Benden CEO olur mu?

Bu tür ilginç sorularla danışmanlığını yaptığım kuruluşlarda ve eğitim verdiğim ortamlarda sık sık karşılaşmışımdır.

CEO bir Rambo veya Kaf dağının arkasındaki beyaz atlı prens değildir. Öncelikle beklentileri karşılamak durumda olan bir liderdir. Günümüzde Liderlik vasıfları da kazanılır, geliştirilebilir kişinin mizacında varsa bir avantaj kazandırır.

CEO olmanın bazı bilinen kriterleri vardır. Bu kriterlere ne kadar uyuyorsak CEO’luk süreci o kadar kısa sürede gerçekleşiyor. Örneğin üniversite sizi Gandhi yapamaz ama mezun olduğunuz yer, önemli. Projeleri angarya olarak görmemeniz, üstün çaba göstermeniz, dersleri şikesiz geçmeniz, öğretim üyelerinizin iş yaşamında uzmanlaşmış kişiler olması ve yetişmenizle ilgilenme dereceleri, merakınız, CEO olma olasılığınızı yükseltiyor ama garanti vermiyor. Bu bakımdan bir zamanlar öğrencisi olduğum daha sonrada öğretim görevlisi olduğum Boğaziçi Üniversitemiz Türkiye’nin CEO fabrikasıdır. CEO şirketin başarı ve başarısızlığından sorumludur. Çok doğaldır ki bu nedenle yüz metre değil maraton koşucusu olması gerekiyor. CEO’ların görevi kazanabilecekleri rekabet alanlarını, kulvarlarını belirlemektir. .Kulvarlarımızda iyi koşmak, kendimizi disipline etmemizle, amaca yönelik kurgumuzu en detaylı şekilde oluşturabilmemize bağlı.

Şirketimizde yol arkadaşlarımızı şartların zorlukları karşısında pes etmemeleri için inandırmamız gerekiyor. Kaptanın iyisi fırtınalı havada belli olur sözü Ceo lar içinde geçerlidir. Zorluklarla mücadele CEO’nun becerisini artırır. CEO değişen şartlara göre davranma yeteneği olan, yalnızca başarılı, verimli olan değil aynı zamanda ince politikalar yapabilen kişidir. 

CEO olmaya giden çilekeş yol zorunlu olarak fırsatları değerlendirmekten, doğru kişilerle çekirdek ekipler kurabilme yeteneğinden, girişimcilikten ve güçlü çabalardan geçiyor. Ne kadar güçlü fırtınalarla, krizlerle karşılaşmışsak, o derece ayakta kalma becerisi sağlarız. Sorun çözmeden büyüyemeyiz, güçlenemeyiz. Kendimizi yukarı çekecek üstün insanlarla çalışmak, ortak akıldan faydalanmak bir avantajdır. Gireceğimiz sektörün trendlerini, dinamiklerini analiz etmeyi bilmek, yumuşak karınları görmek gerekir. CEO bu anlamda organizasyonun içeride ve örgüt dışında gereksinim duyduğu, etkileştiği faktörlerle en güçlü stratejik bağlantı noktasıdır. 

Karadenizli temel gibi yaparsanız üç günde CEO olma düşü, umutları suya düşer. Temel mezarlıklar müdürlüğünde işe başlamış iki gün çalışmış sonra kızmış istifa etmiş. Niye kızdın, işten ayrıldın demişler. Ben çalışıyorum onlar yatıyor demiş. CEO’luk yoluna baş koymuş kişiler için şikâyet etmek, ilişkileri bozacak aşırı tepkiler vermek zaman, enerji kaybıdır. Uzlaşıcı olmak, ortak noktayı bulmak, fit olmak, akılıca koşmak gerekiyor.  

Bu işin gerektirdiği karakter, yetenek, fedakârlık, beslendiği değişik kültürler, damarlar çok farklı. Zamanını, enerjisini, duygularını, ortamını yönetemeyen kimseyi yönetemez, verimli ve üretken olamaz, değişen durumları değerlendiremez. CEO odasında vahiy bekleyen adam değildir, alması gereken danışmanlığı, eğitimi çözülmeyen sorunlar dağa dönüşmeden kaynakta halleden kişidir. CEO’ların her şeyi bilmeleri gerekmez, değişik konularda birçok üst yönetim danışmanınla keyifli bir iş yapmak yaşam sevincini artırır, organizasyondaki insanlara mutluluk yansır. Bunu çoğunluk yapamadığı için CEO’ların bazıları verimli yaşta kanser, şeker, ülser vb hastalıklarla muhatap olurlar. İnsan yetiştirmek dünyanın en zor, zaman alan ancak en güzel işidir. Makro, mikro açıklarımızı hızlı bir şekilde kapatmak istiyorsak CEO’larımızın kıymeti bilelim. Niye yılların birikimlerini, deneyimlerini, fikri sermayemizi, nice değerlerimizi kaybetme durumunda kalalım? Futurist yönüm bana; onlar sayesinde yakın gelecekte Türkiye ‘deki şirketlerin yarısının yabancılarla evlilikler yapacağını söylüyor.

Danışmansız çalışmak birçok pazar dinamiklerine vizyonu olmayan kişilerin tek gözlükle bakmalarına benzer. Lider ya tüm sorunlarla ilgilenir hiçbirinden çıkamaz (manevrayı yapıp, virajı alamaz) ya da bir meseleye derinlemesine dalar, bir daha oradan çıkamaz Bedelini de şirket pahalıya öder.

Ceolar şirket organizasyonunda duygusal termostat rolünü görürler. Birçok yönetim becerisi Duygusal zekânın (İç kontrol, sosyal farkındalık, ilişki yönetimi vb.) bir parçasıdır. Duygusal zekânın CEO’lar için geniş rekabetçi özelliklerinden dolayı önemi hayatidir. Bu yönden kadın CEO’ların erkeklerden daha avantajlı olduğu birçok araştırmada elde edilen bulgular arasındadır.

Konu açılmışken CEO’luğa kadınlar açısından bakarsak çok fazla olmasa da  fortune 500  listesine birçoğunun girdiğini ve bir çoğunun girmeye aday olduğunu görürüz. 

Örneğin Irene B. Rosenfeld, Kraft Foods ; Angela F. Braly, WellPoint ; Beth Mooney, KeyCorp ;  Ursula M. Burns, Xerox; Lynn L. Elsenhans, Sunoco; Andrea Jung, Avon; Ellen J. Kullman, DuPont; Gracia C. Martore, Gannett; Denise M. Morrison, Campbell Soup; Deanna M. Mulligan, Guardian; Carol M. Meyrowitz, TJX; Indra K. Nooyi, PepsiCo; Debra L. Reed, Sempra Energy; Laura J. Sen, BJ’s Wholesale Club; Meg Whitman, HP; ve Patricia A. Woertz, Archer Daniels Midland. (Health Care Service Corporation), gibi.

Hatırı sayılır kadın derneklerimizin istatistiklerine göre Türkiye’deki CEO’ların ancak yüzde 12 si kadın…

Herhangi bir sektörde iki kişiye ödül vermeniz gerekse CEO olarak kimleri seçerdiniz diyenler için yazıyorum. Örneğin mobilya sektörü için master derslerimde de ve iş yaşamına yönelik liderlik eğitimlerinde işadamı modeli göstermekte keyif aldığım Boydak holding CEO’su Memduh Boydak, Mobiljet CEO’su Ahmet Öztekin. Bu sektörde bilenler bilirler. Her ikisi şirketlerindeki yurtdışı ve yurt içi sıra dışı başarılarının yanında insani özellikleri açısından sevgi ve saygım olan iki pırlanta şahsiyettir. Memduh Bey ne zaman beni Kayseri havalimanında görse semineri yapacağım otele kadar bırakır. Ahmet Bey ise ne zaman özel bir gün olsa ilk kutlama mesajı ondan gelir. Bu arada bilmeyenler için yazayım takdirimi kazanmak oldukça zordur. 

CEO olmak için yanıp tutuşanlara bir nebze faydalı olabildiysem ne mutlu bana.