Sürdürülebilir rPP ile endüstride yenilik
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Dünyada ilk kez üretilen geri dönüştürülmüş polipropilen, Avrupa pazarı için gıda güvenliği standartlarını karşılıyor.
Prevented Ocean Plastic, sektörün önde gelen paydaşlarıyla birlikte, Avrupa gıda güvenliği standartlarını karşılayan ilk geri dönüştürülmüş polipropilen (rPP) çözümünü duyurdu. Bardak, şişe, kapak ve esnek ambalaj filmlerinde yaygın olarak kullanılan PP, okyanus kirliliğinin başlıca kaynaklarından biri olmasına rağmen, küresel geri dönüşüm oranı yalnızca %1 seviyesinde bulunuyor. Bu yenilik, PP atıklarının ölçekli biçimde geri dönüştürülmesini mümkün kılarken, yüksek kaliteli gıda ambalajlarına dönüştürülmesini sağlayarak çevresel etkiyi azaltmayı hedefliyor.
Bu başarı, Danone ve Prevented Ocean Plastic iş birliğiyle Endonezya’nın Doğu Borneo bölgesinde kurulan toplama merkezinde toplanan PP bardakların işlenmesiyle mümkün oldu. Yeni sistemin ilk yılında 500 milyon plastik bardağın okyanusa karışması önlenecek; bu miktar, Dünya’nın çevresini 1.25 kez saracak kadar fazla.
ALPLA 70.yılı: Çamaşır odası girişiminden küresel bir oyuncuya
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Plastic is Fantastic: ALPLA bunu 70 yıldır kanıtlıyor. 1955 yılında Avusturya’nın Konstanz Gölü kıyısındaki Hard kasabasında, küçük bir çamaşır odasında kurulan aile şirketi, bugün 46 ülkede 200 tesisiyle küresel bir oyuncuya dönüştü. “Öncüler Ailesi” olarak anılan 24.000’den fazla çalışan, müşterilerine yakın bir anlayışla güvenli, uygun maliyetli ve sürdürülebilir ambalaj çözümleri geliştiriyor, üretiyor ve geri dönüştürüyor.
ALPLA ambalajları, her gün milyarlarca insanın yaşamına dokunuyor. Avrupa, Kuzey ve Güney Amerika, Afrika ve Asya’da uygun maliyetli tüketimi mümkün kılıyor ve tüketim malları için güvenli çözümlerle çok sayıda sektöre destek veriyor. Bu başarının arkasında 24.000’den fazla çalışan bulunuyor. Şirket 1955 yılında Alwin ve Helmuth Lehner kardeşler tarafından kurulduğunda, küresel bir oyuncuya dönüşeceği öngörülemiyordu – ancak bu kesinlikle tesadüf değildi.
Teknolojiye olan tutku, öncü ruh ve güçlü ekip çalışmasıyla şirket, küçük bir aile işletmesinden sert plastik ambalaj alanında küresel bir teknoloji pazar liderine dönüştü. Sayısız yenilik, vizyoner konseptler, cesur açılımlar ve aile bütünlüğü son 70 yılı şekillendirdi. Önemli dönüm noktaları arasında efsanevi Alplamat ekstrüzyon şişirme makinesi (1958), doğrudan müşteri sahasında kurulan ilk şirket içi tesis (1985), dünyanın ilk iki aşamalı PET şişesi (1985) ve tüketici sonrası geri dönüştürülmüş malzemenin erken kullanımı (1990) yer alıyor. Daha yakın dönemde ise biyobazlı kâğıt şişelerin ve biyolojik olarak parçalanabilen kahve kapsüllerinin endüstriyelleşmesi öne çıkan gelişmeler arasında bulunuyor.
Şişecam’ın Global Genç Yetenek Programı “Together” için başvurular başlıyor
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Şişecam, genç yetenekleri iş dünyasına kazandırmayı ve kendi deneyimini onların yenilikçi bakış açılarıyla buluşturmayı hedeflediği Global Genç Yetenek Programı Together’ın 9. dönem başvuru sürecini başlattı. Üniversitelerin son sınıf öğrencileri ile yüksek lisans ve doktora öğrencileri, 2–28 Eylül 2025 tarihleri arasında programa başvuru yapabilecek.
Adaylar; genel yetenek sınavı, vaka analizi, video mülakat ve İngilizce değerlendirmelerinden oluşan süreçten geçecek. Seçilen genç yetenekler Aralık ayında stajlarına başlayacak ve Şişecam Genel Merkezi, üretim tesisleri ile Şişecam Bilim, Teknoloji ve Tasarım Merkezi’nde 7 ay boyunca part-time görev alacak. Katılımcılar bu süre içinde gerçek projelerde deneyim kazanacak, stajlarını başarıyla tamamlayanlar ise Şişecam’da kariyer fırsatı elde edecek.
2017 yılında başlatılan Together programı, bugün Şişecam’ın yeni mezun aday işe alımlarında önemli bir kaynak konumunda. Sekiz yılda programa katılan 1.497 genç yetenekten 587’si, stajlarını tamamladıktan sonra Şişecam’da profesyonel iş yaşamına adım attı. 2025 yılı özelinde ise Türkiye’de 96, global lokasyonlarda 53 genç staj yapma fırsatı yakaladı; 45 stajyer ise işe alım sürecini başarıyla tamamlayarak şirkette çalışmaya başladı.
Global Genç Yetenek Programı Together’a başvurular, Eylül ayında Şişecam’ın LinkedIn sayfasında yayımlanacak ilan üzerinden yapılabilecek.
Yapay zekâ destekli yeni yatırım
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Çağdaş Cam, Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde, yapay zekâ destekli ve tam otomatize yeni üretim hattıyla stratejik kapasite artırımına hazırlanıyor.
Yaklaşık yarım asırlık geçmişe sahip, global tedarik zincirinin bir parçası olan Çağdaş Cam, Manisa Organize Sanayi Bölgesi’ndeki tesisinde hayata geçireceği yeni yatırımla teknolojik dönüşümünü bir adım öteye taşıyor. Endüstri 4.0 uyumlu ve yapay zekâ destekli yeni üretim bandı tam otomasyonla çalışacak. Yeni üretim bandıyla dünya standartlarında ve “el değmeden” üretim yapılacak.
“Yerli üretimi güçlendireceğiz”
Manisa OSB, Aydın Kuyucak ve Nazilli OSB’de yer alan tesislerinde işlediği camları, dört kıtadaki ulusal ve uluslararası müşterileriyle buluşturan Çağdaş Cam CEO'su Serdar Raşit Pirinç, bu yatırımlarıyla birlikte yerli üretimi güçlendireceklerini dile getirdi. Pirinç, “Türkiye’de bugüne kadar üretilmeyen, teknik nitelik açısından katma değeri yüksek bir ürünün de yerli üretimini başlatacağız. Çalışmalarımıza 2025 yılının Ekim ayında başlayacağız ve tesisimizin 2026 yılının dördüncü çeyreğinde devreye girmesini öngörüyoruz. Bu yatırımın, şirketimize yıllık 22 milyon doların üzerinde ilave ciro kazandırmasını bekliyoruz. Bunun yaklaşık yüzde 40’ının ihracattan gelmesini hedefliyoruz” dedi.
Sürdürülebilir ambalajda Türkiye’ye uluslararası teknoloji transferi
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Recyloop Sürdürülebilir Ambalaj A.Ş., ABD merkezli parti ve kahve ürünleri perakendecisi PARTYCITY’nin yüksek hızlı ve ileri otomasyon sistemleriyle donatılmış kağıt bardak üretim hatlarını Türkiye’ye taşıdı.
Amerika’da 2,5 milyar dolarlık ciroya sahip olan PARTYCITY, 1947’den bu yana faaliyet gösteren New York’taki üretim tesisinde operasyonlarını durdurma kararı aldı. Bu süreçte Recyloop A.Ş., firmanın yüksek hızlı ve ileri otomasyonlu 7 özel kağıt bardak üretim hattını Türkiye’ye taşıyarak teknoloji ve bilgi transferi gerçekleştirdi.
Şirketin İstanbul Silivri’de kurduğu yeni nesil tesiste, geri dönüştürülebilir kağıt bazlı ambalaj üretimine odaklanılacak. Üretim hatları, su ve enerji tüketimini minimize edecek şekilde tasarlandı ve görsel kalite kontrolü yapay zeka sistemleriyle gerçekleştirilecek.
Recyloop Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Erhan Eroğlu, yatırımın üretim özelliklerine de dikkat çekerek, “Yeni tesisimizde çevreye duyarlı, geri dönüştürülebilir ve biyobozunur özelliklere sahip bardaklar üretebileceğiz. Ayrıca su ve enerji tüketimini azaltan sistemlerle kağıt bardak kalitesini uluslararası standartların üzerine taşımayı hedefliyoruz” dedi.
Lubecafill İlaç’ta verimli soğutma sistemi devrede
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Tamamen Alman sermayesiyle Velimeşe OSB’de kurulan Lubecafill İlaç tesisi, iklimlendirme çözümlerinde Form Endüstri Ürünleri tarafından sağlanan frekans invertörlü yüksek verimli soğutma gruplarını tercih etti. Türkiye’nin ilaç dolum hizmetlerindeki eksikliklerini kapatmayı hedefleyen tesis, aynı zamanda Avrupa’daki müşterilere de hizmet sunmayı planlıyor.
Alman normlarına uygun şekilde tasarlanan HVAC sistemleri, yüksek verimlilik ve operasyonel konforu bir arada sunacak şekilde devreye alındı. Projede Form Endüstri Ürünleri tarafından temin edilen üç adet Dunham-Bush marka frekans invertörlü hava soğutmalı su soğutma grubu kullanıldı. 4500 kW toplam kapasiteye sahip sistem, enerji tasarrufu ve esneklik avantajlarıyla öne çıkıyor.
Yüksek verimli soğutma sistemiyle kalite ve sürdürülebilirlik hedefleniyor
Frekans invertörlü sistemler, yük durumuna göre cihazlara modülasyon yaparak enerji verimliliğini artırıyor. Çevre dostu yapısı sayesinde sürdürülebilir üretim hedeflerine de katkı sağlıyor. Alman kalite standartlarına uygun olarak projelendirilen sistem, üretim alanlarında istikrarlı sıcaklık kontrolüyle ürün güvenliğine katkı sağlıyor.
Tamamen dış kaynaklı yatırım ile kurulan tesisin hem Türkiye iç piyasasına hem de Avrupa pazarına hizmet verecek olması; seçilen iklimlendirme sistemlerinde sürdürülebilirlik, verimlilik ve güvenilirlik gibi kriterlerin öncelikli olarak değerlendirildiğini ortaya koyuyor.
PMI düşüyor, üretim gücü risk altında
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
PLASFED Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz, Temmuz 2025 Türkiye İmalat PMI verilerini yorumlayarak üretim sektöründeki mevcut zorluklara dikkat çekti. Açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:
İstanbul Sanayi Odası’nın açıkladığı Temmuz 2025 Türkiye İmalat PMI ve Sektörel PMI verileri, üretim sektöründeki zorlu tabloyu net şekilde ortaya koyuyor. Üst üste üçüncü ay gerileyerek 45,9 seviyesine inen PMI, Ekim 2024’ten bu yana en belirgin yavaşlamaya işaret ediyor. Faaliyet koşullarındaki bozulma böylece 16’ncı aya ulaştı.
Yeni siparişlerin üst üste 25 aydır daralması ve temmuzdaki düşüşün son dört ayın en serti olması, iç ve dış talepteki kalıcı sorunların açık göstergesidir. Sanayici bu koşullarda üretimi, istihdamı ve satın alma faaliyetlerini azaltmak zorunda kalırken, stoklarını da eritmeye çalışıyor.
Sektörel veriler de tabloyu teyit ediyor. Kur kaynaklı maliyet artışları satış fiyatlarını yukarı çekerken, talep yetersizliği bu artışların sınırlı kalmasına neden oluyor. Bu durum hem kârlılığı hem de fiyat istikrarını olumsuz etkileyen çift yönlü bir baskı yaratıyor.
KKDİK’te kritik tarihler
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
İKMİB Başkanı Adil Pelister: “Kimyasalların üretim ve ithalatını etkileyen KKDİK kapsamında lider firmalar yıl sonu gelmeden belirlenmeli”
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen KKDİK Yönetmeliği uygulamasının kolaylaştırılması ve hızlandırılması amacıyla yayımlanan “KKDİK Yönetmeliğinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar”, 12 Ağustos 2025 itibarıyla yürürlüğe girdi.
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, usul ve esasların yürürlüğe girmesiyle sürecin hızlandığını vurgulayarak şunları söyledi:
“31 Ekim 2025 tarihine kadar ön kayıt (MBDF) bilgileri Bakanlığa iletilmeli, yıl sonuna kadar Lider Firmalar belirlenmeli.”
Pelister, KKDİK’e uyum sağlamanın ülke kalkınması, yabancı sermayenin güvenceye alınması, gümrük birliği çerçevesinde rekabet gücünün artırılması ve üretim/ihracat kapasitesinin geliştirilmesi açısından kritik olduğunu belirtti.
KKDİK ve kapsamı
Kimyasalların Kaydı, Değerlendirilmesi, İzni ve Kısıtlanması (KKDİK), Türkiye’de yıllık 1 ton ve üzeri miktarda üretilen veya ithal edilen tüm kimyasal maddeleri kapsıyor. Kimya, plastik, otomotiv, tekstil, boya gibi birçok sektör bu kapsamda bulunuyor.
Kimya sektöründen temmuz ayında tarihi rekor
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, Türkiye’nin ihracatı temmuz ayında bugüne kadarki en yüksek seviyeye ulaşarak 25 milyar dolar olarak gerçekleşti. Kimya sektörü ise temmuz ayında gösterdiği güçlü performansla 3,4 milyar dolarlık ihracata imza atarak aylık bazda Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı. Sektör, ihracatta ikinci sırada yer alırken, ocak-temmuz dönemindeki ihracatı 19 milyar doları aşarak ülke ekonomisine önemli katkı sağladı.
Kimya sektörünün temmuz ayı ihracat rakamlarını değerlendiren İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, “Kimya sektörümüz temmuz ayında gerçekleştirdiği 3,4 milyar dolarlık ihracat ile aylık bazda Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat rekorunu kırdı. Temmuz ayı itibariyle 850 milyon dolarlık değer artışı sağlayan kimya sektörümüz bu yönüyle tüm sektörler arasında en çok değer artışı gösteren birinci sektör oldu. Geçen yıl temmuz ayına göre ihracatımız yaklaşık yüzde 33 arttı. Ocak-Temmuz dönemi ihracatımız ise yüzde 4,5 artışla 19 milyar doları aştı. Türkiye’nin en çok ihracat yapan ikinci sektörü olarak ülke ekonomimize katkı sağlamaktan memnuniyet duyuyoruz. Temmuz ayında hem genel ihracatımızın hem de sektörümüzün aylık bazda kırdığı bu tarihi rekor bize gelecek dönem için de umut veriyor. Böylesine zorlu bir dönemde bu başarıya imza atan, emeği geçen tüm ihracatçılarımızı tebrik ediyorum. Ayrıca kimya sektöründe ihracat başarılarıyla ülkemizin gücüne güç katan tüm firmalarımızı tek tek kutluyor, sürdürülebilir başarılarının devamını diliyorum. Kimya sektörü olarak yılın geri kalanında aynı istikrar ve başarıyı sürdürmek için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Rehau Artevo Terra’ya Red Dot Ödülü
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
REHAU Window Solutions’ın sürdürülebilir pencere sistemi ARTEVO TERRA, 2025 Red Dot Tasarım Ödülleri kapsamında “Sürdürülebilir Ürün Tasarımı” kategorisinde ödüle layık görüldü.
REHAU Window Solutions CEO’su Carsten Heuer, ödül hakkında, “Essen’deki ödül, ürün ve hizmetlerimizin yalnızca günümüzün ihtiyaçlarına yanıt vermekle kalmayıp, gelecekteki yasal ve teknolojik gereklilikleri de dikkate aldığını gösteriyor. Tasarım ve sürdürülebilirliğin birleşimi, mimarlar, iş ortakları ve müşteriler tarafından takdir ediliyor” dedi.
CTO Frank Zimmermann ise, “ARTEVO TERRA, yüzde 78’e varan geri dönüştürülmüş içerik ve cam elyaf takviyesi gibi yenilikçi malzemelerle üretiliyor. Essen’de alınan ödül, ürünün teknolojik ve sürdürülebilir mühendislik yaklaşımının global ölçekte onaylandığını gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Red Dot Ödülleri kapsamında bu yıl ilk kez yer alan “Sürdürülebilir Tasarım” kategorisi, ürünlerin kaynak verimliliği, uzun ömürlülük ve döngüsel ekonomi ilkelerine göre değerlendirilmesini amaçladı. ARTEVO TERRA, bu kriterlerdeki üstünlüğü ile öne çıkarak, iF ve Alman Tasarım Ödülleri’nin ardından üçüncü uluslararası ödülünü almış oldu.
CMO Peter Kotzur, ödülün önemine dikkat çekerek, “ARTEVO TERRA’nın çevresel, ekonomik ve işlevsel açıdan katma değer sunduğunu gösteren bu ödül, REHAU’nun güvenilir ve yenilikçi bir iş ortağı olduğunu dünyaya duyurması açısından değerli” dedi.
Sakarya Üniversitesi’nden yeni entübasyon tüpü
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Sakarya Üniversitesi, “Perkütan Dilatasyonel Trakeostomi Açılması Sırasında Kullanılan ve Ultrasonografi (USG) ile İzlenebilen Yeni Bir Entübasyon Tüpü” patent başvurusunun tescil edildiğini duyurdu. Başvuru numarası 2024/006986 olan buluş, Doç. Dr. Havva Kocayiğit, Prof. Dr. Akın Akıncı ve Doç. Dr. İbrahim Kocayiğit tarafından geliştirildi ve Sakarya Üniversitesi Rektörlüğü adına Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescillendi.
Buluş, trakeostomi işlemleri sırasında hem hastanın havayolu güvenliğini sağlayan hem de işlem sırasında oluşabilecek yemek borusu ve trakea hasarlarını önlemeye yardımcı olan özel bir entübasyon tüpünü kapsıyor. Ultrasonografi ile izlenebilir şekilde tasarlanan tüp, işlem sırasında doğru konumlandırmayı kolaylaştırıyor ve komplikasyon riski azaltıyor.
İç yapısında kalsiyum karbonat (CaCO₃) ve antibakteriyel katkılı kompozit malzemeler kullanılan tüp, ultrason görünürlüğünü artırırken enfeksiyon riskini azaltıyor. Ayrıca, bronkoskop cihazının rahat geçebileceği genişlikte tasarlanması, işlemi güvenli ve konforlu hâle getiriyor.
Bu yenilikçi entübasyon tüpü, trakeostomi işlemlerinin daha güvenli, kolay ve etkili bir şekilde uygulanmasına önemli bir katkı sağlıyor.
Kakao ve kahve atıklarından üniversite-sanayi iş birliğiyle sürdürülebilir biyoplastikler
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Küresel kakao ve kahve çekirdeği endüstrisinin önemli merkezlerinden biri haline gelen Türkiye, kakao çekirdeği ithalatında dünya sıralamasında 8. sırada yer alıyor. Ancak bu yüksek hacimli ithalatın ardından ortaya çıkan kakao çekirdeği kabukları henüz etkin bir şekilde değerlendirilemiyor ve büyük ölçüde atık olarak çevreye karışıyor.
Bu noktada, endüstriyel tasarımcı Sevda Kaya tarafından geliştirilen doğa dostu ve yenilikçi bir çözüm dikkat çekiyor: Kakao ve kahve kabuklarından üretilen yeni nesil biyoplastik malzeme.
Üniversite destekli araştırma
Özyeğin Üniversitesinde Gastronomi ve Tasarım alanlarını bir araya getiren yüksek lisans tezi kapsamında, danışman hocası Dr. Öğretim Üyesi Aslı Zuluğ ile birlikte çalışan Sevda Kaya, 2022 yılında tamamladığı “Kakao Çekirdeği Kabuğunun Değerlendirilmesi” başlıklı tezinde, gıda atıklarının sürdürülebilir malzeme üretiminde değerlendirilmesine yönelik tasarım odaklı bir yaklaşım geliştirdi. Çalışma sonucunda tamamen doğal, yenilebilir ve doğada çözünebilen bileşenlerden oluşan bir biyoplastik malzeme ortaya çıktı.
Bu biyoplastik malzeme yalnızca gıda atıklarının çevreye zarar vermeden değerlendirilmesini sağlamakla kalmıyor; aynı zamanda yerli üreticilere katkı sunuyor, sürdürülebilir üretimi destekliyor ve ekonomik katma değer yaratma potansiyeli taşıyor.
Generatif tasarımın yeni yorumu: Ta.Tamu
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Dassault Systèmes ve Fransız tasarımcı Patrick Jouin, bugün “Ta.Tamu” adlı hafif, 3D baskı ile üretilmiş işlevsel sandalyeyi tanıttı. Bulut tabanlı 3DEXPERIENCE platformu kullanılarak birlikte tasarlanan sandalye, yapay zekâ destekli sanal ikizler ile malzeme kullanımında tutumlu yaklaşımı bir araya getiren, yeni nesil generatif tasarım süreçlerine dair bir kavram kanıtı niteliği taşıyor.
Ta.Tamu, Patrick Jouin’in özgün tasarım yaklaşımı Dassault Systèmes’in 3DEXPERIENCE platformu arasında dört yıl süren yaratıcı bir diyaloğun sonucunda ortaya çıktı. Tasarımcılar ve mühendisler, bir sandalyenin nasıl tasarlanabileceğine dair alışılmış kalıpları sorgulayarak geleneksel yöntemleri yeniden tanımladı, biçimsel ve yapısal sınırları zorladı, malzeme kullanımını en aza indirecek yenilikçi çözümler geliştirdi.
Geliştirilmiş fikir üretimi, konsept geliştirme süreci ve tasarımın erken aşamalarına entegre edilen yaşam döngüsü değerlendirmesi sayesinde ortaya çıkan sandalyenin öncü estetiği, doğadan ilham alan tasarım yaklaşımı (biyomimikri) ile insan vücudunun yapısal mantığından örneğin kemik yoğunluğu ve eklem hareketliliğinden esinlendi. Hafif ama sağlam kafes yapısıyla yalnızca 3,9 kg (8,6 pound) ağırlığında olan sandalye, 100 kg (220 pound) taşıma kapasitesine sahip. Ayrıca, düz ve katlanmış bir pozisyonda 3D baskı ile üretilebiliyor ve montaj gerektirmiyor.
Ambalaj sektörü gücünü koruyor
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Sektörün dış ticaret fazlası geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 22 artışla 1 milyar 405 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Ambalaj sektörünün 2025 yılı ilk 6 aylık dış ticaret verileri açıklandı. 2024 yılının ilk 6 ayında 1 milyon 534 bin 845 ton olan ambalaj ihracatı 2025 yılının ilk 6 ayında 1 milyon 636 bin 869 ton olarak gerçekleşti. Değer olarak 2024'ün ilk yarısında 3 milyar 322 milyon dolar olan ihracat, 2025'in aynı döneminde 3 milyar 525 milyon dolara yükseldi. Ambalaj sektörünün 2025 ilk 6 aylık ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre miktar olarak yüzde 7 artarken, değer olarak yüzde 6 artış gösterdi.
Ambalaj türüne göre genel ihracat toplamlarına bakıldığında plastik ambalajlar yüzde 64’lik payla ilk sırada yer alırken, onu yüzde 24 ile kağıt/karton ambalajlar ve yüzde 8 pay ile metal ambalajlar takip etti. Türkiye 2 milyar 265 milyon dolarlık plastik ambalaj ihraç ederken, kağıt/karton ambalaj 827,5, metal ambalaj da 297,1 milyon dolar oldu. İlk 6 ayda en çok ihracat yapılan ülkeler ise Birleşik Krallık, Almanya, ABD, İtalya ve Irak olarak sıralandı.
İthalat yüzde 10 azaldı
2024 yılının ilk 6 ayında 1 milyon 25 bin ton olan ambalaj ithalatı 2025 yılının ilk 6 ayında 922 bin 650 ton olarak gerçekleşti. Değer bazında ise rakamlar sırasıyla 2 milyar 170 milyon dolar ve 2 milyar 120 milyon dolar olarak hesaplandı. Ambalaj sektörünün toplam ithalatı bir önceki yıla göre miktar olarak yüzde 10, değer olarak yüzde 2 azaldı.
Plastic in a Cycle. Connecting to the Future
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Kore’nin önde gelen plastik enjeksiyon makinesi markası Woojin Plaimm, “Plastic in a Cycle. Connecting to the Future” temasıyla 8–15 Ekim 2025 tarihlerinde Almanya Düsseldorf’ta düzenlenecek K 2025 Fuarı’na katılacak.
Şirket, fuardaki standında dört yenilikçi modelini sergileyecek. Tanıtılacak makinelerin başlıca performans ve kullanım özellikleri şöyle sıralanıyor:
TL300A5-2K-2 (Clean-Foam): Woojin’in düşük basınçlıfiziksel köpük enjeksiyon markası. Çoklu kalıp ve otomasyon sistemlerini destekliyor; çift renkli enjeksiyon ve geri dönüştürülmüş ham madde kullanımına olanak sağlıyor. Kolonsuz kilitleme sistemi sayesinde kozmetik ürünler ve günlük ihtiyaç ürünleri üretimi için ideal.
TE250NC: Bağımsız servo kontrolü ile paralel hareketleri mümkün kılıyor, çift renkli enjeksiyonu destekliyor, daha hızlı çevrim süreleri ve yüksek verimlilik sunuyor.
SFV2400: Fiziksel köpük gazı ve eriyik ham madde oranının hassas ayarlanmasını sağlıyor. %70~85 oranında köpürtme ile ultra hafif ürünler üretiyor; enerji tüketimini ve bakım maliyetlerini azaltıyor.
VH100RA5: Kendi ağırlığıyla çalışan kilitleme sistemi ve enerji tasarrufu sağlayan servo pompa ile donatılan model, otomotiv ve beyaz eşya gibi büyük ölçekli parçalar için tasarlandı.
Bu modeller, otomotiv, beyaz eşya, kozmetik ve elektronik gibi sektörler için optimize edilmiş çözümler sunarak üretkenliği artırmayı, geri dönüştürülmüş ham madde kullanımını desteklemeyi ve enerji verimliliğini sağlamayı hedefliyor.
Woojin Plaimm, 485.867 m²’lik tesisinde sac işleme, döküm, işleme, boyama, vida ve kovan üretimi ile montaj süreçlerini kapsayan entegre bir üretim sistemi kurdu. Şirket, enerji verimliliği, üretkenlik ve çevre dostu değerleri artıran düşük basınçlı fiziksel köpük teknolojileri “Super-Foam” ve “Clean-Foam” üzerinde geliştirme çalışmalarına devam ederek küresel pazardaki rekabet gücünü artırıyor.
Buna ek olarak, yapay zekâ tabanlı akıllı fabrika çözümü PLAIMM-X; ağırlık ve viskozite kontrolü, enerji izleme, kilitleme kuvveti optimizasyonu ve önleyici bakım gibi sekiz temel işlev sunuyor. Sistem, ürün kalitesi ve üretim verimliliğini artırmayı amaçlıyor. Woojin Plaimm, PLAIMM-X’in ana özelliklerini fuarda canlı olarak sergileyerek ziyaretçilere akıllı yapay zekâ destekli teknolojiyi gerçek zamanlı deneyimleme imkânı sağlayacak.
Ziyaretçiler, K 2025 Fuarı’nda Salon 15 / D-58 standında Woojin Plaimm’in akıllı ve sürdürülebilir üretim çözümlerini yakından inceleme fırsatı bulacak.
Kaynak verimli çözümle operasyonel güçlenme
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
BASF ile Mauser Packaging Solutions arasında geliştirilen iş birliği kapsamında kurulan tesis, endüstriyel ambalaj döngüselliğine katkı sağlıyor.
Mauser Packaging Solutions, İspanya'nın Tarragona kentinde yer alan BASF tesisinde yeni bir yenileme ve geri dönüşüm tesisi açarak ülkedeki faaliyetlerini genişlettiğini duyurdu. Bu yatırım, iki şirket arasındaki iş birliğini güçlendirerek ekonomik ve çevresel tasarruflar sağlayan daha verimli bir ambalaj tedarik zinciri oluşturmayı hedefliyor.
Kaynak verimliliği yüksek, son teknoloji ekipmanlarla donatılan tesiste, kullanım ömrünü tamamlamış endüstriyel plastik ambalajlar temizlenip yenilenerek yeniden kullanılabilir Orta Hacimli Konteynerlere (IBC) dönüştürülüyor. Aynı zamanda bu ambalajlardan yüksek kaliteli tüketici sonrası geri dönüştürülmüş reçine (PCR) üretiliyor. Tesisin doğrudan BASF sahasında faaliyet göstermesi, iki şirket için de lojistik ve operasyonel verimliliği artırıyor; karbon emisyonlarını azaltıyor ve üretim süreçlerinde sinerji yaratıyor.
“Bu yeni tesis, sürdürülebilirlik ve hizmet kalitesi konusundaki kararlılığımızda önemli bir adımı temsil ediyor,” diyen Mauser International Packaging Solutions Başkanı Michael Steubing, “BASF ile olan iş birliğimiz sayesinde inovasyonu teşvik ediyor, pazara erişim süresini kısaltıyor ve geri kazanılmış ambalajların toplanması ve yeniden kullanımı konusunda bölgesel desteğimizi artırıyoruz” şeklinde konuştu.
Yenilenmiş IBC’ler yalnızca BASF tarafından değil, aynı zamanda bölgedeki diğer müşteriler tarafından da kullanılabilecek. Böylece daha sürdürülebilir bir ambalaj çözümü sunulmuş olacak. Ayrıca tesis, Alman Federal Malzeme Araştırma ve Test Enstitüsü (BAM) tarafından verilen BAM 11027 (yenileme) ve BAM 14817 (iç tank değişimi – cross-bottling) sertifikalarına sahip olup, tehlikeli maddelerin güvenli taşınması ve elleçlenmesine yönelik standartları karşıladığını belgeliyor.
Mauser International SHEQ Direktörü Frank Burger ise, “Müşteri sahalarında faaliyet göstererek, en yüksek kalite ve güvenlik standartlarını sağlayabiliyor; ileri düzey su arıtma ve yeşil enerji gibi sinerjilerden faydalanabiliyoruz” dedi.
Esnek ambalajda yeni biyoplastik çözümler
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Biyoplastiklerin ambalaj uygulamalarında kullanımı, fosil kaynaklardan elde edilen geleneksel, biyolojik olarak parçalanamayan plastiklere kıyasla daha sürdürülebilir bir alternatif olarak öne çıkıyor. Ancak, biyolojik olarak parçalanabilir ve/veya kompostlanabilir plastiklerin, ambalajlı ürünlerin raf ömrünü koruyup uzatacak performans düzeyine ulaşabilmesi için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyuluyor.
Bu doğrultuda, Plastik Teknolojisi Merkezi (AIMPLAS) liderliğinde yürütülen BIOPROCESS projesi, gıda, kozmetik, kişisel bakım, deterjan ve temizlik gibi sektörlerde kullanılmak üzere, biyoplastiklerin mekanik ve bariyer özelliklerini geliştirerek yüksek performanslı esnek ambalaj filmleri üretmeyi hedefliyor. Proje ortakları arasında, yenilenebilir kaynaklardan biyoplastikler geliştiren Potato Bioplastics ve esnek film üreticisi Gaviplas yer alıyor.
AIMPLAS Ambalaj Araştırmacısı Alicia Naderpour, projeyle ilgili şunları aktardı: “BIOPROCESS kapsamında doğal polimerlerden film üretiminde tek adımlı bir yöntem tercih ettik. Bu yaklaşım; verimlilik, sürdürülebilirlik, ürün kalitesi ve hammaddelerin doğal özelliklerinin korunması açısından önemli avantajlar sağlıyor. Ayrıca, polimer zincirlerini yönlendirerek biyoplastiklerin ambalaj uygulamalarına uygun özelliklerini geliştirmeyi hedefliyoruz. Bunu yaparken biyolojik olarak parçalanabilirlik ya da kompostlanabilirlik özelliklerinden ödün vermemeye dikkat ediyoruz.”
Malzeme biliminde sürdürülebilirlik odaklı satın alma
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Plastik malzeme çözümleri alanında faaliyet gösteren Teknor Apex, biyolojik olarak parçalanabilir malzemelerin geliştirilmesi ve üretimine odaklanan Danimer Scientific’i (“Danimer”) satın aldığını açıkladı. Satın alma, sürdürülebilirlik odaklı ürün portföyünün genişletilmesi, yeni uygulama alanlarına girilmesi ve döngüsel ekonomiyi destekleyen çözümlerin geliştirilmesi hedefiyle gerçekleştirildi.
Danimer, merkezi ABD'nin Georgia eyaletindeki Bainbridge kentinde bulunan ve toplamda 200.000 metrekareyi aşan iki tesiste üretim, Ar-Ge ve test faaliyetleri yürüten bir biyoplastik üreticisi. Şirketin yenilenebilir ve sürdürülebilir biyopolimerleri, on yılı aşkın süredir biyolojik olarak parçalanabilir ve kompostlanabilir plastik ürünlerin geliştirilmesinde kullanılıyor. Danimer; katkı maddeleri, su bazlı kaplamalar, elyaflar, filmler, sıcak eriyik yapıştırıcılar ve enjeksiyonla kalıplanan ürünler için biyobazlı polimerler geliştiriyor. Bu polimerler, genellikle pipet, çatal-bıçak ve ambalaj gibi tek kullanımlık ürünlerde kullanılıyor.
Plastik palet çözümüyle ödül
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Cartonplast Ibérica, Dünya Ambalaj Organizasyonu (WPO) tarafından düzenlenen 2025 WorldStar Ödülleri’nde, “En İyi Sürdürülebilir Ambalaj – Malzemeler ve Bileşenler” kategorisinde ödüle layık görüldü. Şirket bu ödülü, İberya cam endüstrisinin ihtiyaçlarına yönelik geliştirdiği plastik palet çözümü ile kazandı.
%50 oranında geri dönüştürülmüş polipropilenden üretilen palet, şişe ve cam kavanoz taşımak için özel olarak tasarlandı. Çözüm, karbon ayak izinde %20 ve su ayak izinde %47 oranında azalma sağlayarak çevresel etkileri azaltma potansiyeli sundu.
Yeniden kullanılabilir yapıdaki palet, yaklaşık 150 kez kullanım ömrüne sahip. Ürün ayrıca RFID tabanlı izlenebilirlik sistemi içeriyor ve %99,9 oranında geri dönüştürülebilir malzemelerden oluşuyor.
Ödül, Cartonplast Ibérica ve Cartonplast Grubu adına Pablo Garcia tarafından alınarak, şirketin endüstriyel lojistikte sürdürülebilir inovasyona olan bağlılığı vurgulandı.
Şirketin Iberia Genel Müdürü Josemaría Carrasco, “Cartonplast olarak sürdürülebilirlik ve döngüsellik DNA’mızda var. Bu ödül, küresel döngüsel ekonomiye geçişi destekleyen akıllı ve çevre dostu çözümler geliştirme misyonumuzu güçlendiriyor” açıklamasında bulundu.
Ensinger, ikinci TECAPOWDER üretim tesisi için yatırım yapıyor
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Ensinger, TECAPOWDER ürün serisinin üretim kapasitesini artırıyor. Poliimid esaslı bu malzeme, şirketin Avusturya Lenzing'deki tesislerinin yanı sıra Almanya Obernburg am Main'daki tesislerinde de üretilecek. Yeni üretim hattının, Obernburg Endüstri Merkezi (Industrie Center Obernburg-ICO) bünyesinde 2027 yılında faaliyete geçmesi planlanıyor.
TECAPOWDER, yüksek sıcaklıklara dayanıklı bir poliimid tozu. Tam çözünürlük, yüksek ısıl kararlılık ve dolgu malzemesi özellikleriyle öne çıkan bu ürün; kompozitler, PTFE matris sistemleri, batarya teknolojisi ve havacılık sektöründe kullanılıyor.
Lenzing’deki geliştirme ve üretim tesisinde kapasite sınırına ulaşılmış durumda. Ensinger, son yıllardaki artan talebi karşılamak ve gelecekteki büyümeye zemin hazırlamak amacıyla ikinci bir üretim sahası arayışına erken aşamada başladı. Yeni tesisin kurulacağı Obernburg Endüstri Merkezi, kimyasal üretime uygun alt yapısı ve teknik donanımıyla poliimid tozu üretimi için ideal koşulları sağlıyor. Üretimde kullanılan özel çözücüler nedeniyle bu tür bir altyapı, süreç açısından büyük önem taşıyor.
Ensinger Özel Ürünler Bölüm Başkanı Sylvia Mücke, "Obernburg'daki yeni tesisle, tedarik güvenliğimizi artırırken aynı zamanda daha fazla büyümenin temelini oluşturuyoruz. Gelecekte, müşterilerimize iki farklı üretim tesisimizden esnek bir şekilde TECAPOWDER tedarik edebileceğiz" dedi.
Mainsite Lokasyon Geliştirme Yöneticisi Sebastian Krug ise, “Ensinger gibi yenilikçi bir şirketi tesisimize kazandırmaktan mutluyuz. Altyapı ve enerji kaynaklarının yanı sıra Ensinger’e teknik destek de sağlıyoruz” diye konuştu.
Ensinger, ürününü farklı tane boyutlarında ve saflaştırma seviyelerinde sunuyor. Şirket, müşterilerin özel taleplerine göre uyarlanmış çözümler de geliştirebiliyor.
Ambalaj Tasarımı Ulusal Öğrenci Yarışması’nda 18 finalist belli oldu
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) tarafından Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı katkısıyla, RX TÜYAP iş birliğinde bu yıl 21’ncisi düzenlenen Ambalaj Tasarımı Ulusal Öğrenci Yarışması 2025 için seçici kurulun değerlendirme toplantıları tamamlandı ve finale kalmaya hak kazanan adaylar ve tasarımlar ASD'nin resmi web sitesinde yayınlandı. Bu yılki yarışma sürecinde 137 proje değerlendirilirken, 18 proje finale kalmaya hak kazandı. Finale kalan projeler arasında kazananlar, ASD ve RX TÜYAP'ın iş birliğiyle 22-25 Ekim 2025 tarihleri arasında düzenlenecek 30'uncu Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı’nda açıklanacak ve ödül töreni gerçekleştirilecek. Ayrıca finale kalan projelerin tamamı bu fuarda sergilenerek sektörün tüm paydaşlarıyla buluşma fırsatı yakalayacak.
Yarışmada ilk üç dereceyi paylaşanlar ile mansiyon ödülü kazanan projelere çeşitli ödüller verilecek. Bunun yanında sertifika ödüllerine layık görülenler ve finale kalanlar, WPO-Dünya Ambalaj Örgütü'nün düzenlediği WorldStar Student ile APF-Asya Ambalaj Federasyonu'nun düzenlediği AsiaStar Yarışmalarına da katılma hakkını kazanacak, bu yarışmalarda dünya derecesi alabilmek için yeniden yarışabilecekler.






