIUM FOOD LO/ LM yeni mürekkep serisini Manisa’da bulunan Toyo Matbaa Mürekkepleri Ar-Ge Merkezi’nde geliştirildi ve EuPIA GMP gereklilikleri çerçevesinde üretim yapılmasını sağlayacak gıda mürekkepleri üretim yatırımları yapıldı.

Ambalaj ve basım sektörlerine hizmet sunan Toyo Matbaa Mürekkepleri Ofset Ar-Ge Müdürü Rukiye Kıter “T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından tescillenen Ar-Ge Merkezimizde Avrupa normlarına uygun olarak geliştirilen LP-9000 TOYO LIFE PREMIUM FOOD LO/ LM Serisi, TÜBİTAK tarafından desteklenen proje ile hayata geçirilmiştir. Pazara sunmuş olduğumuz yeni mürekkep serimiz ile başta Türkiye olmak üzere Avrupa Birliği dâhil (gıda güvenliğinin öncelikli olduğu) tüm pazarlarda yer alacaktır.”

IONPURE; Gümüş iyonlu, FDA onaylı, 500 °C’a dayanıklı antimikrobiyal

Kimyasal bileşik sektörünün gümüş iyonlusu olarak bilinen ve 500 derece sıcaklıklara dayanıklı olduğu kanıtlanan Ionpure, antimikrobiyal denildiğinde akıllara ilk gelen maddelerden bir olarak plastik sektöründe de kullanılıyor. Her türlü kimyasal bileşik hakkında bilgi ve tecrübesiyle faaliyetlerini sürdüren Eskiz Kimya ise Ionpure Türkiye satış ofisi olarak bu malzemenin teminini sağlıyor.

Ionpure ve Plastik Malzeme Bağlantısı

Ionpure, kablo ve plastik malzemelerde bakterilerin büyümesini kontrol ve bertaraf etmek suretiyle polimerin kendisinin de bozulmasını engelleyebiliyor. 

Güçlü bir antimikrobiyal ajan olan Ionpure güvenilir bir koruma sağlayarak; bakteri, küf, pas hastalığı gibi leke, koku ve ürün bozulmasına neden olabilen mikroplar ürün yüzeyiyle temasa girdiklerinde, mikrobun hücre duvarından geçerek temel hücre faaliyetlerini sekteye uğratıyor ve böylece mikrop işlevlerini yerine getiremez, büyüyemez veya çoğalamaz hale geliyor. 

Antimikrobiyal, havadaki nemle temasa geçtiğinde de etkisini gösteriyor. Nemin varlığında, cam matrisi kademeli olarak parçalanıyor ve Ionpure’nin gümüş iyonu serbest kalıyor. Malzemenin benzersiz güçteki özelliklerinden birisi de, etkinliğinin mevcut Na miktarından bağımsız olması olarak öne çıkıyor. Havada nem mevcut olduğu müddetçe, cam matrisi kademeli olarak parçalanmaya ve gümüş iyonu salmaya devam ediyor. 

Clariant yeni nesil Tonsil 9193 FF’yi piyasaya sürdü

Clariant’ın kısa süre önce piyasaya sürdüğü Tonsil 9193 FF, çeşitli yağ ham maddelerin ön arıtma işlemine tabi tutulması için maliyet performans oranının iyileştirilmesine yardımcı oluyor. Bu yeni nesil adsorban; bitkisel yağlar, hayvansal yağlar veya diğer atıklar da dâhil olmak üzere çok çeşitli hammadde kaynaklarının saflaştırılmasına yönelik uyarlanabilir bir çözümle biyo ve yenilenebilir yakıt üretimine yönelik artan talebi karşılıyor.

Clariant Fonksiyonel Mineraller Arıtma Bölümü Global Pazarlama Başkanı Erik Wolski, yeni Tonsil 9193 FF hakkında şunları söyledi: “Müşterilerimiz, üretim süreçlerinden taviz vermeksizin ham madde kullanımı sırasında esneklik sağlamak açısından zorluklar yaşamaya devam ediyor. Clariant olarak hayata geçirdiğimiz yenilikler sayesinde müşterilerimizin yaşadığı bu zorluklara karşı çözümler üretiyoruz. Bu sayede müşterilerimizin artan çoklu ham madde kaynağı kullanımı gereksinimlerine yanıt olacak şekilde de arıtma portföyümüzü her daim geliştirmeye devam ediyoruz.”

Avrupa Birliği’nin Yenilenebilir Enerji Direktifi’nin  (RED II) bir sonucu olarak, yenilebilir dizele olan talep, bitkisel yağ gibi geleneksel ham madde kaynaklarının arzını geride bırakıyor. Buna karşılık, yenilebilir dizel üreticileri, kullanılmış yemeklik yağ (UCO), hayvansal yağ ve işlenmiş palm yağı atığı (POME) gibi alternatif kaynaklara giderek daha fazla yöneliyor. Ancak bunlar, kalite açısından önemli ölçüde farklılık gösterir ve üretim prosesleri için yeni zorluklar ortaya çıkarır. 

Ön arıtma, dizel dönüşümünde kullanılan katalizörün ömrünü kısaltan ve ona zarar veren kontamitantların yok edilmesi için çok önemli bir adım. Clariant bu adım için güvenli bir bariyer olan özel Tonsil 9193 FF adsorbentini piyasaya sürüyor. Bu ürün ayrıca çok çeşitli ham maddelerde mevcut kontamitantlar yelpazesine uygun olacak şekilde tasarlandı.

SIBUR, portföyüne yeni rafyalık PP ürünleri ekledi

SİBUR, ekipman verimliliğini ve üretimde devamlılığı artıran PP H043FF/3 ve PP H063FF/3 kodlu yeni rafyalık PP hammaddelerini üretmeye başladı. Bu malzemeler, torba, çuval, su geçirmez çatı altı örtüleri gibi kumaş ve esnek ambalaj ürünlerinin imalatında kullanılan düz şerit ipliğinin yüksek hızlı üretimi için tasarlandı. 

Yeni ürünler, yüksek akışkanlık değerleri sayesinde daha yüksek hızlarda üretim yapılmasına olanak sağlıyor: deneyen müşteriler, ağır ipliklerde %15'e ve hafif ipliklerde %23'e varan verimlilik artışı aldıklarını belirtmekteler.

Üreticiler, ekstruder bölgelerinde sıcaklığı %5 düşürerek, ekstruder kalıbı ve filtresi üzerindeki basıncı 10 bar indirerek ve kalsit dağılımını iyileştirerek elektrik maliyetlerini düşürme imkânına kavuşabiliyor.

SİBUR PolyLab Araştırma Merkezi’nin Reçete Geliştirme Bölümü tarafından geliştirilen özel katkı paketi, şerit ipliklerde olası fire oranını vardiya başına sıfır kopmaya kadar düşürebiliyor.

Polipropilen lotlarının kontrollü parametre aralığı dar olduğundan üretim sürecine yapılan ayar sıklığı azalmakta ve nihai ürünün kalite stabilizesi arttırılarak üretim sürecinde istikrar sağlanabiliyor. 

Flokser Kimya, ortak poliol ve prepolimer ile geliştirilmiş taban sistemleri sunuyor

Poliüretan sistemler, avantajları sayesinde ayakkabı sektöründe de önemli bir role sahip oluyor.

Türkiye’nin bakanlık onaylı özel poliüretan Ar-Ge merkezine sahip şirketi Flokser Kimya, ürünleriyle birçok sektörün gelişimine katkı sağlıyor. Flokser Kimya’nın mobilyadan yapı sektörüne kadar farklı özellikleriyle farklı alanlara uygulama için formüle ettiği poliüretan sistemler, avantajları sayesinde ayakkabı sektöründe de önemli bir role sahip oluyor.

Günlük hayatın vazgeçilmezi ayakkabılar, görünümlerinin yanı sıra rahatlık ve sağlamlıklarıyla da tercih ediliyor. Birçok alanda kullanılan poliüretan sistemler ise ayakkabı üreticilerinin rekabet sağlayacağı rahatlık, esneklik, sağlamlık ve hafiflik gibi kriterleri eş zamanlı karşılayabiliyor. Şirketin aynı anda ikiden fazla taban grubu üreten firmalar için geliştirdiği ortak poliol ve prepolimerler ile çalışan sistemleri, üreticilerin yaşadığı üretim sorunlarını ortadan kaldırarak, üretim verimliliğinin artmasına destek olmayı hedefliyor.

MULTIVAC’tan yeni BASELINE doğrusal web yazıcı serisi

MULTIVAC, 2020’nin ikinci yarısında, düşük ve orta çıktı aralığındaki termoform paketleme makineleri için BASELINE marka adıyla yeni bir doğrusal web yazıcı serisi piyasaya sürdü.

Doğrusal web yazıcıları, paketleme makinelerinde filmlerin verimli ve güvenilir bir şekilde basılabilmesi için bir araç olarak kullanılmaktadırlar. MULTIVAC, kanıtlanmış DP 2x0 serisine ek olarak, optimum hijyen ve maksimum güvenlik standartları bakımından ödün vermeyen iki uygun maliyetli giriş seviyesi modeli olan DP 110 ve DP 130 doğrusal web yazıcılarını geliştirdi. Her iki model de R 0xx’den R 5xx serisine kadar tüm termoform paketleme makinelerine kurulabiliyor.

Kompakt ve yerden tasarruf sağlayan tasarımı, yükleme alanının tamamen boş bırakılmasına olanak sağlıyor. Kullanılan step motor sürücüleri nedeniyle herhangi bir muhafaza gerekmediğinden, yazıcıya erişim hızlı ve kolay.

Renksan Etiket’te dijital flekso devrimi

Bobst Master M5 flekso baskı makinesi ile Renksan Etiket üretimde otomasyon ve dijitalizasyonu yakalamayı hedefliyor.

Türkiye’deki 8. Master M5 Flekso Baskı Makinesi, geçtiğimiz günlerde Renksan Etiket firmasının geniş üretim parkurundaki yerini aldı. Bobst’un 29. Flekso Baskı Makine kurulumu İstanbul’da Renksan Etiket firmasında başarı ile gerçekleşti.

2008 yılında kurulan, ileri teknoloji ve maksimum kaliteyi hedefleyen Renksan Etiket arka arkaya yaptığı teknoloji yatırımlarıyla öne çıkıyor. Değişik yelpazedeki adet ve türdeki etiketlere hitap eden firma, flekso yatırımında tercihini Bobst’tan ve temsilcisi Imeks Grup’tan yana kullandı. Renksan Etiket firmasından Orhan Tüyyüz; Flekso projelerinde çok sıkı ve ciddi bir araştırma süreci sonrası, üretim parkurlarını Bobst gibi bir markanın yakında dönemde en çok tercih edilen ‘’MASTER M5’’ modeli ve Türkiye’deki etkili altyapı ve teknik servis hizmetine sahip mümessilliği Imeks Grup’u çözüm ortağı olarak seçerek hedefledikleri otomasyon ve dijitalizasyona bir adım daha yaklaştıklarını, ’MASTER M5’’ üzerinde yer alan her bir teknolojiyi dikkatle incelediklerini ve özellikle patentli teknolojilerinden oldukça etkilendiklerini ifade etti.