Friday, Apr 19th

Last updateMon, 15 Apr 2024 8am

You are here: Home Examples of the Reader Haberler

GF Hakan Plastik “İyi Süpürme Hareketi” ile plastiklerin doğaya salınımını engelliyor

GF Hakan Plastik şirket vizyonunda vurguladığı “Çevreye Duyarlı” olma ve politikasında taahhüt ettiği “Çevresel Kirlenmeye Karşı Önlem Alma” konusunda sürdürdüğü çalışmalarına bir yenisini ekleyerek PAGEV ile yürüttüğü iş birliği ile Operation Clean Sweep / İyi Süpürme Hareketi sertifikası aldı. 

Dünyada, çevresel kirliliği azaltmak amacıyla geliştirilen global çalışmalardan biri olan Operation Celan Sweep (OCS) Türkiye'de PAGEV tarafından yürütülüyor. OCS / İyi Süpürme Hareketi, plastik üretimindeki granüllerin üretimi, nakliyeleri ve üretilmesi esnasında tesislerde meydana gelen kayıp ve sızmalarının engellenmesi, küresel bir çevresel sorun olan deniz kirliliğinin ve karada bulunan plastik ham maddelerin denizlere karışmasının önlenmesi amacını taşıyor. 

GF Hakan Plastik, ilk olarak Çerkezköy tesisinde başlattığı ve yaklaşık 4 ay süren; üretim, bakım, çevre, kalite ve idari işler birimlerinin yoğun katılımları ile tamamladığı program sonucunda denetimden geçerek yapılan çalışmaların uygunluğunu belgelendirdi. Şirketin Şanlıurfa tesisi için de hazırlanan yol haritası üzerinde başlatılan çalışmaların 2023 yılı sonuna kadar tamamlanması planlanıyor.

 

Petrokimya sektörüne TOGG yatırım modeli önerisi

İKMİB tarafından düzenlenen Plastik Sektörü Değerlendirme Toplantısı’nda petrokimya sektörü masaya yatırıldı. Sektör, ithalat bağımlılığına çözüm olarak TOGG yatırımının örnek alınmasını öneriyor.

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) tarafından düzenlenen Plastik Sektörü Değerlendirme Toplantısı’nda sektörün sorunları ve çözüm önerileri masaya yatırıldı. Toplantıya İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz, Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün ile İzmir ve Ege Bölgesi’ndeki Plastik sektörü temsilcileri katıldı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Ege Plastik Sanayicileri Derneği (EGEPLASDER) Yönetim Kurulu Başkanı ve Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Başkan Yardımcısı Şener Gençer, Türkiye’nin yerli petrokimyasal üretimindeki sorununun, 40 yılı aşkın süredir çözümsüz kaldığını vurguladı. Gençer, “Bu durumun devam etmesi halinde, global petrokimya üreticilerinin ithalat cennetine çevirdikleri ülkemiz, bu kez ithalatçıların istedikleri gibi fiyat dayatacakları bir ülke haline gelecektir. Bunu önlemenin yolu yerli ve milli otomobilimiz TOGG örneğinde olduğu gibi devletin oyun kurucu ve yatırımcı olarak sektörde yeniden yer almasından geçmektedir” dedi.

Türkiye’nin yerli petrokimya üreticisi Petkim’in 15 yıldır özel sektörün yönetiminde olmasına rağmen, üretiminde dikkat çekici bir artış yaşanmadığına dikkat çeken Şener Gençer, buna karşılık sektörün talepteki artış oranının, Türkiye’nin büyüme hızının çok üzerinde olduğunu ve yerli üretimin payının son 15 yılda yüzde 20’den yüzde 12’ye kadar düştüğü bilgisini verdi.

“Yatırımlar heyecan verici, hızlandırılmalı”

SASA ve Rönesans Grubu gibi şirketlerin Adana’da devam eden Polipropilen ve PTA yatırımlarından büyük heyecan duyduklarını kaydeden Şener Gençer, “Bu yatırımların bir an önce devreye alınmasını elbette heyecanla bekliyoruz. Ancak bu ürünlerin dışında Türkiye’nin net ithalatçı olduğu onlarca ürün bulunuyor. Bu veriler ışığında sektörümüz ve kamuoyumuzla paylaşacağımız radikal önerimiz şudur: Devletimizin dünyadaki gelişmeleri ve sektörel trendleri doğru okuyarak, ölçek ekonomisini gözeterek yeniden petrokimya sektörüne yatırımcı olarak girmesi gerektiğini düşünüyoruz. Özel sektörün mevcut ve planlanan yatırımlarını engellemeden ve onlara rakip olmadan devletin de petrokimyaya yatırım yapabileceğine inanıyoruz. Yerli otomobil projemiz TOGG’da nasıl devlet ve babayiğitler olarak gösterilen özel sektör şirketleri el ele vererek muhteşem bir başarı hikâyesi yazdıysa, petrokimyada da benzer strateji uygulayabiliriz. Devlet, Petkim’in ve diğer şirketlerimizin ürettikleri ürünleri değil; ülkemizde üretilmeyen ya da çok yüksek oranda ithalata bağımlı olduğumuz katı ve sıvı petrokimyasalları üretebilir. Türkiye’de petrokimyada sektöründe kim hangi üretimi yaparsa yapsın, bir başkasına rakip olamaz. Bu yatırım aynı zamanda Türkiye’nin dış ticaret açığı ve cari açığına pozitif yönde etki edecektir” dedi.

“İthalat bağımlılığı, acımasızca istismar ediliyor”

Türkiye’nin petrokimyasal ürünlerdeki ithalat bağımlılığının kabul edilebilir sınırların çok üzerinde olduğuna işaret eden Gençer, Türkiye’ye ürün satan şirketler tarafından bu durumun acımasızca istismar edildiğini hatırlattı. “Çünkü herkes biliyor ki, biz üretmek için o ham maddeyi ithal etmek durumundayız. Aksi halde dünyanın 7’inci Avrupa’nın 2’inci büyük üretim gücüne sahip plastik sektörümüzü çalıştıramayız” diyen Gençer; otomotivden tekstile, inşaattan tıbbi malzemelere, kimyadan boyaya kadar en temel ihracatçı sektörlerin bu ürünleri üretimlerinde kullanmak zorunda olduğunu sözlerine ekledi.

Türk Prysmian Kablo, Eurasia Rail 2023 Fuarı’nda yenilikçi ürünlerini tanıttı

Enerji ve telekomünikasyon kabloları sektörüne öncülük eden Türk Prysmian Kablo, 21-23 Haziran 2023 tarihleri arasında IFM, İstanbul Fuar Merkezi’nde bu yıl 10’uncusu düzenlenen Uluslararası Demiryolu, Hafif Raylı Sistemler, Altyapı ve Lojistik Fuarı’nda demiryolu ve demiryolu araç kabloları alanındaki yeni ürün ve teknolojilerini sergiledi. 

Eurasia Rail fuarının açılış törenine katılan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu, Türk Prysmian Kablo CEO’su Ülkü Özcan’dan grup içerisinde “Demiryolu Kabloları Mükemmeliyet Merkezi” olarak konumlandırılan Mudanya fabrikası, şirketin Türkiye’deki faaliyetleri ve yatırımları hakkında bilgi aldı.

Türkiye’nin tek, dünyanın en büyük üçüncü demiryolu ve hafif raylı sistemler fuarı olan ve 2011 yılından bu yana demiryolu, lojistik ve raylı sistemler sektörünün temsilcilerini bir araya getiren Eurasia Rail’in ikinci gününde Türk Prysmian Kablo, fuara uzun soluklu ve istikrarlı katılımı ve katkılarından dolayı 10. Yıl Sadakat Ödülü’ne layık görüldü.

Büyümelerinin arkasında yer alan en büyük gücün Ar-Ge yatırımları olduğunu belirten Türk Prysmian Kablo CEO’su Ülkü Özcan, “Türk Prysmian Kablo olarak, 10 yıldır Eurasia Rail’de sektörün öncü firmalarıyla bir arada olmaktan dolayı mutluluk duyuyoruz. Bugün aldığımız ödül ile paydaşlarımız yararına kazanç sağlamanın ve toplum için değer yaratmanın önemini bir kez daha vurgulamış olduk. Sektöre öncülük eden bir marka olarak, üretim yaptığımız her alanda odağımızda sürdürülebilirlik bakış açımız yer alıyor. Sektörde fark yaratan uygulamalarımızda ve başarımızda fabrikamız, grubumuzun Demiryolu Kabloları Mükemmeliyet Merkezi olarak konumlandırılıyor. Demiryolu endüstrisindeki teknolojik değişimleri, fırsatları ve potansiyeli takip eden Türk Prysmian Kablo bu yatırımlar sayesinde Türkiye'de pazar lideri konumuna geldi. Türk Prysmian Kablo olarak dijitalleşme ve yenilikçi teknolojilere odaklanmaya ve ‘Türkiye’yi Sürdürülebilir Yarınlara Bağlıyoruz’ vizyonumuzla sektöre yol gösteren faaliyetlerimize devam edeceğiz” dedi.

Türk Prysmian Kablo, fuar kapsamında metro ve raylı sistem araçları için özel olarak ürettiği kablolarla birlikte demiryolları uygulamalarında ihtiyaç duyulan enerji, sinyalizasyon ve fiber optik kablolarını sektör temsilcileriyle paylaştı.

Tüketicilerin yüzde 77’si camı sağlık nedeniyle tercih ediyor

Cam, ambalaj malzemeleri içerisinde tüketiciler nezdinde sağlıklı bir malzeme olarak her zaman öne çıkıyor. 2015 yılından bu yana Gürok Grubu bünyesinde faaliyetlerini sürdüren ve Türkiye’nin cam ambalaj sektörünün öncülerinden olan GCA’nın Mayıs 2023 tarihli Cam Ambalaj Kullanım Araştırması da bu yaklaşımı destekliyor. Araştırma sonuçlarında cam ambalaj kullanımında temel motivasyonu sağlık ve güven algısı belirliyor. Kullanıcılar cam ambalajı en çok; içindeki ürüne koku ve tat vermemesi, raf ömrünü uzatması gibi sebeplerle tercih ediyor. Söz konusu istatistikler, camın gelecekte de en sık kullanılacak ambalaj ürünü olacağını gözler önüne seriyor.

“Cam, tüketiciler tarafından en iyi malzeme olarak görülüyor”

Araştırma sonuçlarını değerlendiren GCA Genel Müdürü Dr. Abdullah Gayret, “GCA olarak, farklı inovatif müşteri ilişkileri yaklaşımı ve yönetimini odağımıza alarak müşterilerimizi iş ortaklarımız olarak görüyor, ihtiyaçlarını kendi işimiz gibi analiz ederek çözmeye gayret gösteriyoruz. Müşteri deneyimini merkezimize alarak, geleneksel ölçüm yöntemleri ile değil modern yöntemlerle müşterilerimizin sesini dinliyor, verdikleri geribildirimleri iş modelimize yansıtıyoruz. Bu vizyonla yaptığımız son araştırmamızdan çıkan sonuçlara göre de cam, tüketiciler tarafından insanları ve gezegeni koruyan en iyi malzeme olarak görülüyor. Su ve maden suyu tüketicileri için cam ambalajın en önemli avantajları; yüzde 77 sağlıklı olması, yüzde 49 gıda maddelerine tat ve koku vermemesi, yüzde 48 güvenilir olması, yüzde 32 daha uzun raf ömrü olarak ifade ediliyor. Camın raftaki dayanıklı nitelikleri, insanların en sevdikleri ürünleri daha uzun süre koruyarak gıda atıklarını da azaltmalarına olanak tanıyor” şeklinde konuştu.

“Tüm süreçleri otomasyon vasıtasıyla yürütüyoruz”

Tüketicinin en önemli beklentisi olan ürün güvenliği ve hijyenini merkeze koyduklarını ve GCA tesislerinde full otomasyon sistemine yatırım yapmayı sürdürdüklerini kaydeden Abdullah Gayret, konuşmasına şu şekilde devam etti: “Cam damlasının oluşmasından depolama sürecine kadar tüm süreçleri otomasyon vasıtası ile manuel işlem olmadan yürütüyoruz. Her proses noktasında faydalandığımız özel takip sistemleri ve sensörler vasıtası ile hem üretim sürecinin verimliliğini arttırmak hem de kaliteyi maksimize etmek için her türlü veri ve istatistiksel analiz yeteneklerine sahibiz. Fabrikamızın kuruluşundan bu yana en gelişmiş ERP sistemini kullanıyoruz. BT ve depo ekibimiz her yıl yazılım üzerinde geliştirmeler yapıyor. Böylece hem süreçleri hızlandırıyor hem de dijital çağı yakından takip ederek entegrasyonu sağlıyoruz.”

VAT Enerji, elektrik üretim sistemi projesi ile yeni bir devir açıyor

Türkiye’nin enerji ve sürdürülebilirlik alanında öncü şirketlerinden VAT Enerji, kimya sektörünün lider firmalarından olan bir işletmede  elektrik üretim sistemi kurmaya hazırlanıyor. Haziran  ayında yapılan sözleşme ile 620 kwh kapasiteli sistemin çalışmalarına başlandı.

Şirket, Türkiye temsilcisi olduğu HELIEX STEAM  EXPANDER sistemi ile, buharın basınç düşümünden  elektrik üreten bu özel teknolojiyi işletmelere çözüm  olarak sunmakta. Sistem, yüksek basınçta buhar kullanan ve buharın basıncını basınç düşürücü vana ile  düşüren işletmelerde verimliliği önemli ölçüde artıran yeni nesil bir teknoloji ürünü olarak VAT Enerji ile  Türkiye pazarına giriş yaptı. 

“Bu sistemimizi birçok tesise kurmaya başlayacağız”

Proje hakkında değerlendirmelerde bulunan VAT Enerji Genel Müdür Yardımcısı Gökay Çomoğlu şu ifadelerde bulundu, “Bizler için oldukça heyecanlı ve keyif verici bir süreç. Enerji ve verimlilik alanında yaptığımız yüzlerce özel projeye bir yenisini daha ekledik. HELIEX, VAT Enerji olarak temsilciliği yaptığımız özel bir sistem. Özellikle yüksek basınçta buhar kullanan ve buhar basıncını proses ihtiyacına göre düşüren işletmelerde oldukça başarılı sonuçlar ortaya çıkarmakta. Bu projede, ülkemizde faaliyet gösteren büyük bir kimya tesisinde çalışmamıza başlayacağız. 620 kwh elektrik üreten sistem için geri ödeme süresi yılın altında. İlerleyen dönemlerde bu sistemimizi ülkemizde birçok tesise kurmaya başlayacağız. Emekleri ve destekleri için tüm işletme yetkililerimize de teşekkürlerimizi sunuyoruz.”

İKMİB’den Sapro’ya “İhracat Yıldızı Ödülü”

Sapro, “2022 İKMİB İhracatın Yıldızları Ödülleri”nde “Islak Temizleme Mendilleri” kategorisinde birincilik ödülünü aldı.

1997 yılında, ıslak mendil üretimi gerçekleştirmek üzere Türkiye’de kurulan Sapro A.Ş, kurulduğu günden bu yana, aynı özveriyle çalışmalarını sürdürüyor. Ürünlerini 65 ülkeye ihraç eden ve özel markalı ıslak mendil üretiminde Avrupa’nın en büyük dört üreticisinden biri olan şirket, üretiminin yüzde 75’ini ihraç ediyor. 2017’den bu yana ihracat lideri konumunda olan marka, bu yıl 8'inci kez düzenlenen ve İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) tarafından organize edilen İhracatın Yıldızları Ödül Töreni’nde ihracat şampiyonu ödülüne layık görüldü.  

Şirketlerinin ihracattaki öncü kimliğini çevreye duyarlı üretim konusunda da devam ettirdiklerini vurgulayan Sapro Genel Müdürü Murat Gönül, sürdürülebilirliğin Sapro’nun öncelikleri arasında yer aldığının altını çizerek sözlerine şöyle devam etti: 2017’den beri “Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” listesinde yer alan ve Türkiye’nin ıslak mendil kategorisinde ‘İhracat Şampiyonu’ olan markamız, sadece Türkiye'de değil, bölgesel ve küresel pazarlarda da istikrarlı bir büyüme sergiliyor. 2021’de faaliyete başlayan Bulgaristan üretim fabrikamız, Avrupa ve Amerika’daki satış temsilciliklerimiz ve 7 farklı ülkede 9 depo yatırımı ile 65'e yakın ülkeye ihracat yapan Sapro, alanında dünya lideri olma yolunda emin adımlarla ilerlemeyi sürdürüyor. Sektöre sunduğumuz inovasyonlarla ve yaptığımız yatırımlarla hem yeni müşteriler edinmeyi hem de mevcut müşterilerimizin iş hacmini büyütmeyi hedefliyoruz. 2021’de Bulgaristan’daki fabrikamızı faaliyete geçirdik. Burası, bizim “Avrupa’ya açılan kapımız” oldu. 2022 yılında, Lotus kumaş üretiminde kapasitemizi %100 artıran hat yatırımı, ıslak mendil üretiminde kapasitemizi %40 arttıran hat yatırımı, son teknoloji ile tasarlanmış akıllı depo yatırımı ve yine üst düzey hijyen seviyesinde arıtma sağlayan, Türkiye’nin sayılı endüstriyel hijyenik su arıtma tesislerinden birini kurarak, planladığımız tüm yatırımları hayata geçirdik. 2023 ve 2024 için hedefimiz, bu yatırımlarımızın sağladığı kapasite artışını %100 kullanacak üretim faaliyetini gerçekleştirmek üzerine olacak. Diğer taraftan, tüm dünyada ve özellikle Avrupa’da sürdürülebilir ürün ve hizmetlere gösterilen talep artmaya devam ediyor. Sürdürülebilir ürünler giderek daha fazla ilgi çekerken çevresel ve sosyal açıdan sorumlu ürünler için insanların büyük bir bölümü fazladan ödeme yapmaya istekli, bu da pazarın büyümesini destekliyor. Sürdürülebilir çevre dostu ürünler geliştirmek adına büyük bir yatırıma imza atarak bir ilk olan Yeni Nesil Viskon Kumaş Newipe’ı pazara sunduk. Newipe®; doğada biyolojik olarak parçalanabiliyor ve plastik içermiyor. Diğer viskon kumaşlarla kıyaslandığında Newipe®, sadece karbondioksit emisyonlarını azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda jenerik viskona göre daha yumuşak ve daha hızlı doğaya dönebiliyor. %100 doğada çözünebilen çevre dostu kumaş, %100 geri dönüştürülebilen ambalaj ve %100 doğal içeriklerle hazırladığımız inovasyonel çevre dostu ürünlerimiz ile hedef pazarlarımız olan Amerika ve Avrupa’da büyümeyi hedefliyoruz.”

Epson, akıllı kumaş üretimi için yatırım yaptı

Japon girişim şirketi AI Silk’in yüksek performanslı özel kaplama tekstil ürünü ‘LEAD SKIN’, herhangi bir kumaşı iletken hale getiriyor

Seiko Epson Corporation (Epson) ve yan kuruluşu Epson X Investment Corporation, EP-GB Yatırım Ortaklığı adlı ortak bir fon aracılığıyla Japon girişim şirketi AI Silk Corporation'a yatırım yaptığını duyurdu. Tohoku Üniversitesi'nden çıkan bir girişim olan AI Silk, ‘LEAD SKIN’ adında yüksek performanslı bir iletken tekstil ürünü geliştirip üretiyor.

İletken tekstiller, biyolojik ölçüm ve elektriksel kas uyarımı (EMS) gibi uygulamalar, otomotiv parçaları ve giyilebilir cihazlar için malzeme olarak kullanılıyor. Ancak bu alanlarda birkaç sorun ortaya çıkıyor. İletken direnç iletkenlik hassasiyetini etkileyebiliyor. Dokunma hissi ve özelliklerdeki değişiklikler (paslanma) konforu ve güvenliği etkiliyor. Ayrıca, üretim maliyeti ve dayanıklılık konularında da sorunlar yaşanabiliyor.

AI Silk tarafından geliştirilen ve üretilen yüksek performanslı iletken tekstil olan LEAD SKIN, bu sorunları çözüyor. AI Silk, ipek, polyester, dokunmamış kumaşlar ve süet gibi çeşitli malzemeleri iletken hale getirmeyi başarıyor. Bu başarı, Tohoku Üniversitesi'nde icat edilen özel bir iletken polimer kaplama teknolojisini benimseyerek üretim sürecini önemli ölçüde iyileştirerek elde edildi. Bu teknoloji, ileten direnci azaltarak hassasiyeti artırıyor. Aynı zamanda tekstilin dokunsal hissini, dokusunu, konforunu ve dayanıklılığını iyileştirirken üretim maliyetini de düşürüyor.

Tıpta genişleyecek

AI Silk, bu hisse senedi tahsisatını kullanarak LEAD SKIN’in hacimli üretimini genişletmeyi hedefliyor. Şirket, Japonya'nın ötesine geçmeyi ve EMS ürünleri gibi otomotiv parçaları ve giyilebilir cihazlar için LEAD SILK'i bir malzeme olarak satmayı planlıyor. Ayrıca, tıp alanına da genişlemeyi hedefliyor.

Kimpur, Düzce'de üretim faaliyetlerine başladı

Şirket, Pekintaş AŞ. ile ortaklaşa kurulan bu modern tesiste yıllık 65 bin ton kapasiteyle çalışmayı hedefliyor

Türkiye'nin önde gelen kimya sanayi şirketlerinden biri olan Kimpur, sürdürülebilir büyümesine devam ediyor. Gümüşova Organize Sanayi Bölgesinde (OSB) gerçekleştirilen yatırımla şirket, yeni üretim tesisine modern bir başlangıç yaparak sektördeki konumunu pekiştirmeyi hedefliyor. Toplam maliyeti yaklaşık 400 milyon TL seviyesinde olan yatırımda; ilk faz olarak yaklaşık 30 bin ton poliüretan sistemleri üretiminin yapılmasını mümkün kılan alt yapı çalışmaları tamamlandı ve üretim bu tesisten başlatıldı.

Kimpur, Gebze’deki mevcut üretim tesisinin büyüme planlarına artık cevap veremeyecek olması nedeni ile Düzce'de Türkiye’deki ikinci üretim tesisini kurma kararı aldı ve bu önemli projede Pekintaş AŞ ile iş birliği içinde çalıştı. Yıllık 65 bin ton kapasiteye ulaşması hedeflenen yeni yatırım, 50 bin tonluk mevcut ürün grubu olan poliüretan sistemleri, 5 bin tonluk yeşil ürün gamı kapsamında PET artıklarından sentezlenerek üretilen polyester poliol için geri dönüşüm tesisini ve 10 bin tonluk ek ‘eva granül ham madde’ kapasitesini kapsıyor. Hedef, bu kapasitelere 2022-2024 döneminde ulaşmak.

Şirket ayrıca, güneş enerjisi sistemleri yatırımıyla üretimde enerji maliyetlerini azaltmayı ve ihracat ile iç pazarlarda rekabetçi bir yapı oluşturma hedeflerine odaklanıyor. Bu yeni yatırım, toplam elektrik tüketiminin yaklaşık yüzde 55'ini karşılamayı ve yılda yaklaşık 679 ton karbondioksit salınımını azaltmayı amaçlıyor.

"Sürdürülebilir büyüme ve hedeflerimiz"

Yönetim Kurulu Başkanı Leon Mizrahi, poliüretan sektöründe öncü bir şirket olarak sürdürülebilir büyümeye ve çevre dostu çözümlere olan önemlerini vurguladı. ISO 500'de 314. sırada yer almanın yanı sıra Türkiye’nin ‘İlk 1000 İhracatçısı’ listesinde de ilk 500 içinde yer aldıklarını belirten Mizrahi, Türkiye ve dünya genelinde üst sıralara yükselmeyi hedeflediklerini belirtti. Hedeflerine ulaşmak için mevcut kapasitelerini yurt dışı ve Düzce yatırımlarıyla 200 bin tona çıkarmayı ve dünya sıralamasında ilk 10'a girmeyi planladıklarını ifade etti. Kimpur olarak Türkiye'nin geleceğine güvenle yatırımlara devam edeceklerine ve Düzce için önemli bir sanayi kuruluşu olacaklarına inandıklarını belirten Mizrahi, gelecek hedeflerini de paylaştı.

"Kapasite artışı ve ihracat üssü hedefi"

Kimpur CEO’su Cavidan Karaca ise Türkiye'deki ikinci üretim tesislerini Düzce'de hayata geçirerek, kapasite kullanım oranlarını artırmayı ve çevreci ürün gamını genişletmeyi amaçladıklarını belirtti. Karaca ayrıca, üretime başlamalarıyla birlikte iç pazara destek sağlamanın yanı sıra ihracat pazarları için de önemli bir üretim üssü olacaklarını ifade etti.

ISRA VISION yeni bir kurumsal tasarım ile karşımıza geliyor

Yapay Görme Sistemleri konusunda dünyanın önde gelen firmalarından biri olan ISRA VISION GmbH, yeniden tasarlanmış bir kurumsal kimlik yapısını hayata geçiriyor. Yeni Kurumsal Tasarım ile ISRA VISION, şirketin sürekli gelişimi ve Atlas Copco Grubu ile her geçen gün yoğunlaşan entegrasyonu için bir örnek oluşturuyor. Şirket, ilerleyen dönemde Yapay Görme Çözümleri bölümünün kapsayıcı markası olarak hareket etmeyi hedefliyor. Perceptron, QUISS, Parsytec ve GP Solar gibi markaların ise grup bünyesinde ürün markaları olarak kalmaya devam edeceği bilgisi veriliyor.

Konu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan ISRA VISION GmbH Genel Müdürü Tomas Lundin açıklamasında şu ifadelere yer veriyor; "35 yılı aşkın bir süre önce, Almanya/Darmstadt Teknik Üniversitesi bünyesinde kurulan ISRA VISION, kuruluşundan bugüne, yapay görme sistemleri alanında sürekli gelişerek konusunda lider bir noktaya ulaşmıştır. Yeni Kurumsal Tasarım ile Atlas Copco Grubu’nun doğrudan bir parçası olmamızın, açık ve yapıcı kurum kültürümüzün ve teknolojik bilgi birikimimizi sürekli geliştirme iddiamızın altını çiziyoruz." 

Yeni Kurumsal Tasarım, şirkete göre müşteriler ve çalışanlar için benzersiz faydaları vurguluyor. Bu vesile ile müşteriler, Atlas Copco Grubu'nun geniş küresel ağından faydalanırken, çalışanların ise, grup içinde çok çeşitli gelişim fırsatlarına sahip olabileceği belirtiliyor. Yeni Kurumsal Tasarımın bir parçası olarak ISRA VISION, ayrıca yeni bir kurumsal web sitesini de hayata geçirmiş bulunuyor.

WIN EURASIA’ya yoğun ilgi

Hannover Fairs Turkey Fuarcılık A.Ş. tarafından düzenlenen dünyanın en önemli endüstriyel ticaret fuarlarından biri olan HANNOVER MESSE’nin bölge pazarındaki temsilcisi olan WIN EURASIA Fuarı, “Endüstri gelecekle buluşuyor” mottosuyla 7-10 Haziran tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde 29’ncu kez gerçekleşti. 500’ün üzerinde firmanın katılımıyla 55.000 m2 brüt sergileme alanına ulaşan fuarda, 102 ülkeden 38.586 satın almacı ağırlandı. Almanya, Tayvan, Çin ve Kore pavilyonlarının katılımıyla uluslararası kimliğini pekiştiren fuarda imalat sanayinin bugünü ve geleceği için ihtiyaç duyulabilecek tüm ürün, teknoloji ve çözümler tek çatı altında sunuldu.

Organizatör tarafından verilen bilgiye göre, Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) ve Türkiye Makine Federasyonu (MAKFED) iş birliği ile düzenlenen Alım Heyeti Programı kapsamında 20 ülkeden satın almacı fuarda yüz yüze görüşmelere katılarak milyonlarca avroluk yeni ticari işbirliklerine imza attı. 

Read more...