Monday, Nov 11th

Last updateMon, 11 Nov 2024 7am

You are here: Home Products

Ambalajda yapay zekâ iş birliği derinleşiyor

Soğuk kahve pazarının yenilikçi ve başarılı markası OBSESSO, deneyim odaklı yaklaşımıyla son ambalajlarını yapay zekâ destekli olarak tasarlayarak, raftaki duruşu ve görünürlüğünü de yapay zekâ ile ölçümleyerek soğuk kahve deneyimini bir üst seviyeye taşıdı.

Dimes tarafından lansmanı 2018 yılında yapılan OBSESSO zengin ürün gamı ile, soğuk kahve severlere lezzet tercihlerine göre birbirinden farklı alternatifler sunuyor. Aynı zamanda teknolojik deneyimlere de önem veren markanın son yeniliği ise yapay zekâ aracı “Midjourney” ile tasarlanan ambalajları oldu. Ajansın geliştirdiği konsept üzerinden yapay zekânın hazırladığı tasarım alternatifleri markanın pazarlama ekibine sunuldu ve yorumlar alındı. Sonrasında tasarımların performansını ölçümlemek için Tasarist’in rafta etki yaratacak ambalaj tasarımlarını tespit etmek için geliştirdiği, tüketici dikkatini ve davranışlarını saniyeler içinde tahmin eden nörobilim ve A.I. aracı “Neuronist” ile tasarımın performansı ölçümlendi. 500 bin gerçek kişiden alınan “Eye Tracking” verilerinin yüklendiği Neuronist A.I. aracı, yüzde 95 oranında ve saniyeler içinde sonuca ulaşılmasını sağlıyor. Neuronist A.I. ile OBSESSO tasarımlarının rafta görünürlüğü, rakip karşılaştırmaları, logo görünürlüğü, mesaj hiyerarşisi gibi tasarım enstrümanlarını kullanıcı gözünde ne kadar görünür olduklarını ölçümlendi.

DİMES OBSESSO Kıdemli Marka Yöneticisi Merve Ekem Dumanoğlu, konuyla ilgili şunları söyledi: “OBSESSO olarak biz her zaman yeniliklerin markası olmayı hedefledik. Soğuk kahve pazarına girdiğimiz günden beri tüketicilerimize ödül gibi bir deneyim sunmak için çalıştık. Yapay zekâ ile tasarladığımız yeni ambalajlarımız da bunun bir göstergesi. Hem görsel hem de işlevsel olarak tüketicilerimizin beklentilerini karşılayacak şekilde tasarladık. En iyi sonucu elde etmek için, raftaki duruşumuzu ve görünürlüğümüzü de yapay zekâ ile ölçümledik. Soğuk kahve deneyimini yapay zekâ iş birliğini derinleştirerek zenginleştiriyoruz.”

Z kuşağı, sıradanlıktan uzak cesur ambalajlı ürünleri tercih ediyor

Ambalaj tasarımı; ürünlerin dikkat çekmesi, marka algısını yaratması ve tüketiciyle etkileşim kurması için en önemli unsurların başında geliyor. Son yıllarda ise 1997 ve 2012 yılları arasında doğan Z kuşağı tüketici tercihleri ve alışveriş alışkanlıkları ambalaj tasarımında yeni eğilimlerin ortaya çıkmasında belirleyici oluyor. Bu neslin etkisiyle maksimalist tasarımlar, ambalaj dünyasında önemli bir yer edinirken yaratıcı ve özgün yaklaşımlarla ambalajlama kulvarı cesur bir perspektif kazanıyor.  

Günümüzde pazarlama dünyasını domine eden temel güçlerin başında Z kuşağının geldiği aşikâr… Özellikle de markalar, bu etkin neslin tercihlerini değiştirmek ve satın alma alışkanlıklarında yer edinmek için farklı yollar deniyor. Z kuşağının bir ürünle temas ettiği ilk noktada ise ambalajlar yer alıyor. Ambalajların maksimalist bir görünüm kazanmasında Z kuşağının çıkarma yaptığını ifade eden B12 Creative Branding’in Kurucusu ve Kreatif Direktörü Bürkan Çiftçigüzeli, raflardaki savaşın kazanını belirlemede maksimalist tasarımların önemini anlattı. 

Vazgeçilmez sosların basit görünen incelikli ambalaj detayları

Ketçap ve mayonezin liderliğinin ardından popülerleşen acı, barbekü ve daha birçok sos çeşidi artık evlerin ve restoranların vazgeçilmezi. Son zamanlarda sıkça konuşulan sos markasının ambalajındaki ayırt edici yeniliğin ardından Tasarist Yaratıcı Direktörü Musa Çelik, neden bazı soslarda özellikle cam şişelerin tercih edildiğinden, acı sosların ayrıcalığına ve bir sos ambalajının rafta nasıl fark yaratacağına kadar birçok noktaya değiniyor.

Soslar, insanlar onlarsız yemek yiyememeye başladığından beri çeşitlerini artırıyor. Eskiden zor bulunan, özel yapım olan ve her markette ya da her restoranda olmayan soslar, şimdi herkesin evinde ve restoranında lezzeti uçurmak için hazırda bekliyor. Her zaman masada durması ve buzdolabının kapağında ilk göze çarpan ürün olmasıyla sos ambalajlarının estetik açıdan hoş görünmek zorunda olduğunu belirten Musa Çelik, “Gizli tariflerle tutturulan soslar o benzersiz renklerini korumak, sıktıktan sonra kapağında fazlalık ve bitmeye yakın dibinde israf kalmaması için görünenin aksine çok detaylı bir tasarım istiyor. Basit ayırt edilen ancak işlevsel ve dayanıklı ambalajlar yaratmak gerekiyor” sözleriyle sos ambalajları için incelikleri anlatıyor.

Sürdürülebilir ambalaj çözümlerinde Türkiye’ye yeni yatırım

Yeniden kullanılabilir plastik kasa tedarikçisi IFCO, Konya’da açtığı yeni merkezinde yıllık 40 milyondan fazla kasasını yıkayacak

1992 yılında Almanya’da kurulan ve kısa sürede dünyanın önde gelen yeniden kullanılabilir kasa tedarikçisi haline gelen IFCO’nun Türkiye’deki ikinci yıkama merkezinin açılışı Konya’da, şirketin üst düzey yöneticilerinin katılımıyla gerçekleşti. Açılışta IFCO CFO’su Julian Zu Putlitz ve Güney Avrupa Bölge Başkanı Francesca Amadei, Konya Yıkama Merkezi ile ilgili düşüncelerini ve IFCO’nun Türkiye pazarı ile ilgili değerlendirmelerini paylaştılar. Konya’da açtığı ikinci servis merkeziyle şirket, tedarik zinciri yönetiminde karbon emisyonunun düşürülmesini amaçlıyor.  

2011 yılında Gebze Dilovası’nda yaptığı ilk yatırımla Türkiye’ye adım atan IFCO, toplam 7.200 m2’lik Konya Servis Merkezi’ni, her boyuttaki ve türdeki IFCO Katlanır Kasa’yı işlemek ve tasnif etmek için tasarladı. Söz konusu merkezde, SmartCycle akıllı geri dönüşüm prensibi ile kasalar tamamen otomatik şekilde tasnif edilerek yüksek basınçlı makinelerde yıkanıyor ve sanitasyonları sağlanıyor. Yeni servis merkezi şirketin, 2025 yılına kadar operasyonlarda karbon nötr olma ve 2040 yılına kadar tüm işletmeler genelinde net sıfır emisyona ulaşma yönündeki iddialı hedefleriyle uyumlu enerji verimliliği, koruma ve sürdürülebilirlik önlemleri açısından da dikkat çekiyor.

Kokulu ambalaj tasarımı tüketici deneyimini artırıyor

Koku alma duyumuz, beyin ve hafıza ile doğrudan ilişkili. Klasik anlamda raflarda görmeye alışık olduğumuz göz alıcı ambalajların artık oldukça farklı bir tüketici deneyimi ile buluşmak istemesi tam da bu ilişkinin eseri. Temel duyu organlarımızdan “görme, dokunma ve koku alma” gibi unsurların bir araya gelmesi ise klasik bir satın alma sürecinden çok ambalajın ötesine geçen bir tüketici deneyimi ortaya çıkarıyor. Market rafında duran ürünün son tüketiciyi etkilemesi için koku faktörünün giderek daha önemli hale geleceğini belirten B12 Creative Branding’in Kurucusu ve Kreatif Direktörü Bürkan Çiftçigüzeli, ambalajın kokusunun zamanla başarının kokusuna dönüşeceğini vurguladı.

21. yüzyılda ürünleri birbirinden ayırmak ve raf savaşlarında galip gelen olmak giderek zorlaşıyor. Satışları artırmak ve müşterinin ilgisini çekebilmek içinse ürünün vitrini hale gelen ambalajlar büyük önem taşıyor. Bu noktada kokulu ambalajların tüketicinin eğilimlerinde belirleyici olduğuna dikkat çeken Bürkan Çiftçigüzeli, satın alma sürecinde kokunun cazip edici etkisini anlattı. 

Dünyanın rengini belirleyenler, İstanbul’da bir araya geldi

25 yıldır Türkiye’de ileri teknoloji renk çözümleri sunan Odak Kimya, konusunda öncü partnerleri ile İnovasyon Günleri 2023 etkinliklerini gerçekleştirdi

Odak Kimya’nın hem kuruluşu hem de X-Rite ile ortaklığının 25’inci yılının da kutlandığı 9-10-11 Mayıs tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen etkinliklerde; Boya & Plastik, Tekstil, Otomotiv, Kağıt ve Baskı & Ambalaj sektörlerine yönelik X-Rite Pantone, IM Group, SDL Atlas, IGT ve Just Normlicht firmalarının uluslararası düzeydeki 14 sektör profesyoneli ilk kez bir araya gelerek en güncel gelişmeleri katılımcılarla paylaştı.

Etkinliklerin açılış konuşmasını yapan Odak Kimya Genel Müdürü Ayla Çuhadaroğlu, “25 yıldır rengin olduğu her yerde var olduk. İlk yıllarda endüstriyel olarak tanımladığımız boya ve plastik sektörüne yönelik çalışmalar yapıyorduk. Bunu takip eden yıllarda ise her sene bir sektör eklenecek şekilde ürün yelpazemiz genişledi. Bugün boya, plastik, otomotiv, tekstil, baskı ve ambalaj olmak üzere tüm sektörlere hitap eder duruma geldik. Ayrıca bunların etrafına, yıllar içinde tamamlayıcı ürünler ekleyerek sektörde baştan sona kadar çözüm sunan tedarikçi olma yolunda bir kimliğe büründük. 1998’de çıktığımız bu yoldaki misyonumuzu, Türk sanayicisini yüksek teknoloji ürünleriyle buluşturmak ve renk mükemmelliğine dayalı uygulamalarda ürün tedarikçisi değil, çözüm tedarikçisi olmak olarak belirlemiştik. Güçlü iş birliklerimizle global bir marka olma yolunda bu hedefimize emin adımlarla yürüyoruz. 25 yıllık yolculuğumuzda, sektörün teknik çözümleri iş akışına dahil etme hızının artıyor olmasına, bu çözümlere adaptasyonun rekabet gücünü artırmasının fark edilmesine, dijitalleşme sürecine hızı uyuma şahitlik etmekten dolayı gururluyuz. Sektörümüzde bir nebze fark yaratabildiysek bunun mimarı donanımlı ekibimiz’’ dedi.

E-ticarette markalaşma için ambalaj tasarımı ipuçları

Günümüz tüketicisinin satın alma alışkanlıkları durmaksızın değişiyor. Son yıllarda açıklanan verilere göre, tüketicilerin özellikle bir tasarruf yöntemi olarak online alışverişe daha fazla yöneldiği biliniyor. T.C. Ticaret Bakanlığı’nın 2022 yılı ilk 6 aylık raporunda, bir önceki yılın aynı dönemine göre %116 artan e-ticaret hacmi ve %38 artış ile 2 milyar 295 milyon adede ulaşan sipariş adetleri verisi paylaşılıyor. Tüketicinin yoğun ilgi gösterdiği online alışverişler için Tasarist Yaratıcı Direktörü Musa Çelik, “Özellikle online alışverişlerde ürünün her zaman ambalajdan daha önemli olduğu düşünülüyor olabilir. Oysa ambalaj tasarımı doğru uygulandığında yeniden satın almayı teşvik etme ve müşteri portföyünü geliştirme gücüne sahiptir. Dolayısıyla farklılaşmak, markalar için bugün her zamankinden önemli” yorumlarında bulunuyor.

Has Kutu sektöre yenilikler kazandırmaya devam ediyor

Türkiye’de Z Karton’un öncüsü olan Has Kutu, özellikle mobilya ve e-ticaret sektörüne yönelik geliştirdikleri çözümlerle faaliyetlerini sürdürüyor. Türkiye’de HE sertifikalı ürün üreten ilk marka olduklarının altını çizen ve Türkiye sanayisine kazandırdıkları ürün grupları hakkında bilgiler veren Has Kutu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Haskaraman, şu bilgileri paylaştı:

“2002 yılında Ankara’da mobilya sanayine ambalaj üretmek üzere kurulan Has Kutu’nun, sürekli yeniliği önceleyen, yüzü inovasyona dönük ve yapılmamış olanı yapma motivasyonuna sahip bir yapısı var. Sektörümüzde Türkiye'de yapılmamış olan birçok ilke imzamızı attık. İlk baskılı ondüla üretimini biz yaptık, 24 saat sadece Z Karton üreten ilk fabrika biz olduk. Zaten Z Karton’un isim hakkını da alarak Türkiye'ye getiren ilk firma olduk. Dahası Z Kartonu baskılı bir şekilde de ilk biz ürettik. Bunlar gibi kendi sektörümüzde yüzü yeniliğe dönük işler yapıyoruz. Ambalajı müşterimize ulaştırırken onların ihtiyaçlarını nasıl daha iyi karşılayacağımıza odaklanmış durumdayız.”

Ambalaj tasarımı ürünün tadını da etkiliyor

Ambalaj tasarımının ürünü satın alma konusunda tüketiciyi ikna etmesi söz konusu olduğundan ne kadar önemli olduğu biliniyor. Peki tasarım üzerinde kullanılan bir renk dahi ürünü tüketen kişinin tat algısını etkiliyorsa? Tasarist Yaratıcı Direktörü Musa Çelik, “Plastik şişe ya da cam bardakta içilen içecek elbette malzemeden kaynaklı tadı etkileyecektir. Oysa araştırmalar, ambalajın üzerindeki bir rengin ya da şeklin bile tüketicinin ürünle duygusal bağını etkilediğini, tüketici beyninde tat farklılıkları yarattığını ve ürünün kalitesini şekillendirdiğini kanıtlıyor” ifadesiyle ambalaj tasarımı ve tat duyusunun bağlantısını açıklıyor.

Gıda ambalajlarının tasarımları, duyusal uyarıcıların pazarlama stratejilerinde başarılı sonuçlar elde edilebileceğini gözler önüne seriyor. Önemli olanın yiyecek ya da içeceğin tadı ve dokusu olduğu düşünülüyor olabilir. Son yapılan araştırmalar da dahil olmak üzere birçok araştırma sonucu ürünün ambalajını görmenin tüketicide tat algısını şekillendirdiğini kanıtlıyor. Ambalaj tasarımının ürün lezzetinden daha önemli olabileceğini vurgulayan Musa Çelik, “Plastik bir tabakta özensiz şekilde servis edilen yemekle Michelin yıldızlı bir restoranda özenle hazırlanmış ve ilgi çekici sunum teknikleri ile servis edilen aynı yemeğin lezzetinin muhtemelen aynı olmayacağı herkes tarafından kabul ediliyor. Neredeyse aynı durum paketli gıdalarda da geçerli. Plastik, cam ya da metal ambalajlar, elbette ürünle temas ettiğinde doğası gereği lezzeti farklı şekillerde etkileyecektir ancak tat algısı ambalajın tüketicilerde çağrıştırdığı duygulardan da etkileniyor. Örneğin bir çikolatanın ambalaj rengi ne kadar koyu olursa o kadar acı olacağı beklentisinin geliştiği kanıtlandı. Güçlü, mutlu, enerjik ya da lüks. Gıdanın yaşatacağı duyguları görme duyusuyla destekleyerek ürünle ambalaj arasında pozitif bir bağlantı kurmak oldukça önemli” yorumlarında bulunuyor.

Bu ambalajlar ile hamburgerin kağıdını, kahvenin bardağını yeme zamanı

Yenilebilir ambalajlar ile atık oluşumunun önüne geçmenin ve doğayı korumanın önemini B12 Creative Branding anlatıyor

İklim değişikliği, artan popülasyon, biyolojik çeşitlilik kaybı, kuraklık ve sel gibi ekolojik problemlere ek olarak sonu gelmeyen atıklar, her geçen gün daha büyük sorunları beraberinde getiriyor. Özellikle de artan insan nüfusunun oluşturduğu tüketim toplumu, atık miktarının önlenemez yükselişini hızlandırıyor. Bu noktada ise ekolojik çözümler, sürdürülebilir yaklaşımlar ve inovatif teknolojiler devreye giriyor. Ekolojik sistemde bir tehdit unsuru olan atıkların azaltılması için yenilebilir ambalajlar, raflardaki ağırlığını giderek daha da artırıyor. Raf ömrünü uzatmak hedefiyle gıda ürünlerinin ambalajlanmasında kullanılan ve gıda maddesi ile birlikte tüketilebilen ambalajların önemine dikkat çeken B12 Creative Branding’in Kurucusu ve Kreatif Direktörü Bürkan Çiftçigüzeli, biyo çözünür ambalaj da olarak adlandırılan bu ambalajların plastiklere karşı güçlü bir alternatif olacağını söyledi. 

Flokser Kimya, otomotiv sektörüne yenilikçi çözümler geliştiriyor

20 yıla yaklaşan bilgi, birikim ve tecrübeye sahip şirket, üretmiş olduğu inovatif çözümlerin yüzde 35’ini ihraç ediyor.

Farklı sektörlerin mevcuttaki gereksinimlere ek katkı ve iyileştirme sağlayan, bunu da global standartların gerekliliklerince geliştiren Flokser Kimya, otomotiv sistemlerinin ihtiyaçlarına yönelik çözümler üretiyor. Bu çerçevede esnek (koltuk ve NVH), yarı esnek (tavan ve taban uygulamaları için destek takozu), integral (ön panel, direksiyon simidi, vites kutusu, kolluklar ve araç içinde kullanılan 3D kalıplanmış sızdırmazlık ürünleri, motor koruma parçaları) ve filtre sızdırmazlık uygulamaları için sistemler geliştiren şirket, kullanım alanları özelindeki otomotiv şartnamelerini (ECE-R 118 Annex 6-7-8 - FMVSS 302 - Alpha Cabin - NVH - Sealing - Low Emission VDA DBL specs) sağlayan çözümler sunulması üzerinde çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Otomotiv alanında “esnek sistemler” başlığı altında, sünger, integral, filtre, visco ve balistik özellikli sistemler üreten Flokser Kimya, bu alanda dünyaca ünlü, üst sınıf otomotiv markalarına bağlı bulunan yan sanayilere çözümler geliştiriyor. 

Tam anlamıyla çözüm ortağı oluyoruz

Yerli ve yabancı konsorsiyumlara katılarak otomotiv dünyası ile birçok Ar-Ge ve Ür-Ge projesi yürüttüklerini belirten Flokser Kimya Genel Müdürü Ekin Tükek, “Tesislerimizdeki yüksek ve alçak basınç PUR enjeksiyon makineleri sayesinde otomotiv müşterilerimizin üretim hatlarını durdurmadan deneme ve geliştirme çalışmaları yapabiliyor, süreçlerini aksatmıyoruz. Ürün dosyaları sunabilmemiz dolayısıyla kalite sistem gerekliliklerini de karşılayarak tam anlamıyla çözüm ortağı oluyoruz. Müşterilerimizin üretim hızını arttırmak, parça ağırlıklarında düşüş sağlamak, düşük emisyon hedeflerini yakalamak ve fiyat ile servis avantajı sağlayacak sistemler geliştirmeye devam ediyoruz” dedi. Bütün orijinal ürün üreticilerinin (OEM) ihtiyaçlarını karşılayacak ve global kabul sağlayacak sistemler geliştirdiklerinin altını çizen Tükek, “Mevcuttaki gereksinimlere ek katkı ve iyileştirme sağlayan, bunu da global standartların gerekliliklerince geliştiren bir poliüretan sistem üreticisi olarak bu geliştirmelerimiz öncesi müşterimiz ile istişarelerde bulunup geliştirme süreçlerinde müşteri ihtiyacı odaklı ilerliyoruz. Yurt içinde alanında lider ve yurt dışında bilinirlik ve saygınlığı yüksek bir çözüm ortağı olabilmek adına durmaksızın çalışıyoruz. Ulaşılan ve ulaşılabilecek her noktada müşteri memnuniyeti odağı ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu.

Kaynak: Flokser Kimya

Güçlü niteliklere sahip blister konsepti

Maksimum malzeme verimliliği ve daha uygun bir eko-denge

SÜDPACK ilaç, tıbbi ürünler ve yaşam bilimleri endüstrileri için yeni bir geri dönüştürülebilir, mono-polipropilen blister ambalaj çözümünü tanıttı.

SÜDPACK Medica'nın en son yeniliği olan geri dönüştürülebilir blister konsepti PharmaGuard'ın, polipropilenin düşük yoğunluğu ve yüksek malzeme verimliliği sayesinde önrmli miktarda kaynak tasarrufu sağlarken yüksek verimi koruyacağı düşünülüyor. SÜDPACK'e göre, mono-malzeme mevcut paketleme hatlarında yalnızca küçük değişikliklerle güvenli ve optimum performansla işlenebiliyor. 

PP bazlı üst ve alt malzeme bir koekstrüzyon işlemiyle üretiliyor ve özellikle sızdırmazlık performansları söz konusu olduğunda işlevlerinin en uygun şekilde koordine edildiği iddia ediliyor. Bunun verimli ve yüksek kaliteli bir paketleme süreci sağladığı belirtiliyor.

Özellikle alt malzeme, tekdüze kalıptan çıkarma davranışı ve üstün termoform performansı ile geniş bir işleme penceresi sunuyor. SÜDPACK ayrıca, blister filmin ambalajın içindeki ürünün net bir şekilde görülebilmesi için yüksek şeffaflık sunduğunu ve malzeme yapılarının, ürün koruması için farklı bariyerlerle uyumlu olduğunu bildiriyor.

Sphera tarafından bir yaşam döngüsü değerlendirmesi de yapıldı ve sonuçlar PharmaGuard'ın CO2 eşdeğerini azalttığını ve yaygın olarak kullanılan diğer blister çözümlerine kıyasla su ve enerji tüketimini düşürdüğünü gösterdi.

SÜDPACK Medica Araştırma ve Geliştirme Başkanı Michael Hermann, "Şu anda ilaç endüstrisindeki yasal durum, geri dönüşüm oranlarına uyulmasını gerektirmiyor. Ancak şimdi geri dönüştürülebilir ambalaj konseptlerine geçiş yapanlar, kendilerine pazarda rekabet avantajı sağlayacak olan imajlarına yatırım yapıyor. Temel malzeme olarak PP doğal olarak olağanüstü bir su buharı bariyeri sunuyor. Koekstrüzyon sürecimiz, malzemeyi oksijen ve UV ışınlarına karşı bariyerlerle donatmayı da mümkün kılıyor. Tek noktadan tedarikçi olarak hedefimiz, müşterilerimize her zaman mümkün olan en iyi alternatifi, benzersiz gereksinimlerine göre uyarlanmış alternatifi tek bir kaynaktan sunmak ve pazara hızlı bir şekilde sürmeleri için en uygun çözümü uygulamaktır" ifadeleri ile açıklıyor.

Kaynak: SÜDPACK Medica AG

Nitto Bento yeşil enerji sertifikası sahibi oldu

Sürdürülebilir bir gelecek için karbon ayak izini azaltmayı hedefleyen endüstriyel bant üreticisi Nitto Bento, CK Enerji Boğaziçi Elektrik aracılığı ile Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikası (I-REC) alan kurumlar arasına katıldı. Bu sertifika ile birlikte şirket, elektrik tüketiminin yüzde 100’ünü yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılayacak. 

Nitto Bento’ya I-REC verilmesi nedeniyle düzenlenen törende konuşan CK Enerji Boğaziçi Elektrik Genel Müdürü Halit Bakal, dünya genelinde yenilenebilir enerjinin payı her geçen gün artarken CK Enerji Grubu olarak yeşil enerji kullanımının yaygınlaştırılması için çalışmalar yürüttüklerini söyledi. 

Paris İklim Anlaşması ile karbon ayak izinin azaltılması için ülkelerin taahhütlerde bulunduğunu anımsatan Bakal, “Çok ciddi kararlar alınmıştı, ancak Rusya-Ukrayna savaşı gündemi biraz değiştirdi. Günümüzde pek çok ülke ihracat yapan firmalardan üretimi sırasında yenilenebilir enerji kaynaklarını kullandığını belgelemesini istiyor. Nasıl turizmde Mavi Bayrak diye bir uygulama var ve bu belgeye sahip olan oteller teşvik alıyor, tüketimini yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlayan şirketler de pek çok avantaja sahip olacaklar. Bugün tükettiğiniz elektriğin yenilenebilir enerji kaynaklardan elde edildiğini size taahhüt eden I-REC belgesini Nitto Bento’ya veriyor olmaktan ve kendilerinin gösterdiği duyarlılıktan dolayı büyük mutluluk duyuyoruz ve çok teşekkür ediyoruz” değerlendirmesinde bulundu. 

Nyala, Avrupa’da en çok satan model olmayı başardı

Türkiye’de Pigment Reklam tarafından temsil edilen UV baskı teknolojileri uzmanı swissQprint’in ürün portföyüne 2012 yılında katılan önde gelen endüstriyel modeli Nyala, pazardaki gücünü bir kez daha teyit etti. Cenevre merkezli pazar araştırma enstitüsü Infosource Nyala’nın kendi kategorisinde Avrupa pazarında en çok satan model olduğunu açıkladı. 

Infosource’un her yıl baskı pazarından elde ettiği istatistiklerden yola çıkarak hazırladığı araştırmaya göre, 2022 yılında swissQprint’in Nyala modeli, 130-500 bin euro fiyat segmentindeki 60 inç (152,4 cm) genişliğinden büyük UV flatbed/ hibrit baskı makineleri kategorisinde bir kez daha lider olarak açıklandı. Nyala üst üste sekiz yıldır bu araştırmadaki en çok satan model unvanını elde etmiş oldu. 

Nyala’nın endüstriyel bir baskı gücü sağladığına dikkat çeken Pigment Reklam Firma Sahibi Serkan Çağlıyan, Türkiye pazarında da bu modelin takdir gördüğünü söyledi. Çağlıyan; “swissQprint UV baskıda önce flatbed daha sonra rulodan ruloya olmak üzere geniş ürün segmentiyle oldukça iyi bilinen bir üreticidir. Giriş seviyesinden endüstriyel seviyeye kadar farklı modeller ve bu modellerin opsiyonel olarak geliştirilebilme esnekliği baskı profesyonelleri tarafından büyük bir ilgiyle takip ediliyor. Nyala’nın 11 yıl önce başlayan yolculuğu bugün dördüncü nesil versiyonla devam ediyor. Artan hız ve üretkenliğin yanı sıra yeni özelliklerle Nyala pazarı daha uzun süre domine edecek gibi görünüyor” dedi.

Poliüretan enjeksiyon ihtiyaçlarına yenilikçi çözümler

Flokser Kimya Ar-Ge merkezinde geliştirip üretilen poliüretan ve poliüre-silikat enjeksiyon malzemeleri, zemin enjeksiyon sistemlerinde hızlı ve kalıcı çözümler sağlamasıyla dikkat çekiyor.

20 yıla yaklaşan bilgi birikim ve tecrübeye sahip Flokser Kimya, sektöre kalıcı çözümler sunuyor. Sektörün ihtiyaçlarına göre inovatif ürünler geliştiren, bunu yaparken de yaşam döngülerini oluşturma yönünde aksiyonlar alarak sıfır atık ilkesini uygulayan şirket, geliştirdiği poliüretan ve poliüre-silikat enjeksiyon malzemeleri ile sektörün en büyük ihtiyacına karşılık veriyor. 

Zemin ve yapıların güçlendirilmesi, su yalıtımının sağlanması, boşlukların doldurulması, çatlak tamiratları gibi alanlarda kullanılan enjeksiyon sistemleri, çimento süspansiyonları ve kimyasal reçineler olmak üzere iki genel kategoride sınıflandırılıyor. Enjeksiyonun amacına ve zeminin özelliklerine bağlı olarak sodyum silikat, lignin, poliüretan, akrilat, akrilik ve epoksi reçineleri gibi çeşitli kimyasal enjeksiyon malzemeleri kullanılıyor. Flokser Kimya Ar-Ge merkezinde geliştirilmiş ve üretilmekte olan tek ya da çift bileşenli ürünlerden oluşan poliüretan ve poliüre-silikat enjeksiyon malzemeleri; metrolarda, tünellerde, inşaatlarda, barajlarda, arıtma havuzlarında, madencilikte ve köprülerde kullanım alanı bulabiliyor.

Su sızıntılarını hızla durdurabiliyor

Poliüretan zemin enjeksiyon ürünleri; zemin stabilizasyonu, toprak ve kumlu çakıllı alanların güçlendirilmesi, boşlukların doldurulması, çatlakların onarılması ve su sızıntılarının olduğu alanlarda hızlı su yalıtımı sağlamak amacıyla kullanılıyor. Enjeksiyon ürünlerin düşük viskoziteye sahip olması kılcal boşluklara bile kolaylıkla nüfuz edip doldurmasını sağlıyor. Hızlı bir şekilde reaksiyona girerek su sızıntılarını hızla durdurabiliyor. Poliüretan zemin enjeksiyon ürünleri, yüksek su akışının olduğu alanlarda kullanılabildiği gibi susuz ya da nemli alanlar için de çözüm sunabiliyor.

Toyo Ink Group Interpack’ta sürdürülebilir ambalaj çözümlerini tanıtacak

Toyo Matbaa Mürekkepleri; Toyo Ink Europe ve Toyo Ink Japonya ile birlikte 4 - 10 Mayıs tarihleri arasında Düsseldorf Fuar Merkezi’nde düzenlenecek olan Interpack 2023 Fuarı’na ortak katılım gerçekleştirecek. Grup çatısı altında yer alan tüm şirketler, “Sürdürülebilir Gelecek için Ambalaj İnovasyonu” başlığı altında markaların ve ambalaj üreticilerinin döngüsel bir ekonomiye geçiş yapmalarına yardımcı olabilecek çözümlerini 18’inci Salon, 16F Numaralı Standında sergileyecek. Bu çözümler aynı zamanda ambalajda kullanılan plastik miktarını azaltmaya yardımcı olan ve farklı tip malzemeli (multi-material) yapıdan tek malzemeli (mono-material) ambalaj yapısına geçişi destekleyen fonksiyonel mürekkepleri, kaplamaları, laminasyon tutkallarını ve diğer özel malzemeleri kapsayacak.

Toyo Ink Pazarlama Bölümü Genel Müdürü Hideki Ohba “Tüketiciler ve marka sahipleri sürdürülebilir ambalajlara her zamankinden daha fazla önem veriyor. Markalar, markalarını tüketici beklentileriyle uyumlu hale getirmeye çalışırken çevresel ayak izlerini azaltan malzemeleri talep ediyor. Bu da ambalaj tedarik zincirinde olan hepimizin, ileride ambalajların ilk kullanımdan sonra geri dönüştürülebilmesini veya yeniden kullanılabilmesini sağlayacak daha iyi yapısal tasarımlar gerçekleştirmek için birlikte çalışılması gerektiği anlamına geliyor. Bu yılki Interpack Fuarı’nda Toyo Ink Group standını ziyaret edenler bu gereksinimleri ve çok daha fazlasını karşılayan çözümleri bulacaklar" diye konuştu.

Kozmetik ambalajları için sürdürülebilir malzemeler

Sulapac, genişletilmiş kozmetik portföyünün bir parçası olarak lüks koku şişesi kapakları için yeni bir sürdürülebilir malzeme olan Sulapac® Luxe'ü piyasaya sürdü

Ödüllü bir malzeme inovasyon girişimi olan Sulapac, kozmetik ve güzellik ambalajlarına yönelik genişleyen portföyünün bir parçası olarak ABS de dahil olmak üzere sert plastiklerin yerini almaya uygun yeni bir biyo-bazlı malzeme olan Sulapac® Luxe'i piyasaya sürdüğünü duyurdu. Şirkete göre yeni malzeme, kozmetik markalarının kaliteden veya estetikten ödün vermeden kapsamlı bir uygulama yelpazesiyle sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarına olanak tanıyor.

Sulapac Uluslararası Satış Direktörü Colin Strobant, "Güzellik markalarının geleneksel plastikleri değiştirirken karşılaştıkları en büyük zorluklardan biri, seçilen malzemelerin katı performans kriterleridir. Sulapac® Luxe ile geleneksel plastiklerin kaliteden ödün vermeden kolayca değiştirilebileceğini gösterdik. Müşterilerimizin zorluklarını dinledik ve malzeme, lüks performans için en yüksek taleplere dayandığından emin olmak için kapsamlı bir geliştirme sürecinden geçti. Yüksek yoğunluk, sıcaklık dalgalanmalarına karşı dayanıklılık, seramik hissi ve sesi, parlak, pürüzsüz yüzey, lüks markalar için önemli olan malzeme özelliklerinden bazılarıdır. Yeni malzeme yalnızca geri dönüştürülebilir değil, aynı zamanda tüm Sulapac malzemeleri gibi geri dönüştürülmüş içerikle üretilebilir" açıklamalarında bulunuyor.

Sulapac'ın CEO'su ve Kurucu Ortağı Dr. Suvi Haimi ise, "Sulapac, geri dönüştürülmüş biyo-bazlı malzemelerde bir öncüdür ve amacımız önümüzdeki 5 yıl içinde yalnızca geri dönüştürülmüş biyopolimerleri kullanmaktır. Yeni ürünümüz endüstriyel olarak kompostlanabilir malzemelerden yapılmıştır, arkasında kalıcı mikroplastik veya toksik yük bırakmaz” ifadelerine yer veriyor.

Yapılan açıklamada ayrıca birkaç üst düzey güzellik markasının Sulapac® Luxe'ü mevcut cam koku şişeleri veya kavanozlarıyla birlikte kullanmaya ilgi gösterdiği belirtiliyor. Yeni malzemenin, ticari olarak tüm üreticiler tarafından temin edilebileceği ve mevcut enjeksiyon kalıplama üretim hatlarına sorunsuz bir şekilde uyum sağlayacağı da verilen diğer bilgiler arasında yer alıyor.

Kaynak: Sulapac

Eviosys, Türkiye’ye yatırım yapıyor

Türkiye ve Ortadoğu’nun artan pazar talebine yanıt olarak şirket, Türkiye’de 190 g ve 340 g’lık, kare biçimli, baskılı ve %100 geri dönüştürülebilir yepyeni metal ambalaj hazır et konserve kutusunu pazara sunuyor.

Eviosys, Türkiye’de yeni yatırımı olan kare hattı ile yüksek kaliteli hazır et konserve kutusunu pazara sunacağını duyurdu. Şirkete göre bu lansman, et pazarının giderek büyüdüğünün bir işareti olan müşteri taleplerine yanıt verecek. 1,5 milyon Euro değerinde bir yatırımla desteklenen, 3 parçalı bu yeni kare konserve kutusunun üretim hattında, %100 geri dönüştürülebilir hafif tenekelerin kullanıldığı sürdürülebilir metal ambalajların, üstün tasarım ve kalite düzeyi ile pazara sunulacağı belirtiliyor.  

Konserve tavuk, sığır eti, et ezmesi ve kaz-ördek ciğerinin paketlenmesinde önde gelen bir ambalaj şirketi olan Eviosys, sektörün ihtiyacı olan kaliteli ambalaj ve bu ambalajın tedariği konusundaki sorunları da ortadan kaldırmayı hedefliyor. Metal ambalajın, % 100 geri dönüştürülebilir olduğu için sürdürülebilirlik sunması ile birlikte; lokal üretimin başlatılmasının, ithalat ihtiyacını azaltacağı ve ambalaj tedarik zincirindeki karbon emisyonlarını daha da düşüreceği verilen diğer bilgiler arasında yer alıyor.

Yenilikçi cam dolgulu halojensiz alev geciktirici polipropilen

Teknor Apex, müşterilerin yüksek oranda düzenlenmiş pazarlarda yanıcılık da dahil olmak üzere önemli endüstri gereksinimlerini karşılamalarına yardımcı olan bir dizi mühendislik ürünü malzeme çözümü geliştirdiğini duyurdu.

Elektrik ve Elektronik, Otomotiv, Cihazlar ve Enerji depolama gibi pazarlar daha yüksek voltajlar ve daha küçük, daha hafif bileşenler talep ettiğinden, güvenlik ve performansı dengeleyen malzemeler giderek daha önemli hale geliyor. Bu zorlukların üstesinden gelmek için Teknor Apex tarafından geliştirilen cam dolgulu, halojensiz alev geciktiricili polipropilen ürün serisi Crealen HFFR PP’nin, nem ve aside maruz kaldıktan sonra bile mekanik özelliklerini korurken, mükemmel yanıcılık dereceleri ve üstün kızdırma teli tutuşma performansı sunduğu belirtiliyor. Yenilikçi bir halojensiz alev geciktirici teknoloji kullanan bu kaliteler, şirkete göre mekanik özelliklerini korurken 1,5 mm'de UL94V0 performansı sunuyor ve 3,0 mm'de UL5VA'ya ulaşıyor. Bu özellik dengesinin, eMobility, elektrikli aletler, dış mekan elektrikli ekipman cihazları ve elektronikte ince duvarlı muhafazalar, konektörler, braketler, kalkanlar vb. dahil olmak üzere çok çeşitli zorlu uygulamalar için çok uygun hale getirdiği iddia ediliyor.

Poliamidlere (PA 6 gibi) veya polyesterlere (PBT gibi) dayalı daha yaygın olarak kullanılan cam dolgulu alev geciktirici kalitelerin aksine, Crealen HFFR PP ürünleri, nem emilimine karşı doğal direnç, 2-K kalıplamada TPE'lere ve TPV'lere mükemmel yapışma ve önemli ölçüde daha düşük yoğunluk gibi çok çeşitli avantajlar sunuyor. Bu performans özelliklerinden dolayı, asit maruziyetine karşı direnç gerektiren uygulamalar veya yüksek nemli ortamlarda kullanım için uygun bir seçim olacağı belirtiliyor.

Mühendislik Plastikleri Bu Başkan Yardımcısı Pratik Shah konu ile ilgili yaptığı açıklamasında; “Özel Crealen HFFR PP bileşikleri, tasarım potansiyelini açığa çıkararak ve sistem maliyet tasarrufu sağlayarak elektrik sistemi mühendislerinin tipik mühendislik plastiklerini başarılı bir şekilde değiştirmesine olanak tanıyan gelişmiş performans ve benzersiz özellikler sunar. Bu ürün serisini daha fazla yenilikle genişletmeyi, tel, kablo ürünleri, borular ve levha uygulamaları üretimi için ekstrüzyon işlemeye uygun ürünleri piyasaya sürmeyi planlıyoruz” dedi.

Kaynak: Teknor Apex

Ampacet, E&E pazarı için ELTech™ masterbatchlerini tanıttı

Ampacet, elektrik-elektronik pazarının zorlu gereksinimlerine yanıt vermek üzere özel olarak formüle edilmiş ELTech™ ürün yelpazesini piyasaya sürdüğünü duyurdu.

Elektrikli ve Elektronik Ekipman (E&E) segmenti, güç ve telekomünikasyon kabloları, konektörler, elektrik kutuları, muhafazalar, kanallar, fişler, prizler ve anahtarlar dahil olmak üzere çok çeşitli uygulamaları kapsıyor.

Yeni ürünleri hakkında açıklamalarda bulunan Ampacet E&E Stratejik İşletme Müdürü François Thibeau, "Çeşitlendirme stratejimizin bir parçası olan ELTech çözümleri, Ampacet'in geniş masterbatch portföyünü daha da zenginleştirecek ve yeni pazarlar için fırsatlar yaratacak. RAL renk standartlarına uygun olarak telkablo muhafazası ve konektörlerinin yanı sıra diğer E&E uygulamalarının renklendirilmesi için tasarlanan ürün yelpazemiz; PE, EVA, PBT ve Universal Carrier (UN) gibi çeşitli taşıyıcı reçinelere dayanmaktadır” dedi.

Ürün yelpazesi, rengi fonksiyonel katkılarla birleştiren masterbatchleri de içeriyor. Ayrıca, E&E uygulamalarının uygun işlevselliği ve çalışabilirliği için şirket; lazer markalama, metal önleyiciler, UV stabilizatörleri, alev geciktiriciler, antimikrobiyal, çizilme direnci, kayma ve bırakma, koku emiciler, proses stabilizatörleri ve işleme yardımcıları dahil olmak üzere gelişmiş katkı masterbatchleri de sunuyor.

Kaynak: Ampacet

Kimyasal olarak geri dönüştürülmüş PEX atığından boru üretimi

Neste, Borealis, Uponor ve Wastewise, ISCC PLUS sertifikalı bir kütle dengeleme yaklaşımı kullanarak, PEX boru üretiminden kimyasal olarak geri dönüştürülmüş endüstriyel atık plastikten elde edilen hammaddeye dayalı çapraz bağlı polietilenden (PEX) yapılmış boruları başarıyla üretti. Ortak şirketler, bu projenin PEX'in kimyasal geri dönüşümüne yönelik ilk uygulamalardan biri olduğuna inanıyor.

PEX borular, sağlamlıkları, sıcaklık dirençleri ve uzun ömürleri nedeniyle enerji tasarruflu ısıtma ve güvenli tesisata önemli bir katkı sağlıyor, ancak birbirine bağlı polimer zincirleri, bunların geleneksel geri dönüşüm teknolojileriyle geri dönüştürülmesini neredeyse imkansız hale getiriyor. Proje, kimyasal geri dönüşümün, geri dönüştürülmesi zor atık plastiğin döngüsel dolaşımını kapatabileceğini, onu yüksek kaliteli polimer hammaddesine dönüştürebileceğini ve önceki yaşamındakiyle aynı kalite ve özelliklere sahip ürünlerin art arda üretilmesini sağlayabileceğini gösteriyor.