“İlklerin uygulayıcısı olduk”

"Önce Servis, Sonra Satış mantığı ile 30 yıldır alt yapı oluşturuyoruz. Ama çok daha önemli olan konu ise koruyucu bakım, müşteri personelinin konu ile alakalı yeterlilik kontrolü ve gelişimidir. Sattığımız full elektrik makinelerde arıza yapma riski %97 daha az olup, yedek parça bağımlılığı da gene aynı oranda düşüktür."

Aksoy Plastik ve Makine Firma Sahibi Nadir Kiper Aksoy, Sorumlu Yazı İşleri Müdürümüz Berivan Kaya’nın sorularını yanıtladı.

Öncelikle uzun yıllardır Nadir Kiper Aksoy ismi, plastik işleme sektöründe, yüksek teknolojili çözüm sağlayan iş platformları açısından bilindik bir isim. Nadir Kiper Aksoy’un bu başarı öyküsünü kısaca sizden alabilir miyiz? 

Doğru zamanda, doğru yerde, doğru donanımlarla olan herkes başarıyı yakalar. İTÜ Elektronik ve Haberleşme Mühendislik bölümünden 1986 yılında mezun olduktan sonra aynı okulda yüksek lisans yaparken 80’ler sonu plastik sektöründe makinelerin, kontaktörlü kontrol sistemlerden mikroişlemci kontrollü dijital ekranlı kumanda sistemlerine geçmeye başladığını tespit ettim. Dijitalleşen makinelerin daha o zamanlarda insandan bağımsız otonom çalışan yan ekipmanlar konusunda da hızlı bir değişime uğrayacağı aşikârdı. Eğitimim ve ilgi alanlarımla çok örtüştü. Daha sonra hidrolik temelli makinelerin işletme giderlerinin çok yüksek olması sebebiyle Japon menşeli “all elektrik”li makinelerin üstün verimlilik yanında uzun yıllar çok düşük işletme giderleri ile çalıştığını uygulamalı olarak somutlaştırdık. Sistemin full dijital olması ise aldığım mühendislik ve teknik eğitimin tam karşılığı idi. Zaten yol haritamda hedefim endüstriyel elektronik yani mekatronik sistemlerdi.

Biliyoruz ki Aksoy Plastik ve Makine doksanlarda plastik kalıplama sektöründe faaliyetlerine başladı.  Japonya gibi ülkelerdeki iş birlikleriyle, ileri teknolojili plastik enjeksiyon proseslerinde belli bir odak oluşturdu. Bugüne kadar ise plastik işlemenin pek çok alanında; makine, otomasyon ve  yan ekipman düzeyinde çözümler sunuyor. Bu otuz yıllık süreci kısaca sizden dinleyebilir miyiz?

Genellikle ilklerin uygulayıcısı olduk. Mesela 90’lı yılların başında Almanya orijinli prefil valf sistemli full hidrolik kalıp açma, kapama ve kilitleme ile çalışan ilk plastik enjeksiyon makinelerinin satış ve devreye alınması. Japonya orijinli 3000 ton kilitleme gücünde ilk çift plaka kısa uzun açar makinelerin satış ve devreye alınması. Japonya orijinli ilk full elektrikli makinelerin Türkiye’de ilk kez satış ve devreye alınması. 2000’li yılların başında servo hidrolik makinelerin Türkiye’de ilk kez satışının ve bazı hidrolik makinelerde revize uygulamalarının yapılması. Bunlara makinelerle çalışan otonom merkezi kontrollü yan ekipman satışlar da eklenebilir. Zaten 80’li yıllardan başlayıp ta faal çalışan bir ben kaldım sanki!  Ben bu durumu “ne kavgam bitti ne sevdam“ ile özetliyorum. Tüm bunlar içerisinde en dikkate değer çalışmamız 1996’da sattığımız ilk Full Elektrikli makineler ve daha sonra adım adım bu günlere geldiğimiz seviye dikkate değer. Bu sebeple firma mottomuz “Full Elektrikli Makineler Bizimle Başladı, Artarak Devam Ediyor” olmuştur.

Şu anda iddialı olduğunuz plastik enjeksiyon kalıplama prosesinde Japon Toyo markasıyla çalışıyorsunuz. Bu elektrikli makineleri hız, enerji tüketimi, hassaslık, doğruluk, fire verimlilik ve maliyet gibi noktalardan kıyaslarsanız; özellikleri konusunda neler söylersiniz? 

Piyasada Full Elektrikli makineler konusunda çok yanlış bilgiler var. Maalesef potansiyel kullanıcılar bu konuda yeterli donanımda olmadığı için her anlatılana itibar etmekte dolayısı ile de kafalar çok karışmaktadır. Rakip dediğimiz birçok firma bu tür teknolojileri sadece Elektrik Verimlilik ile anlatmaya çalışıyor. Oysaki bu teknolojiler Toplam Verimlilik konusunda radikal üstünlüklere sahipler. 

Eskiden hidrolik makinelerde kararlılık çok değerli idi. Artık akıllı makineler ön plana çıkmakta. Yani kararlı olmak kaliteli bir üretim için artık sadece gerek şarttır. Yeter şart ise smart çalışan dijital mekatronik sistemlerde ancak mümkündür. Yaptığımız sunumlarda Elektrik Verimlilik bizim altıncı üstünlüğümüzdür. Bundan çok daha değerli beş adet Verimlilik üst başlığı mevcuttur. 

Yaptığımız çalışmalarda Avrupa menşeli tam donanımlı makinelere göre artık hemen hemen aynı fiyat skalasında olması ve sürekli kullanımda yatırım maliyetini 2 kat daha hızlı amorti etmektedir. Çin menşeli makinelere göre 4-5 kat daha pahalı olma yanında sürekli kullanımda daha ilk yılda bu yatırım maliyet farkını kapatmaktadır. Gelecek olan 5 yılda ise inanılmaz avantajlar sağlamaktadır. Kısa çevrimde hızdan daha değerli fiziksel büyüklük ivme ve paralel hareketlerdir. Bizde firenin karşılığı bir türlü dış etkenlerden dolayı sürekli ve kalıcı kontrol altına alınamayan hidrolik sistemlerdir. Gene pahalı servis ve sarf malzeme kullanımının karşılığı da hidrolik sistemlerdir. Hidrolik yoksa problemde yok diyebiliriz. 

Yine bu makineler; tonaj aralıkları, sıkıştırma aralıkları, tek ya da çoklu parça kalıplama özellikleri, farklı hammaddeyle çalışma aralıkları, diğer proses farklılıklarına uyum açısından nasıl bir çeşitlilik ve esneklik sağlıyorlar?

50 tondan 3500 ton kilitlemeye kadar “full elektrik“ makine satan yegâne tedarikçiyiz. Full elektrik özelinde 1995’ten bu yana adet olarak 1000 adet üzerine geldik. Full elektrik olarak piyasada en eski ve en çok makine satan firma konumundayız. Bir kere hidrolik makinelerin yaptığı tüm üretimleri daha iyi olarak full elektrikli makineler yapabilir. Konuyu yüzeysel bilen birçok rakip firmamız bu tür makinelerin ince cidar ve kısa çevrimde işe yaradığını diğer üretimler için uygun olmadığı gibi akıl dışı tanımlamalar yapmaktalar. Hâlbuki Japonya’da üretilen full elektrikli makinelerin tamamına yakını otomotiv, beyaz eşya, IT ürünler ve teknik parçalar üreten sektörlere satılmakta. Ambalaj sektörü %10’un altında bir satış potansiyeline haiz. 

Bizimde özellikle son dönemde ağırlıklı satışlarımız otomotiv, medikal ve teknik parça üretimlerine yöneliktir. Ambalaj sektörünün bu teknolojileri tercih etmesinin ana sebebi kısa çevrim yanında temiz ortam üretim şartlarına uyumluluktur. 

Toyo markasının dünya üzerindeki yapılanması, etkinliği, dağıtım ağları, Ar-Ge çalışmaları ve pazar payı nasıldır? Türkiye’de şu an sizin elde ettiğiniz pazar oranı ve hedefleriniz neler?

TOYO markasını diğer Japon menşeli makinelerden ayrı tutan özelliği Japonya’da sadece plastik enjeksiyon makinesi üreten yegane firma olmasıdır. Diğer üreticiler plastik enjeksiyon makinesi dışında onlarca değişik sektörel konulara dağılmış olup, sadece plastik enjeksiyon üretimine odaklanan başka da bir Japon markası bulamazsınız. Mesela gene mümessili olduğumuz MITSUBISHI markası 4.0’ın üzerinde sektöre makine üretmekte olup her birinin prosesi ve çalışma mantığı farklıdır. Bu durum Ar-Ge ve İnovasyon konusunda TOYO markasını hep lider yapmıştır. Türkiye piyasasında full elektrik makine konusunda hibrit makineler bu kapsam dışına alınırsa en geniş pazar payı bizlerdedir. Bu tür makinelerin satışına 1995’te başlamamıza rağmen Türkiye pazarında çok geniş network ağı ve kullanıcılar üzerinde büyük etkisi bulunan Avrupa menşeli üreticilerle 2013 yılına kadar çok rekabet edemedik. Çünkü algılar hep aleyhimize işledi. Açıkçası devlerle baş edemedik. Bu yıllar Türk plastik sektöründe “KAYIP YILLARDIR”. Ne zamanki 2010’lu yılların başından itibaren güçlü rakiplerimiz de bu tür makineleri piyasaya sürüp yanlış algılar sonlandıysa, bizim satışlarımız logaritmik olarak artmaya başladı. Hala çok küçük oranlardayız ama full elektrik makineleri deneyen ve yaşayan kullanıcıların da desteği ile bu oran beklentilerin dışında çok hızlı artacaktır. Şu anda bu sürecin başındayız.

Hidrolik enjeksiyon makinelerinde ise Çin’in Topstar markasıyla çözüm ortaklığı sağlıyorsunuz. Bu makinelerin üstün özellikleri ve hedeflenen sektörler açısından farklılıkları nelerdir? 

TOPSTAR firması, ELITE firmasını satın alarak ileri teknoloji altyapısı ve güçlü ekonomik dinamikleri ile frefill valfli full hidrolik açma kapama kilitleme sistemleri ile 550 tondan sonra hem çift plaka hem hareketli plaka göbekten sıkma teknolojisi ile farklı bir konsept oluşturmaktadır. Diğer ayırt edici özelliği ise aynı fabrikada tüm yardımcı ekipmanların da tek marka tek tedarikçi olarak üretip birlikte sevk edebilmesidir. Aynı fabrikada tüm yardımcı ekipmanlarla endüstri 4.0 uyumluluk sunması dikkate değer bir çözüm ortağı olmamızı sağlamaktadır. Uzun geçmişte sattığımız full hidrolik ve çift plakalı makine teknolojisine haiz olması ve değişik profil potansiyel müşterilerimize hitap etmesi sebebiyle önemli bir boşluğumuzu doldurmaktadır. Alt ve orta segment müşterilerimiz için çözüm ortağı konumundayız. 

Enjeksiyonun dışında yükleme, kurutma, soğutma, kırma, robotik gibi yan sistemler ve otomasyon ürünlerinde sağladığınız çözümler konusunda neler söylemek istersiniz?

Daha önce anlattığımız ilklere bu konuları da dahil edebiliriz. Uzun geçmişte edindiğimiz tecrübeler “anahtar teslimi“ projeler konusunda yaptığımız başarılı çalışmalarla doludur. Gerek highend müşterilerimize Almanya, İtalya ve Japonya menşeli merkezi hammadde hazırlama ve taşıma, merkezi soğutma, robotik uygulamalar tedariki yanında kendi markamız altında yurt dışında OEM üretip hazır stok tuttuğumuz ekonomik yardımcı ekipman tedariğimiz de mevcuttur.

Teknoloji temini ve satış alanında; teknik destek, servis, bakım, satıştan çok daha önde gelen temel bir konu. Sizin de bu konuda çok hassas olduğunuzu, geçen süre içerisinde bu konuya odaklandığınızı ve pek çok yerde bakım, destek, onarım tesisleri kurduğunuzu biliyoruz. Bu süreci, müşteri memnuniyetini ve bu konudaki hedeflerinizi aktarır mısınız?

Önce Servis, Sonra Satış mantığı ile 30 yıldır alt yapı oluşturuyoruz. Ama çok daha önemli olan konu ise koruyucu bakım, müşteri personelinin konu ile alakalı yeterlilik kontrolü ve gelişimidir.

Sattığımız full elektrik makinelerde arıza yapma riski %97 daha az olup, yedek parça bağımlılığı da gene aynı oranda düşüktür. Tabiki bu oranları destekleyen ana unsurlardan bir diğeri de koruyucu bakım ve kullanıcının farkındalıklarıdır. Kullanıcılar çok basit birkaç kurala uyduklarında bu oranlar hemen hemen tüm müşterilerimizde gerçekleşmektedir. Hedefimiz bu farkındalığı tüm kullanıcılara aktarmaktır.

Plastik enjeksiyon ve yan sistemleri konusunda Türkiye’deki satış—servis ve pazar ağlarınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Genişleme ve büyüme stratejilerine bağlı olarak bugünden yarına nasıl bir değişim ön görüyorsunuz?

Full elektrik makineler aslında bir yazılımdır. Bir o kadarda bakım onarım konusunda basit makinelerdir. Doğal olarak yıllarla beraber aşınma ve yıpranma oranları çok çok düşüktür. Hidrolik sistemlere göre performans ve makine ömrü en az 3 kat daha uzundur. Beklenmedik duruşlar, parça bekleme, arıza arama ile geçen kayıplar %97 gibi inanılması son derece zor olan azlıktadır. Ama her full elektrik makine TOYO değildir. TOYO “sıfır mühendislik hatası” ile üretilir. Online olarak sürekli TOYO firması ile entegre çalışıyoruz. Ekibimizin genişliği ve tecrübesi artık daha çok arıza yapmayan bu teknolojilerin verimli kullanılma eğitimleri ve koruyucu bakım üzerinedir. Makineleri uzaktan izleme bakım süreçlerini uzaktan da izleyerek arıza oranını %3’den, %0’a çekme hedefindeyiz.

Otuz yıldan bu yana plastik sektörüne teknoloji/bilgi ve kaynak sağlayan bir firma olarak günümüz teknolojisini elbette yakından takip ediyorsunuz? Günümüz teknoloji grafiği açısından Aksoy Plastik ve Makine sektörde kendini nerede konumlandırıyor?

Yüksek teknolojilerde öncü olma, kullanıcı eğitimi, Toplam Verimlilik şartlarını kullanıcılarda oluşturma. Kullanıcıların kıran kırana rekabet ederek kâr marjlarının sürekli düştüğü bu küresel yarışta daha verimli ve daha düşük üretim giderleri ile kâr marjları düşse de maliyetleri indirerek genelde yüksek kârlı çalışma imkânları sunma hedefimizdir. 

Türkiye’de plastik sektöründe son yirmi yıllık büyümeyi ve teknoloji kullanımını nasıl görüyorsunuz? Buna bağlı yakın gelecekte plastik makineleri pazarı ve ithalatı nasıl bir seyir izleyecek? Sizin gelişecek bu konjonktüre bağlı olarak plan ve projeleriniz olacak mı?

Yukarıda bahsettiğim KAYIP YILLAR’ın bedeli ödenmiştir artık. Keşke bu süreçte başarılı olup sektörün makus kaderini değiştirebilseydik. Ama gücümüz yetmedi. Bundan sonraki süreç Toplam Verimlilik ana başlığı altında Yüksek verimlilik, düşük üretim giderleri, insan sağlığı ve çevreye olan hassasiyetimizdir. Projelerimiz bu yöndedir. Bu süreci 30 yıl önce fark eden yegâne kuruluşuz.

Kirli rekabette “yerli malı vebalıdır” anlayışını değiştirebilirsek, full elektrik makineleri ülkemizde üretme hayalimiz hala canlıdır. Bu konuda ciddi mali ve alt yapı çalışmalarımız mevcuttur.

Son olarak uzak doğu makine teknolojisi ile Avrupa ve ABD merkezli makine teknolojisi yarışını nasıl görüyorsunuz? Sizce bu segmentler inovasyon ve gelişim açısından giderek birbirine yaklaşıyor mu? Bu noktadaki rekabet nasıl bir sürece evrilebilir? 

Uzakdoğu’yu, Japonya ve diğerleri olarak ikiye ayırmak gerekir. En azından bizim full elektrik plastik enjeksiyon makinelerinde gördüğümüz bu şekildedir. Plastik enjeksiyon makinelerinde üst segmentte gerçek yarış Japonya ve Avrupa arasındadır. ABD merkezli çalışmaları göremiyoruz ülkemizde. Bizim görüşümüz Avrupalı üreticiler hidrolik temelli teknolojilerde ilerdeler. Ama full elektrik mantıkla çalışan makinelerde liderlik açık ara Japon menşeli üreticilerdedir. Toplam Verimlilik olarak full elektrikli makinelerin açık ara üstünlüğü yavaş yavaş ispatlanmaktadır. 

Son olarak neler söylemek isterdiniz?

Endüstriyel yarış bir yana “Bu dünya atalarımızdan miras kalan, çocuklarımızın emanetidir”. Her şey yeşil için, delinmeyen ve küresel ısınmayı tetiklemeyen atmosfer ozon tabakası için olmalıdır. Kafamızı kuma gömerek daha ne kadar gideceğiz.  Çalışan hidrolik sistemlerin yüksek karbon salınımı ve hidrolik yağlardan hararetle ortama yayılan zararlı 6 adet sera gazı küresel ısınmayı artırmaktadır. Makinelerle aynı ortamda yaşayan çalışanlarımızın sağlığını tehdit etmektedir.

Yılda %25 buharlaşan, her 2-3 yılda bir değişmesi zorunlu olan makine başı ortalama binlerce litre hidrolik yağlar ile hidrolik sistemlerin kullanılıp atılmak zorunda olan atık malzemeleri çevremizi, tatlı su kaynaklarımızı, denizlerimizi kirletmektedir. 

Çocuklarımız için bu tehlikeli gidişata dur demeliyiz. Gözden kaçan bir diğer konu ise hala fosil yakıtlardan üretilen elektrik, üretim sürecinde bu kirliliği daha da artırmaktadır. Hidrolikten bağımsız, elektriği adeta koklayarak tüketen FULL ELEKTRIK makine teknolojileri gelecekte çocuklarımızın masal kahramanı olacaktır.