Saturday, Oct 12th

Last updateFri, 11 Oct 2024 9am

You are here: Home Technology

CRX serisi cobot’larla gelecek ortak çalışmada yatıyor

FANUC, robotik vitrininin öncü parçaları arasında bulunan CRX serisi ile tüm montaj hatlarını otomatik hale getiriyor. 35 kg’a kadar yük kapasitesine kadar en kapsamlı iş birlikçi robot yelpazesine sahip seri, FANUC’un gelecekte daha fazla şirketin cobot'larla otomasyon yapmasının önünü açarak çalışanların zamanlarını daha hafif, vasıflı veya zorlu görevlere ayırmalarına olanak tanıyor.

CRX serisiyle en zorlu işlemler çok daha kolay

FANUC’un CRX serisi cobot'ları denetim, makine yükleme ve boşaltma, paketleme, paletleme, taşlama, kaynak ve daha fazlası dahil olmak üzere çok çeşitli uygulamalar için güvenli, kullanımı kolay, güvenilir ve çok yönlü bir çözüm üretiyor. Akıllı sensörlerle donatılmış serideki cobot’lar, bir kişi veya nesneyle temas ettiği anda pahalı koruyucu cihazlara ihtiyaç duymadan güvenilir bir şekilde durarak yüksek güvenlik sağlıyor. İnteraktif programlama, kullanıcıların noktaları elle yönlendirme veya sürükle-bırak simgeleri içeren bir tablet arayüzü aracılığıyla öğrenmeye olanak tanıyor ve sekiz yıla kadar bakım gerektirmeden çalışıyor. CRX cobot’lar standart 100 V/240 V güç kaynağıyla çalışırken, yaklaşık 400 W ortalama güç tüketimiyle (25 kg taşıma yükünde) enerji tasarrufunu mümkün kılıyor. Seri, FANUC’un iRVision gibi birçok ek işlevini desteklerken henüz ilk robotunu kullanmayanlar da dahil olmak üzere daha fazla verimlilik arayan şirketler için en doğru çözümü veriyor.

AGV ile CRX cobot’ların yetenekleri şaşırtıcı derecede verimli

Kullanıcı ihtiyaçları ve mevcut şartlar doğrultusunda geliştirilen CRX cobot’lar, hafif olması sayesinde AGV (Otomatik Kılavuz Araç) ile birlikte kullanılabiliyor. Takım tezgahlarında malzeme yüklemesinin alt bölümlerinde manuel olarak yapılmasını ortadan kaldıran bu geliştirmenin ardından, malzeme beslemeleri doğrudan makine takımlarına tamamen otonom modda gerçekleştiriliyor. Akıllı lojistik yazılımı ile donatılmış olan modeller, farklı çalışma alanları arasında engelleyici güvenlik çitleri olmadan yolunu buluyor. Bunun yanı sıra insanlar veya aniden ortaya çıkan diğer engellerin rotasını kesmesinden etkilenmeden önlem alıyor. Mobil CRX cobot ayrıca siparişle ilgili malzemeleri güvenli ve güvenilir bir şekilde doğrudan ilgili işleme makinesine getirirken, yüklemeyi de bağımsız bir şekilde gerçekleştiriyor.

Hibrit teknolojisine sahip BD Serisi ile üretimde hız ve enerji tasarrufu

Hastek Plastik Sistemleri, çeyrek asırdır plastik endüstrisinde sahip olduğu bilgisi, donanımı, tecrübesi ve yüksek ürün kalitesine sahip üst düzey segmentteki makineleri ile sektörünün öncü firmaları arasında yer alıyor. Girişim, gelişim, güven ve kalite kavramlarını kuruluşundan bu yana iş yapış şekline entegre eden şirket, plastik enjeksiyon makinesi üretimiyle Asya’nın en güçlü 10 plastik enjeksiyon makine üreticisi unvanına sahip Borche ile 20 yılı aşkın bir süredir plastik endüstrisine hizmet veriyor. 

Yüksek donanıma sahip üretim tesisleri ve Ar-Ge çalışmaları ile plastik endüstrisinin gelişimine önemli katkılar sunan Borche, Ar-Ge çalışmalarına yaptığı yatırımların bir sonucu olan üst düzey teknolojiye sahip, estetik dış tasarımı ve ergonominin bir entegrasyonu olan yeni “BD Serisi Hibrit Plastik Enjeksiyon Makinesi”ni plastik endüstrisine sunuyor.  

Hastek tarafından verilen bilgiye göre, BD serisi hibrit enjeksiyon makineleri, standartların dışında geliştirilen yeni teknolojisi ile hız, hassasiyet ve enerji tasarrufu özellikleri ile ön plana çıkarken, işletmelerin üretim tesislerinin dijitalleştirilmesi için uluslararası standart arayüzle uyumlu, kullanıcı dostu akıllı ve profesyonel kontrol sistemi ve dahili akıllı yönetim sistemi ile makinenin önemli parçalarının çalışma durumunu gerçek zamanlı olarak izleme ve ekipman verimliliğinin kendi kendine teşhisini gerçekleştirme imkânı sunuyor.   

130 ton ile 460 ton aralığında tonaj seçeneklerine sahip makine, enerji tasarrufu etkisi sağlayan servo enerji tasarruf sistemi ile donatılırken, üretim süresinin %30 daha kısaltılması, hızlı kalıp açma ve kapama süresi, hızlı çevrim süresi, %30 enerji tasarrufu, düşük ürün kusurları ile ham madde tasarrufu, düşük yağ tüketimi gibi özellikleri ile plastik üreticilerinin üretimden maksimum performansı almalarını sağlayabiliyor.

Hem hidrolik hem de elektrikli tahrik sistemlerini kullanarak çeşitli avantajlar sağlayan hibrit enjeksiyon makinelerinin temel özellikleri şu şekilde sıralanıyor;

Enerji Verimliliği: Hibrit makineler, maça, itici, grup hareketleri için hidrolik sistemleri, enjeksiyon, mengene kilitleme açma, mal alma hareketleri için ise elektrikli tahrikleri kullanırlar. Bu kombinasyon, enerji tüketimini optimize eder ve işletme maliyetlerini düşürür.

Hassas Kontrol: Elektrikli tahrikler, hareket hızı ve pozisyonlama da hassas kontrol sağlar. Bu özellik, enjeksiyon sürecinin tekrarlanabilirliğini ve kalitesini artırır, fire miktarını azaltır.

Üretim Esnekliği: Hibrit makineler, geniş malzeme ve parça boyutlarıyla başa çıkabilirler. Otomotiv, elektronik, medikal ve tüketici ürünleri gibi çeşitli endüstrilere yönelik üretim ihtiyaçlarını karşılayabilirler.

Yüksek Performans: Hidrolik sistemlerin güçlü basınç ve elektrikli tahriklerin hassasiyeti bir araya gelerek, yüksek enjeksiyon performansı sağlarlar. Bu özellikleriyle, büyük parçalar veya yüksek basınç ve yüksek hassasiyet gerektiren parçaların üretilmesi için idealdirler.

Plastik şişe tepsileri için cobot paletleme sistemi

Proco Machinery'nin yeni cobot paletleme sistemi, plastik şişeler için tepsi ve katman levhalarını paletleyerek verimliliği ve kârlılığı artırmayı, üretim maliyetlerini düşürmeyi ve manuel iş gücüne olan bağımlılığı azaltmayı hedefliyor.

Şirket, tepsi ve katman levhalarının 104 inç yüksekliğe kadar paletlenebildiği sistemin; esnek olduğunu ve bir kutu paketleyici olarak yapılandırılabileceğini, mevcut üretim hatlarına sorunsuz bir şekilde entegre edilebildiğini, böylece kesintilerin ve duruş sürelerinin en aza indirileceği anlamına geldiğini iddia ediyor.

Paletleme ve koli paketleme süreçlerinin birleştirilmesinin ayrıca bir şirketin depo alanı kullanımını optimize ettiğini düşünen şirket, sistemin ayrıca bir bütün olarak, üreticinin operasyonlarının genel performansını iyileştirmek için daha fazla verimlilik ve maliyet etkinliğinin kilidini açacak şekilde ayarlandığını belirtiliyor.

Proco Machinery Başkanı John McCormick, "Cobot devrimi sağlam bir şekilde ilerliyor ve yakında Proco Cobot sistemleri tüm ileri görüşlü üreticiler tarafından entegre edilecek" dedi. McCormick ayrıca sistemin, 'ikna edici bir değer teklifi' sunmak ve 'modern üretim endüstrilerinin değişen ihtiyaçlarını karşılamak' için verimlilik, güvenlik, esneklik ve sürdürülebilirliği bir araya getirdiğini savunuyor.

Bu, şirketlerin manuel emeğe olan bağımlılığını azaltırken üretkenliğini artıran sistemlere olan ihtiyacın artmasıyla birlikte artan iş gücü sıkıntısını da içeriyor. Proco Machninery, otomatik sistemlerinin bir bütün olarak pazarda rekabet gücü sağladığını ve net kârlılığa katkı sağladığını da ileri sürüyor.

Enerji tüketimini azaltan yeni kartonlama makinesi

IWK Packaging Systems, ilaç endüstrisinde önceden doldurulmuş şırıngaların, flakonların ve diğer hassas kapların ambalajlanmasına yönelik artan talebi karşılamak amacıyla CH 4 modüler, yatay kartonlama makinesini tanıttı.

İlaç, sağlık ve güzellik sektörlerine yönelik kartonlama ve tüp dolum ekipmanları üreten şirket, makine platformunun aralıklı veya sürekli hareketli olarak sunulabileceğini ve karton açma işlemini her iki yönden de gerçekleştirebilecek esnekliğe sahip olduğunu belirtiyor.

Gelişmiş servo motorlarla çalışan IWK CH 4 makinesi, 10 dakikalık format değişimleri ve kolay temizlik ile dakikada 120'ye kadar karton üretebiliyor. İşletme giderlerinden tasarruf etmek için makine, geri kazanım yoluyla elde edilen enerjiyi doğrudan karton üretimine geri uyguluyor ve bunun sonucunda genel enerji tüketiminde %21'lik bir azalma raporlanabiliyor.

IWK CH 4 Platform, 50-230 mm uzunluğunda, 15-160 mm genişliğinde ve 15-100 mm yüksekliğinde kartonları şekillendirebiliyor ve doldurabiliyor. Şirket, kutu boyutuna ve insert parametrelerine bağlı olarak makinenin dakikada 120'ye kadar tamamlanmış karton üretebileceğini ekliyor.

IWK'nın Kuzey Amerika Genel Müdürü Dana Austin konu ile ilgili olarak, “Yeni CH 4, IWK'nın kartonlama makineleri sektöründeki 75 yıllık geçmişinin bir yansımasıdır. Bu benzersiz deneyim, gelişen sektör ihtiyaçlarına hızla adapte olurken yenilikler sunmamızı sağlıyor” açıklamasında bulunuyor.

Koli ve kartonlara baskı yapmanın zahmetsiz yolu

Modüler ve entegrasyonu kolay olan yeni Videojet 2380, kutular ve kartonlar üzerinde büyük karakter markalama için kullanımı kolay bir çözüm sunuyor

Mürekkep püskürtmeli baskı teknolojisinde 45 yılı aşkın uzmanlığa sahip olan Videojet, isteğe bağlı koli kodlama gereksinimleri olan üreticiler ve distribütörler için yeni Videojet 2380 yüksek çözünürlüklü büyük karakterli mürekkep püskürtmeli yazıcıyı piyasaya sürdü.

2380 mürekkep püskürtmeli yazıcı, oluklu mukavva kutular, kartonlar, nakliye konteynırları ve diğer gözenekli malzemelere baskı yapmak için kullanılabiliyor. Modüler ve entegrasyonu kolay olan bu büyük karakter markalama sisteminin, minimum eğitim veya deneyime sahip herhangi bir kullanıcı tarafından çalıştırılmak ve bakımı yapılmak üzere tasarlandığı belirtiliyor. Kendini temizleme teknolojisi, rutin yazdırma kafası temizliğini otomatik olarak gerçekleştirerek daha az dağınıklık ve bakımla tutarlı baskı kalitesi sağlamaya yardımcı oluyor. Markalama sistemi ayrıca, dağıtım zincirinin taleplerini karşılamaya hazır, dayanıklı, yüksek çözünürlüklü metin, logo ve barkodlar yazdırabiliyor.

Plastik üreticileri streç film geri dönüşümünü nasıl geliştirebilir?

Ambalaj endüstrisindeki kullanışlılıkları sayesinde yıllar içinde çeşitli plastik film türleri popülerlik kazanmıştır ve streç film bunun en seçkin örneklerinden biridir.   

Ancak talebi ve üretimi arttıkça çevreye verdiği zarar da artmaktadır. Streç film üreticilerinin bu sorunla karşı karşıya kalması kaçınılmazdır. Ve elbette, onu çöplüklere gömmekten ya da doğaya atmaktan daha iyi bir çözüm var. 

Birçoğu streç filmi mukavemeti ve yapışkan özellikleri nedeniyle geri dönüşümü zahmetli bir plastik olarak görse de bazı plastik üreticileri fabrikalarında sürdürülebilirliği artırmak için geri dönüştürmeye başladı bile!

Streç filmin ne olduğuna ve geri dönüşüm verimliliğinin fabrikanıza nasıl fayda sağlayabileceğine daha yakından bakalım.

Streç film nedir?

Streç film genellikle doğrusal düşük yoğunluklu polietilen (LLDPE) gibi esnek malzemelerden yapılır. Bu malzeme, LDPE'nin bir varyasyonu olarak geri dönüşüm kodlarının dördüncü kategorisine girdiği için geri dönüştürülebilir.

Çok yönlülüğü ve dayanıklılığı, onu depolandığında veya taşınırken ürün ambalajlaması için güvenli bir seçim haline getirir. Ürünleri sıkıca sabitleme yeteneği, onu bazı üreticiler ve perakendeciler için önemli bir malzeme haline getirir. Streç filmin kullanımı kolaydır, dayanıklıdır ve çıkarılana kadar işlevini yerine getirir.

Hipermak, Omnis serbest düşüm kolileme makinesi

Fonksiyonel, son teknoloji ve yenilikçi paketleme makineleri tasarlayarak üreticilere çözümler sunan Hipermak Makine, bu yıl 20. yaşını kutluyor. 2004 yılından bu yana ailenin ikinci kuşağının liderliği ile birincil ve ikincil paketleme hatları alanındaki başarılı yolculuğuna devam eden şirket, 6 kıtada 53’den fazla ülkede faaliyet gösteren birçok üretici için dünya standartlarında üretim yapmaya devam ediyor. Üretimde uçtan uca dijitalleşme hamleleri ile ürün gamını her geçen gün genişletmeyi başaran şirket, paketleme makinelerini dünyanın dört bir yanındaki paydaşları ile güvenle buluşturuyor.

20 yıllık tecrübesi ile Hipermak tarafından tasarlanan OMNIS serbest düşüm kolileme makinesi ise, endüstriyel paketleme süreçlerindeki karmaşıklığı azaltmak ve verimliliği maksimize etmek için son teknolojiyle donatılmış yenilikçi bir makine. Kolileme makinesi, otomatik paket konumlandırma ve doldurma, döndürme ünitesi ve toplama bandı gibi özellikleriyle, paketlerin kolilere hassas ve hızlı bir şekilde yerleştirilmesini sağlıyor. Ayrıca, titreşimle hacim azaltma özelliği sayesinde paketlerin stabil bir şekilde yerleştirilmesi sağlanarak, taşıma sırasındaki hasar riski minimuma indiriliyor. Ek olarak, paketlerin kolilere el ile manuel olarak yerleştirilmesinden daha hızlı ve verimli sonuçlar elde edilmesine, üretim maliyetlerinin düşürülmesine önemli ölçüde katkı sağlıyor. 

Uzun ömürlü parçalar ve yüksek kaliteli bileşenlerle donatılan OMNIS, kullanıcı dostu kontrol paneli, farklı dil seçenekleri ile küresel pazarlarda da operatörlerin kolaylıkla makineyi kullanabilmesine imkân tanıyor. Tüm paslanmaz çelik detayları ile özellikle dondurulmuş ürünlerin kolilenmesi sürecinde verimli çözümler sunması ile birlikte, depolama ve taşıma verimliliğinin de artırılmasına yardımcı oluyor. 

İşletmeler dijital dönüşüm ile geleceğe yatırım yapıyor

IAS tarafından verilen bilgiye göre, günümüzde genel öngörü firmaların genel bütçelerinin yüzde 10 civarında dijital dönüşüme ayırmaları yönünde. Ancak bu öngörü yapay zekâ ve üretim teknolojilerinin ilerlemesi ile yüzde 20 düzeylerine çıktı. Uzmanlar, bu oranın 10-15 yıl içerisinde ise yüzde 40-50 seviyelerine çıkmasını bekliyor. Bunun geri dönüşleri olarak da verimliliği yüzde 100’e varan düzeyde artıran, hata oranlarını yüzde 0.01 düzeylerine düşüren, stratejik kararları alırken yüzde 2’lik sapmaya düşüren birçok örnek mevcut. Yine yapılan araştırmalara göre dijital dönüşüm süreçlerine başlangıç düzeyinde geçiş bile işletmeler tarafında yüzde 15-20 düzeyinde verimlilik artışı sağlayabiliyor.

Gerçekleştirdiği inovasyonlar ile geleceğin teknolojilerini yaratarak, tüm paydaşlarına rekabet güçlerini artıracak çözümler sunma misyonuyla hareket eden IAS, “Geleceğe hazır mısınız?” diye sorduğu iş ortaklarına dijital dönüşüm süreçlerinde de destek veriyor. 

 

Kaynak ve kesme uygulamaları için robotlar

FANUC’un ARC Mate serisi robotları, 35 kg’a kadar taşıma yükü ve 2 m’ye kadar erişimi mümkün kılıyor

FANUC, ark kaynağı için özel olarak tasarladığı ARC Mate serisi robotlar ile ark kaynağı, punta kaynağı ve lazer kaynak ile birlikte kesme uygulamalarını daha hassas performansla gerçekleştiriyor. Geniş yelpazedeki talepleri karşılayan farklı modellere sahip olan seri, çok yönlülüğü artırmak ve süreçleri daha verimli hale getirmeye yardımcı olmak üzere çeşitli araçlarla birlikte sunuluyor.

İnce bilek tasarımıyla birçok sektörün kaynak uygulamasına uyumlu

İnce kolu ve içi boş bilekli tasarımı sayesinde FANUC ARC Mate serisi robotlar, en dar boşluklara erişebilmenin yanı sıra oldukça ağır yükleri de taşıyabiliyor. İnce bilek tasarımı farklı sektörlerde kullanımı da ideal hale getirirken özellikle kaynak koltuklar, akslar ve diğer aksamlar için TIER 1 gibi otomotiv sektöründe yoğun şekilde kullanılıyor. Robotun yapısı dar alanlara erişimini sağlarken kaynak tellerindeki aşınma ve yırtılmayı en aza indirerek maliyeti de düşürüyor. Çevrim dışı programlama ise kaynak işlemi sırasında meydana gelebilecek temas sorunlarını önceden görmeyi kolaylaştırıyor. Tüm önde gelen güç kaynakları için iletişim sağlayan seri, entegrasyon ve kurulum süresini de en aza indiriyor. En geniş güç kaynak markaları için yüksek seviyede dijital arayüze sahip ARC Mate serisi, böylelikle Robot iPendant ile güç kaynağı kaynak parametrelerini doğrudan izleyip ayarlamaya yardımcı oluyor. Serideki robotlar bir görüş sistemi bulunan iRVision teknolojisiyle parça türlerini belirleme ve kaynak sonrası kontrolleri sağlamanın yanı sıra, parçaları ve kaynak konumlarını bulma noktasında da yüksek başarı oranıyla çalışıyor. TorchMate teknolojisi ise Takım Merkezi Noktası’nı (TCP) otomatik olarak ayarlayıp çarpışmaların ardından gelen hamlaç veya tel sapmalarının sebep olduğu ve zaman alan tekrar öğretme sürecini ortadan kaldırarak kaynak verimliliğini artırıyor.

Az yer kaplayan yatay kutulama makinesi

AVANPAK’ın yerli ve özel üretimi olan makine, kozmetik sektörünün ihtiyaçlarına göre tasarlandı

Hız, kalite, verimlilik, ergonomi ve çeşitlilik gibi unsurların önem kazandığı ambalaj ve paketleme endüstrisi her geçen gün değişen ihtiyaçlara göre gelişiyor. İlaç, kozmetik ve gıda sektörlerine yönelik paketleme makineleri üreten AVANPAK da, bu ihtiyaçları gözeterek bir yeni makineye daha imza attığını duyurdu. Kozmetik sektörüne minimal bir yenilikle damga vurmaya hazırlandıklarını belirten şirket, yerli ve özel üretimi olan AVT-1030 yatay kutulama makinesini ilk kez kozmetik ve güzellik fuarında görücüye çıkardı. 

AVANPAK Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bağcı, özellikle kozmetik sektörüne hitap edecek makineyi şöyle anlattı: ‘’Büyük ebatlı yatay ve dikey kutulama makinelerimizin yanı sıra az yer kaplayan daha küçük makinelere de ihtiyaç olduğunu tespit ettik. Özellikle tüp dolum yapılan ürün üreten kozmetik gibi sektörlere yönelik AVT-1030 yatay kutulama makinesini geliştirdik. Yerden büyük tasarruf sağlayan bu makine şirketimizin yerli ve özel üretimidir. Aynı zamanda düşük bütçesiyle de maliyette tasarruf sağlar. Tek kalıp için uyumlu bu makine, ihtiyaca ve ürün ebadına göre geliştirilebilir. Az yer kaplamasına ve küçük boyutuna karşın dakikada 20-50 adet tüp dolumu yapacak kapasitede. Yazılım ve otomasyon işlerini kendi bünyemiz içerisinde çözüme kavuşturduğumuz için makineleri ihtiyaca göre tasarlayabiliyoruz. Dolayısıyla ürün çeşidine göre ilaç, gıda, kozmetik, anne bebek ürünleri gibi birçok alanda kullanılabilir. Makinemizi merhemler, güneş kremleri, losyonlar, el kremleri, jeller, anne bebek ürünleri, saç bakım ürünleri gibi ürün üreticilerine sunmayı hedefliyoruz. Bunlar haricinde dikey kutulama makinesi için şişeli ürünler; şurup şişeleri, serum şişeleri, tablet şişeleri, kapsül şişeleri gibi ilaç, gıda takviyeleri ve kozmetik ürün üretimi yapan firmalar da hedeflerimiz arasında. Gelen talep ve ihtiyaçlara göre makine tasarımını geliştirmemiz mümkün.’’

AVANPAK olarak satış sonrası destek hizmetlerinin bulunduğuna ve müşteri memnuniyetine verdikleri öneme de dikkat çeken Ahmet Bağcı, son olarak şunları söyledi: ‘’Mühendis ve uzman kadromuzla sadece üretim sırasında ve kurulumunda değil sonrasında da destek hizmetlerimizle markaya tam bir çözüm ortağı oluyoruz. Amacımız ürettiğimiz ürünle, işbirliği yaptığımız markalara artı değer katmak. Gereksiz iş kaybını ve fireyi önlemek, kaliteyi artırarak markalara maliyet verimliliği sağlıyoruz. Dakikada 50, saatte 3000 kutulama yapan yatay kutulama makinelerimiz 3 vardiyada 10 kişinin yaptığı işi tek başına yapabiliyor. Bu sayede markaya iş gücü verimliliği sağlıyor. Gereksiz iş kaybının önüne geçiyor. Paketleme endüstrisi sektörünün bir oyuncusu olarak markaya ve ekonomiye kattığımız bu artı değeri önemsiyoruz.’’  

En üst düzeyde sınıflandırma performansı

Sesotec, IFAT 2024'te en yeni yapay zekâ teknolojileri olan NIR-Ai ve OBJECT-Ai'ı tanıttı

Yüksek teknoloji sensörlerinin sınırlarına ulaşıldığı noktalarda, yapay zekâ yaklaşımları birçok malzemenin güvenilir tespitini ve ayrımını mümkün kılıyor. Sesotec de bu yılki IFAT etkinliğinde, NIR-Ai ve OBJECT-Ai gibi en yeni yapay zekâ teknolojileri ile geri dönüşüm sektöründeki öncü konumunu pekiştirdi. Şirket, ‘SUSTAiN Teknolojileri - AiVOLUTION'u Yönlendirme' başlığı altında yüksek sınıflandırma performansı sağlayan yeniliklerini fuar ziyaretçilerinin beğenisine sundu.

Sesotec Plastik Geri Dönüşüm Geliştirme Mühendisi ve Ürün Sahibi Andreas Hanus konu ile ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “NIR-Ai ve OBJECT-Ai teknolojilerimizdeki gelişmelerle malzeme tespitinde sınırları önemli ölçüde zorladığımızı gösteriyoruz. Bu teknolojiler, sadece sınıflandırma verimliliğinde devrim yapmakla kalmıyor, aynı zamanda sürdürülebilir geri dönüşüm çözümlerini teşvik etme misyonumuzda da bir dönüm noktası niteliği taşıyor.”

Dahili gaz basıncı enjeksiyon teknolojisi

Ekonomik, esnek ve sürdürülebilir

Airmould, enjeksiyon kalıplama çalışmalarında içi boşluklu bir parça oluşturmak için kaviteye gaz enjekte edilmesi teknolojisidir. Bu yöntem, enjeksiyon kalıplama prosesinde kalıp gözüne (kaviteye) kısmen dolum veya tamamen dolum aşamalarından herhangi birinde kalıp kavitesini dolduran plastik materyalin içinde boşluk oluşturmak için Nitrojen gazının enjekte edilmesi prosesini tanımlar. Yöntemin avantajları arasında, yüksek yüzey kalitesi elde edilmesi (özellikle çökmelerin eleminasyonu) ve bununla birlikte çok ciddi miktarda ham madde tasarrufu sağlanması gösterilebilir ve CO2 emisyonuna pozitif katkı söz konusudur. Nitrojen gazı, ütüleme basıncının sağladığına benzer bir etkiyi, tamamen ters yönde üreterek, parçanın içinde oluşturduğu boşluktan kalıp cidarına doğru bir ters basınç üretir. Bu sayede parçanın içe çökmesi veya büzülmesinin önüne geçer ve böylece son derece kalın cidarlı parçaların dahi yüzeylerinde yer alan çukurlaşma, çökme veya çarpılmaların önüne geçer.

Tipik uygulama konseptinde Airmould teknolojisinin verimliliği parça geometrisi ile ilişkilidir, bir tarafından dar ve diğer kenarından uzun ‘’oblong veya dikdörtgenimsi’’ geometriye sahip parçaların imalatında hafiflik ve maliyet verimliliği bağlamında faydalıdır, realize edilmiş örnek olarak, motorlu araçlarda kulplar ve kapı kolları, spor malzemeleri, içecek kasaları gösterilebilirken aynı zamanda küçük ebatlı borular ve enerji besleme hatları da uygulama örnekleri arasında yer almaktadır. Airmould teknolojisi aynı zamanda küçük parçalarda da işlevseldir ve uygulanması ile bu tip parçaların imalatı realize edilebilir olmaktadır. 

WITTMANN Grup verimlilik ve sürdürülebilirlik temasıyla, 14-16 Mayıs tarihleri arasında Almanya'da düzenlenecek Kuteno 24 fuarında ilgili teknolojiyi sergileyeceğini duyurdu. WITTMANN tarafından geliştirilen Airmould üniteleri çok çeşitli enjeksiyon kalıplama makinesi marka ve modelleri ile uyumlu çalışabiliyor. Şirket, bunun için gerekli olan tek şeyin sahip olunan enjeksiyon kalıplama makinesinde Euromap 62 haberleşme arayüzünün gerektiğini belirtiyor.

Sergilenecek ürünlerin, yenilikçi bir tasarıma sahip polipropilen materyalden imal edilen elbise mandalları olduğunu bildiren şirket, Airmould kullanılarak geleneksel enjeksiyon kalıplamaya kıyasla yüzde 26,3 oranında ağırlık azalma ile materyal tasarrufu sağlandığını vurguluyor.

Sistem tüm marka enjeksiyon makineleriyle çalışıyor 

Airmould'un geliştirilmesinde, gaz besleme ve gaz enjeksiyon ünitelerinin kolay çalıştırılmasına, kompakt tasarımına ve esnek kullanımına özel önem verildiği bildiriliyor. Öte yandan, Airmould sistemi modüler bir tasarıma sahip ve çok çeşitli enjeksiyon kalıplama makinesi modelleri ve markalarına düşük alan gereksinimleriyle entegre edilebiliyor.

Airmould sistem bileşenleri, bağlantı noktası olarak merkezi bir ünite, gazın kalıba enjekte edileceği noktaya yakın konumlu pozisyonlanmış basınç kontrol modülü ve tüm sistemin kontrol ve kumandası için bir manuel kontrol ünitesinden oluşuyor.

Merkezi ünite EUROMAP 62 haberleşme arayüzü ile donatılmış. WITTMANN enjeksiyon kalıplama makinesiyle birlikte Airmould, makinelerin kontrol arayüzü UNILOG B8X makine kontrol sistemine entegre edilmiş ve ayrı bir kontrol ünitesi gerektirmeksizin UNILOG B8X kontrol sistemi üzerinde standartlaştırılmış bir arayüz ile çalıştırılabiliyor.

WITTMANN, Airmould teknolojisi için optimize edilmiş parça tasarımına yönelik ilk simülasyonlardan nihai çalışacak sisteme kadar genişletilmiş hizmet paketleri ve danışmanlık hizmetleri yoluyla sahip olduğu know-how’ı müşterilerine aktarmaya hazır bir alt yapıya sahip olduğunu iletmekte.

Üretim sırasında nitrojen gazının ucuz ve sürdürülebilir bir biçimde sağlanabilmesi WITTMANN tarafından geliştirilmiş N2easy gaz jeneratörü ile sistemin kurulu bulunduğu ortamın havasının işlenmesi sayesinde elde ediliyor. Nitrojen gazının işlenmesinde Nitrojen Jeneratörü ve üretilen gazın prosese uygun şekilde kullanımı için sıkıştırılması ise Basınç Jeneratörü ile sağlanıyor, her iki jeneratör entegre bir kompakt yapı oluşturacak şekilde birleştirilebilir şekilde üretiliyor.

Proseste kullanım aşamasında nitrojen jeneratörünün ortam havasından üretip sağladığı nitrojen gazı basınç jeneratörü ile sıkıştırılarak enjeksiyon kalıplama makinesine besleme sağlayabilmekte. Sistem birden fazla makineye gaz tedariği sağlanması gerekmesi halinde ise değişken boyutlarda ve farklı kapasitelerde merkezi bir gaz besleme hattı olarak ta tasarlanıp çalıştırılabilir şekilde sağlanabiliyor. 

Nitrojen gazının tüplerle veya sıvılaştırılmış gaz tankları ile sağlanması halinde yalnızca basınç jeneratörü kullanılarak sistemin çalıştırılması mümkün, fakat bu tipte bir gaz tedariğinin önemli ölçüde yüksek maliyetleri olacağından şirket daha sürdürülebilir, daha verimli ve daha ekonomik çözümün nitrojen gazının havadan üretilmesi olduğunu belirtiliyor.

N2easy ile nitrojen üretimi yalnızca küçük miktarlarda enerji gerektirir ve lojistik masraflardan tamamıyla muaf olur. Diğer bir avantaj ise kompakt, ses yalıtımlı mobil cihazların hareketli olması ve dolayısıyla kullanımda esnek olmasıdır. N2easy yalnızca standart bir takılabilir elektrik prizine ihtiyaç duyuyor. N2easy ile kurum içi nitrojen üretimi, günlük gaz tüpü tüketiminin 1 adeti aşması halinde çok kısa sürede yatırım maliyetlerini amorti edebiliyor.

Karanlık fabrika konseptiyle uyumlu robot sistemi

Türkiye talaşlı imalat sanayinin yurt dışındaki rekabeti ve yüksek ihracatı için teknoloji yatırımlarını Ar-Ge çalışmalarıyla destekleyen Tezmaksan, geliştirdiği çözümler arasına bir yenisini eklediğini duyurdu. Karanlık fabrika konseptine uyumlu olarak “metal yakalı çalışan” anlayışıyla tasarlanan yeni CubeBOX-AMR robot sisteminin, işletmelere birçok fay da sağlayacağı belirtiliyor.

CubeBOX-AMR ile üretim verimliliğinde yeni dönem başlıyor

Endüstriyel otomasyon ve imalat süreçlerinde yaygın olarak kullanılan makine üreten makineler prensibi ile çıktıkları yolda Ar-Ge çalışmalarıyla önemli bir yol kat ettiklerini ifade eden Tezmaksan Genel Müdürü Hakan Aydoğdu, “Amacımız, üretim verimliliğini artırırken aynı zamanda üretim sürecini de optimize etmek. Bunun için CubeBOX yelpazesindeki robotik çözümleri ve FMS (esnek üretim sistemleri) yazılımları ile ve üç eksen CNC tornaların ardından bu sene piyasaya sunacağımız CubeBOX-AMR çözümümüzü geliştirmede sona geldik. Sistemlerimiz ile amacımız, işletmelerin ihtiyaçları doğrultusunda, darboğaz yaşadıkları, yüksek maliyetleri ve operasyonel giderleri olan stoklama ve lojistik süreçle rinde yalınlık, uçtan uca planlama, ERP entegrasyonu ve insansız çalışma gibi birçok fayda sağlayabilmek. Bu ve yanında getireceği birçok faydaların sonucu olarak işletmeler üretimde önemli bir verimlilik artışı sağlayacak. Sistemimizin otomasyonda yaratacağı artış sayesinde malzeme taşıma ve lojistik işlemleri otomatikleşecek. Bu, insan müdahalesi gerektiren manuel taşıma işlemlerini azaltıp veya ortadan kaldırırken insan kaynaklı hataları da minimize edecek. Bunun yanında sağlayacağı ‘esneklik ve ölçeklenebilirlik’ ile birlikte işletmelerin üretim taleplerine hızlı bir şekilde yanıt vermek için kolayca yeniden yapılandırılabilecek. ‘Daha iyi planlanmış üretim akışı’ zamanında teslimatları ve işletme verimliliğini artıracak, ‘hızlı ve hassas taşıma’ hassasiyetiyle birlikte üretim hattında malzeme akışının hızlanmasına ve süreçlerin daha verimli bir şekilde yönetilmesine olanak tanıyacak. ‘Güvenlik altyapısı’ özelliği ile çevresel engelleri algılayıp çarpışmalardan kaçınan sistemimiz, ‘verimlilik ve maliyet tasarrufunu' mümkün kılan yapısıyla da üretim verimliliğini artırıp işletme maliyetlerini düşürecek” diye konuştu.

CubeBOX-AMR sisteminin lojistik ve malzeme taşıma işlemlerinin yoğun olduğu sektörlere faydalı olacağını belirten Aydoğdu, sözlerine şu şekilde devam etti: “Tezmaksan olarak farkımız, sahip olduğumuz 43 se nelik bilgi birikimi ve mevcut CubeBOX ürün yelpazesi ile CubeBOX-AMR ürünümüzü eşlenik çalıştırmak. Bu sayede G2R (Goods To Robot) konseptinde, iş parça larının stoklandığı alanlardan direkt robotlu CubeBOX sistemlerimize oradan da CNC makinelerine, işleme prosesinden sonra da bitmiş iş parçasının el değme den tekrar stok alanına yönlendirilmesine kadar olan tüm süreci karanlık fabrika konseptinde insansız yürütmüş olacağız. Sahip olduğumuz ve sürekli geliştirdiğimiz dört kıtadaki bayilik ağımız ve sunduğumuz 7/24 servis kabiliyetimiz vasıtası ile ihracat bu üründe özellikle ilk hedefimiz.”

Hız, hassasiyet, kolay entegrasyon ve güvenlik bir arada

Müşterilerine enerji yönetimi alanında ve IoT tabanlı akıllı yeşil çözümler sunan Delta, Hannover Messe 2024'te iş birlikçi endüstriyel robotlar (cobot) olan D-Bot serisinin lansmanını gerçekleştirdi.

Portföy; 6’dan 30 kg’a kadar yük kapasiteleri sunan altı farklı modeli içeriyor. Altı eksenli bu modeller, saniyede 200 dereceye kadar hız ve ±0.02mm içinde doğruluk sunabiliyor. Erişim mesafeleri 800'den 1800 mm'ye kadar değişen cobotlar, çeşitli operasyonel taleplere de uyum sağlayabiliyor. Şirket, 24-bit kodlayıcıların entegrasyonunun ise hassasiyeti artırarak tutarlı performans sunduğunu vurguluyor.

IP66 koruması ve gelişmiş güvenlik protokolleri ile tasarlanan seri, şirkete göre güvenli ve verimli bir çalışma alanı sunuyor. EtherCAT, Modbus ve CODESYS gibi arayüzlerini destekleyen bu cobotlar, özellikle yerleştirme, kaynak yapma ve paletleme uygulamalarındaki görevlerde kullanılabiliyor. Ayrıca, "Plug & Play" kurulumu ve kullanıcı dostu bir arayüz aracılığıyla sezgisel programlama ile D-Bot serisi, tüm yetenek seviyelerindeki operatörler için erişilebilir hale getirilerek; otomotiv, lojistik ve elektronik gibi sektörlerde insan-robot iş birliğini teşvik ediyor.

Delta'nın D-Bot serisi, özel programlama becerileri gerektirmeyen ve hızlı bir şekilde devreye alınabilen bir tasarıma sahip, bu sayede çok kısa sürede kullanıma hazır hale geliyor. "Plug & Play" özelliği sayesinde, hareketlerin ve komutların uygulanması için çaba gerektirmiyor. Ayrıca, sistem Python, ROS 1 veya C++ üzerinden sürükleyip bırakarak öğretimi kolaylaştırıyor, böylece basit ve esnek bir kullanım sağlıyor. Modern grafik kullanıcı arayüzü (GUI), 3D görselleştirme ile tüm kullanıcı seviyelerinin hızlıca programlamasına olanak tanıyor. Pakete dahil edilen HMI panelinin ise, kontrol için ek cihaz veya araç gereksinimini ortadan kaldırarak kullanımı daha da basitleştirildiği belirtiliyor.

Konu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Delta EMEA Endüstriyel Otomasyon İş Grubu Kıdemli Direktörü Michael Mayer-Rosa, "Makine mühendisliği ve otomasyon teknolojisi alanında iş birlikçi robotlar, en hızlı büyüyen sektörlerden biridir. Interact Analysis'ten pazar araştırmacıları, 2032 yılına kadar yıllık %20 civarında bir büyüme oranı öngörüyor. D-Bot serisi cobotlarımızla bu talebi karşılamayı ve böylece müşterilerimizin üretim süreçlerini optimize etmeye, üretim verimliliğini artırmalarına ve birçok endüstride iş gücü kıtlığını hafifletmelerine yardımcı oluyoruz. Yıllardır robotik ve otomasyon teknolojisi bileşenleri sağlayıcısı olarak başarılı olduk, bu alanda da önemli başarılara imza atmayı hedefliyoruz” diyor.

Yenilenmiş fotoelektrik ürün ailesi ile paketleme segmentine yüksek katma değer sağlıyor

Telemecanique Sensors üretim süreçlerini daha verimli ve akıllı hale getirecek geliştirilmiş fotoelektrik sensörlerini pazara sundu

Sensör alanında 90 yıllık tecrübeye sahip olan Telemecanique Sensors, uzun yıllardır paketleme makinelerinin otomasyon gereksinimlerine yanıt vermek için cisim algılama sensörleri geliştiriyor. Yeni nesil fotoelektrik sensörleriyle paketleme süreçlerini optimize edecek ürün ailesi sayesinde sektörde fark yaratmaya hazırlanan şirket, işletmelerin üretim süreçlerini daha verimli, güvenilir ve akıllı hale getiriyor.

Makine verimliliği, paketleme makineleri için gün geçtikçe daha da önemli bir hale geliyor. İleri teknolojilerle daha hızlı hale gelen makineler, otomasyon mimarisinin üretim hızına uyum sağlamaya başlıyor. Sensörler alanında bir asra yaklaşan tecrübesiyle dünya çapında tanınmış bir uzman olan Telemecanique Sensors, saniyede en az 4 bin kez bir ürün veya ambalaj varlığını algılayabilen sensörler üreterek bu pazardaki en önemli oyunculardan biri olmayı başarıyor. Şirketin yenilenmiş fotoelektrik sensör ürün ailesi ise endüstriyel uygulamalarda daha yüksek hassasiyet ve performans sunuyor. Bu yeni nesil sensörler, gelişmiş algılama teknolojisi sayesinde her türlü malzeme ve ortamda güvenilir sonuçlar elde edilmesine katkı sağlıyor. Mevcut ürün portföyünü geliştirerek yüksek performans ve erişilebilirliği bir araya getiren şirket, yenilenen minyatür ve silindir gövde fotoelektrik sensörleri ile küçük boyutlarına rağmen önemli bir algılama mesafesi sunarak pazarın en iyi performans gösteren kompakt sensörleri arasında yerini almaya hazırlanıyor. 

Paketleme makinelerinde daha fazla malzeme türünü algılayabiliyor

Verimliliğin artması ve makine yatırım maliyetlerinin azaltılmasının makine üreticilerini ‘ikisi bir arada’ olarak tabir edilen makine modellerine yönlendirdiğini belirten Telemecanique Sensors Pazarlama Müdürü Melisa Altuntaş Karanlık; “Bu sistem makine dönüşümünü teşvik ediyor. Örneğin, makine bir sıvıyı doldururken aynı zamanda ambalajı kapatabiliyor. Sıvı seviyesinin, ilgili ürün varlığının, kapağın konumunun ve bir şişenin kapağının varlığının algılanması şirketimizin kapasitif ve fotoelektrik sensörleri ile kolaylıkla çözülebiliyor. Proses alanına monte edildiğinde her iki sensör de IP67'ye kadar ulaşan yüksek bir koruma seviyesi sunuyor. Sektörümüzde son zamanlarda giderek popülaritesi artan sürdürülebilir ambalajlar için de çözüm sunuyoruz. Sürdürülebilir ESG trendlerini takip eden bu ambalajlar, çevreye daha saygılı yeni malzemeler seçmek için tercih ediliyor. Bu noktada da yeni fotoelektrik sensörlerimiz devreye giriyor ve çok yönlü teknolojisiyle paketleme makinelerinde daha fazla malzeme türünü algılayabiliyor” dedi. 

Özellikleriyle inovasyon piramidinin ilk sıralarında yer alıyor

Geliştirilmiş ürün ailesinin beş farklı algılama teknolojisi sunacağının altını çizen Melisa Altuntaş Karanlık; “Bu beş algılama teknolojisi; beyaz ışık, RGB (Kırmızı/Yeşil/Mavi) ışık, lüminesans ve lazer sensörlerinden meydana geliyor. Kontrastı algılamak için siyah beyaz sensör kullanılırken, kırmızı, yeşil ve mavi LED sensörleri renkli malzeme algılamayı iyileştirmek için öneriyoruz. Koyu cisimlerin ve yüksek ışık emen cisimlerin algılanması için kullanılan mavi ışık teknolojisini ise yenilenmiş fotoelektrik sensör ürün ailemiz ile birlikte pazara sunuyoruz. İyileştirilmiş algılama hızını, makinenin ihtiyaç duyduğu verimlilikle uyumlu hale getirdik. Bu noktada saniyede 25 bin algılamaya imkân tanıyoruz. Bunlara ek olarak silindir, minyatür ve sub minyatür olmak üzere toplamda üç farklı gövde tipiyle pazara sunulan sensörlerimiz, uygulamalara çok yönlü adaptasyon için yüksek IP koruma sınıfına sahip. Lazer sensör ailesinde ise yapılan değişikliklerle algılama mesafelerini yükselttik. Yeni ürün ailesindeki sensörlerin çoğu, makinenin esnekliğini artırmak için sensörlerin otomatik olarak tanınmasını ve parametrelendirilmesini sağlayan yeni IO-Link master ailesi ile IO-Link bağlantı seçeneği sunuyor. Özetle Telemecanique Sensors olarak, makinelerin gelişmesiyle birlikte daha yüksek düzeyde hassasiyet, hız ve bağlantı ihtiyaçlarına yanıt verebilmek adına inovasyon piramidinin tepesinde yer almayı başarıyoruz” şeklinde konuştu.

Telemecanique Sensors Hakkında 

Telemecanique Sensors, sensörler alanında 90 yıllık tecrübeye sahip ve dünya çapında tanınmış bir uzmandır. Elektromekanikten elektronik ürünlere, algılamadan tanımlama ve mesafe ölçümüne kadar geniş bir ürün gamına sahip olan şirket, 9 farklı ürün grubuyla 20’den fazla ülkede faaliyetlerini sürdürüyor. Sensör pazarında global bir uzman olarak konumlanan şirket, müşterilerine makinelerinin gerekli performans ve güvenilirliğe ulaşması için en iyi ürün ve teknolojiyi seçmelerinde yardımcı oluyor. Çalışmalarında sadelik, yakınlık ve uzmanlık konularına odaklanan şirket bu kapsamda; uzman olarak teknoloji seçimini kolay hale getirirken, hızlı çözüm ve servis sunan geniş uzman bayi ağı sayesinde de müşterileriyle her zaman yakın kalarak güvenilir çözümler sunuyor. 

ROBODRILL α-DiB Plus ile üretim izleme ve veri analizi çok daha hassas

FANUC’un yeni nesil dikey işleme merkezi ROBODRILL’i müşteri ihtiyaçları doğrultusunda geliştirerek ürün gamına eklediği modeli α-DiB Plus, son teknolojiyle donatılan çalışma prensibiyle enerji tasarrufunu mümkün kılıyor. Daha yüksek mil torku, akıllı besleme kontrolü ve “punch tapping” desteği gibi geliştirmelerle güçlendiren α-DiB Plus, işletmelerin iş süreçlerine fonksiyonellik katıyor. 

Tork değerinde artış algılandığı anda besleme hızı otomatik olarak düşüyor 

Kompakt yapısı ve yeni yüksek torklu mili sayesinde standart mile göre 100Nm’ye kadar yüzde 70 daha fazla tork sağlayan ROBODRILL α-DiB Plus, sınıfında öncü kesme verileri sunuyor. Son teknolojiyle donatılan çalışma prensibine sahip işleme merkezinde, makine bileşeninin belirli bir yerindeki artan kesme derinliği nedeniyle tork değerinde artış algılandığı anda besleme hızı otomatik olarak düşüyor. Sistemin yeni “punch tapping” fonksiyonu ve Emuge Punch Tap™ takımının inovatif şekli çok daha fazla dönüşte diş açarak enerji tasarrufunu mümkün kılıyor. Bunun yanı sıra diş açma süresini geleneksel diş açma, şekil verme ve frezelemeye göre yüzde 75’e kadar kısaltıyor.

Standart ve gelişmiş model seçenekleriyle her işlem için doğru tercih

Kolay programlama ve ayar için kullanıcı dostu bir arayüzü bulunan FANUC 31i-B Plus kontrole sahip α-DiB Plus; çok eksenli ve yollu ile yüksek hızlı ve hassasiyetli işlem yapmaya imkân tanıyor. Gerçek zamanlı üretim izleme ve veri analizinin sağlayabileceği birçok avantajdan yararlanmaya yardımcı olan model, tüm ana endüstriyel haberleşme protokollerini destekliyor. Daha hızlı programlama, kontrol ve çevrim sürelerine sahip model, daha az güç tüketimi gerçekleştirmenin yanı sıra yalnızca gerektiği zaman elektrik tüketiyor. Parti miktarları ne olursa olsun tüm üreticiler için uygun olan α-DiB Plus’ın standart ve gelişmiş olmak üzere iki versiyonu bulunurken standart model tıbbi ürünler, saat üretimi, elektrikli ulaşım ve genel fason üretim dâhil birçok pazar için ideal olurken gelişmiş model ise genellikle yüksek hacimli taleplerde kullanılıyor. 

ABB, modüler büyük robot portföyünü genişletiyor

ABB Robotik, yeni IRB 7710 ve IRB 7720'nin piyasaya sürülmesiyle modüler büyük robot portföyünü genişletmeye devam ediyor. Yeni robotlar, yakın zamanda piyasaya sürülen IRB 5710-IRB 5720 ve IRB 6710-IRB 6740 ile birlikte, müşterilere operasyonlarında yeni bir esneklik düzeyi, daha fazla seçenek ve performans sunabilmek için, 70 kg ile 620 kg arasındaki yükleri taşıyabilen farklı varyantlarıyla toplam 46 robot sunuyor.

Portföy, çeşitli endüstrilerdeki uygulamaları desteklemek için ideal olan 16 yeni varyant sunuyor. Operatörler, elektrikli araçlar (EA), hibrit ve geleneksel otomobil üretimine yönelik pres otomasyonu, gövde kaynak, EA batarya ve son montaj üretimini kapsayan çeşitli uygulamaları ele alacak ideal modele sahip olduklarından emin olmak için şirketin geniş robot yelpazesi arasından seçim yapabiliyor. Bu robotlar, devasa döküm, yüksek hızlı pres besleme ve paletleme gibi yüksek taşıma kapasiteli montajların yanı sıra işleme ve sürtünme karıştırma kaynağı gibi yüksek hassasiyetli temas uygulamaları için de kullanılabiliyor.

OmniCoreTM tarafından desteklenen yeni robotlar, birden fazla robotun 1600 mm/s'ye varan yüksek hızlarda çalıştığı ve 620 kg'a varan yükleri hareket ettirdiği durumlarda bile 0,6 mm'ye kadar yol doğruluğuyla sınıfında yüksek hareket kontrolü elde ediyor. Müşteriler ayrıca çevrim sürelerinde %25'e kadar azalmadan1 faydalanarak verimliliği ve kaliteyi daha da artırabiliyorlar. Otomotiv endüstrisinde, en yeni OmniCore kontrol ünitesine sahip tamamen yeni IRB 7710, robotik pres hatlarının üretim çıktısını dakikada 12 vuruştan 15 vuruşa çıkararak saatte 900 parça üretebiliyor. 

--------------

1 – IRB 7710, önceki kontrol ünitesi IRC5'te aynı 500 kg'lık yük kapasitesinde çalışan önceki IRB 7600 ile karşılaştırıldı.

Nitelikli iş gücünün yerini “robotlar” ve “akıllı sistemler” alacak

Gelişimi ve etki ettiği alanları son dönemde büyük bir hızla artan yapay zekânın küresel ekonomi ve iş gücü piyasasında yeni bir devrim yaratacağı tahmin ediliyor. Türkiye’de talaşlı imalat sanayinin üretim ve rekabet gücünü yenilikçi çözümleriyle geliştiren Tezmaksan’ın Genel Müdürü Hakan Aydoğdu, yapay zekânın sektöre yönelik mevcut durumunu değerlendirerek bu noktada atılması gereken adımlara dair görüşlerini paylaştı.  

Talaşlı imalatın Endüstri 4.0’a en hazır sektör olduğunu söyleyen Hakan Aydoğdu, “Bilgisayar kontrollü makineler ile makine yapan makineler sektörü, yapay zekâyı ilk kullanan sanayi alanı konumunda. Günümüzde kurumsal firmalar ölçek ekonomisine uygun üretim yapmak zorunda olduklarından dolayı bunun gibi yatırımlara ciddi bütçe ayırıyorlar. Ancak başta otomotiv, savunma ve havacılık, beyaz eşya, kalıp ve makine sanayisinin yan sanayilerinin yüzde 90’ı KOBİ düzeyinde. Bu hem ülkemizde hem de dünya sanayisinde geçerli. Yan sanayiler maalesef bütçe ve gelecek öngörüsü sebepleri ile yapay zekâya uzak kalmayı tercih ediyorlar. Fakat imalat sanayisi için yapay zekâ konusu bir tercih olmayıp zorunluluktur. Maalesef algı konusunda Türkiye; Avrupa, Amerika ve Uzak Doğu’dan çok geride kaldı. Artık KOBİ olarak nitelenen firmaların da düşük bütçelerle ulaşabileceği yapay zekâ platformları mevcut. Ancak klasik üretim yöntemini terk etmek birçok firma için konfor alanını terk etmek anlamına geldiği için otomasyona yatırım yapmayı erteliyor. Tezmaksan inovasyonuyla geliştirdiğimiz robotlu otomasyon sistemini CubeBOX’ı bir yılda 40 ülkeye ihraç eder duruma getirdik. Çünkü ara eleman tüm dünyanın sorunu. Elinden cep telefonunu bırakmak istemeyen bir nesil geldi. Onlar da elle yapılan işleri bu yüzden tercih etmiyorlar. Kol gücü gerektiren sektörlerde penetrasyon çok fazla ve hızlı bir dönüşüm olacak. Buna yazılım entegrasyonu sektörünü de ekleyebiliriz” şeklinde konuştu.

Türkiye’de teşvik veren ve alan kısmında söylemden öteye gitmeyen bir politikanın izlendiğini belirten Aydoğdu, bu konuda yapılması gerekenlere dair şunları paylaştı: “Otomasyon ve yapay zekaya dair teşvikler mevcut fakat bunun devlet politikası olarak ele alınıp eğitim sistemi de devreye sokularak toplumsal bir dönüşüme geçmesi gerekli. Finansmana ulaşmakta yaşanan sıkıntılar tabii ki önemli bir sorun, ancak daha önemlisi teknolojik devrim, katma değerli üretim ve buna bağlı ihracat devlet politikası haline gelmeli. Bunun da temeli eğitim sisteminde başlıyor. Dünya hızla değişiyor. Bizim ülke olarak bu treni kaçırmamamız gerekiyor. Ülke ekonomisinde her 8-10 yılda bir yaşanan krizler maalesef bizi geri atıyor. Özel sektörün belirsizliklerden uzak bir ortamda enerjisini teknolojiye vermesi ve bunun için de devletin gerekli ortamı hazırlaması gerekir. Çok yakın gelecekte otomasyon her alanda olmasa olmazımız olacak. Nitelikli iş gücü deyimi artık hayatımızdan çıkacak, yerlerini robotlar ve akıllı sistemler alacak. Üretimin coğrafyasının öneminin olmadığı bir dünya şekilleniyor. Markalaşmak şart ve organizasyonlar start-up’ların yerini alacak. Doğru kurgulanmış organizasyonların başarılı olacağı bir çağdayız.  Yeni nesli iyi anlayarak kendimizi dünyadaki değişime hazırlamalıyız.”

Kollmorgen, yeni servo sürücünün çok yönlülüğünü artırıyor

Güncellenen AKD2G servo sürücü, üçüncü taraf kontrolörlerle daha kolay entegrasyonu destekleyen yeni iletişim protokollerine sahip.

Hareket kontrol sistemlerinde faaliyet gösteren Kollmorgen, AKD2G servo sürücüsünün en son güncellemesini duyurdu. Bu yeni özelliklerin sunulmasıyla şirket, CANopen®*, EtherCAT®* ve FSoE zaman senkronize iletişim protokollerinin yanı sıra CIP Sync ile PROFINET IRT ve Ethernet/IP'yi de destekleyecek şekilde tekliflerini genişletti. Her protokol çeşitli hareket kontrol cihazlarıyla titizlikle test edildi ve endüstri standartları kuruluşları tarafından onaylandı.

AKD2G servo sürücü güncellemesi, çok çeşitli kontrol mimarileri kullanan birden fazla sürücü arasında senkronize hareket sağlayabiliyor. Esnekliği ve yüksek performansı sayesinde, birden fazla hareket ekseninde son derece hassas koordinasyon gerektiren uygulamalarda kullanım için ideal performans sergiliyor.

Sürücünün kompakt bir pakette sunulan bir ve iki eksenli varyantları ile montajının kolay olması sayesinde mühendisler, tek kablolu Akıllı Geri Besleme Cihazı (SFD) veya HIPERFACE®* DSL bağlantılarından yararlanabiliyor veya çok çeşitli diğer geri besleme cihazları arasından seçim yapabiliyor. 

Son olarak, sürücü, fonksiyonel güvenlik ihtiyaçlarını karşılamak ve daha geniş bir uygulama yelpazesi sağlamak için SIL3/PLe güvenlik seviyesine sahip isteğe bağlı bir SafeMotion®™ Monitor (SMM) ürün yazılımına da sahip.

AKM2G motorlarla eşleştirilmiş AKD2G, en üst düzeyde kurulum kolaylığı ve daha yüksek performans için birlikte çalışmak üzere tasarlanmış bir hareket ürünleri paketi olan 2G Hareket Sisteminin bir parçası. Mühendisler ayrıca sürücünün daha geniş bir kontrolör ve geri besleme cihazı yelpazesiyle ya da gerektiğinde diğer motorlarla uyumluluğundan faydalanabiliyor.

Kollmorgen Kıdemli Başkan Yardımcısı/GM James Davison, "AKD2G servo sürücü, tasarımlarını aktif olarak optimize eden otomasyon tasarımcıları ve OEM'ler için ideal bir seçenektir - daha yüksek performans, daha küçük bir ayak izi ve daha fazla tasarım esnekliği sunar. Otomasyon mühendisliğini daha kolay, daha verimli ve daha güçlü hale getirmek için müşterilerimiz düşünülerek tasarlanmış bir sistem” açıklamalarında bulunuyor.

Tamamen elektrikli plastik enjeksiyon makinesi ile enerji verimliliğinde yeni bir dönem

FANUC, tamamen ve sadece gerektiğinde elektrikle çalışma kabiliyetine sahip plastik enjeksiyon makinesi ROBOSHOT ile işletmelere enerji tasarruf etmelerine yardımcı oluyor.

Tüm ürün gamında uygulanabilir sürekli iyileştirmeler yapmayı sürdüren Japonya merkezli FANUC, günümüzde önemi daha da artan enerji tasarrufunu ve sürdürülebilirliği üretim süreçlerini verimli hale getiren çözümleriyle yukarı taşıyor. Bu kapsamda imalattaki enerji verimliliğini ve sürdürülebilirliği daha yukarıya taşıma özelliği bulunan ROBOSHOT plastik enjeksiyon makinesi, yüksek hassasiyet ve düşük çevrim süresi ile tutarlı ve en üst kalitede parçaları büyük miktarlarda üretmeyi mümkün kılıyor. Sarf malzemeleri için yapılan yıllık 200 euro altı harcamayla potansiyel olarak piyasadaki en düşük maliyete sahip ROBOSHOT, FANUC güvencesiyle 15-20 yıl süresince yüksek verimliliğini koruyor.  

Hava soğutmalı motorlar ile sıfır hidrolik yağ kullanımı, minimum su tüketimi

Tamamen elektrikle çalışan plastik enjeksiyon makinesi, aynı boyuttaki bir hidrolik makineyle kıyaslandığında bu makinelerin soğutma gereksinimleri hesaba bile katılmadan yüzde 70’e kadar daha az elektrik tüketiyor. Elektrik tüketimini yalnızca gerektiği zaman gerçekleştiren plastik enjeksiyon makinesi, bunun yanında yeniden elektrik üretme kabiliyetine de sahip. Sistemde bir eksen yavaşlamaya geçtiğinde kullanılan enerji, güç kaynağına geri dönerek tasarruf sağlıyor. ROBOSHOT’ın hava soğutmalı motorları, su tüketimini minimuma indirmesinin yanı sıra hidrolik yağ kullanımını ortadan kaldırarak sürdürülebilirliğe katkı veriyor.

Sınırsız bakım hizmetiyle her daim verimli

Farklı fonksiyonların yerine getirilmesi için motorları eş zamanlı olarak çalışabilen paralel harekete sahip ROBOSHOT, bu özelliği sayesinde üretkenliği artırıyor. İlk günkü verimini koruyarak 15-20 yıl sorunsuz şekilde çalışan makine, aynı zamanda 20 yıl sonra ihtiyaç duyulduğunda FANUC’un geniş servis ağı, rakipsiz parça bulunurluğu ve sınırsız bakım hizmetiyle çalışma verimini kaybetmiyor.

Canon, Drupa 2024'te “Dönüşümün Gücünü” gözler önüne serecek

Canon, Drupa 2024’teki 4.600 metrekarelik sergi alanı ‘The Core’da; baskının duygusal etkisini, görüntüleme deneyimlerinin yaşamları ve işletmeleri nasıl zenginleştirebileceğini, sürükleyici ve birçok duyuya hitap eden özel sunumuyla ziyaretçilerine tanıtacak. Şirket; ‘The Core’ ile fuar katılımcılarını, Canon’u farklı bir açıdan tanımaya ve baskının nasıl bir dönüştürücü güce sahip olduğunu deneyimlemeye davet ediyor. 

‘The Core’u çevreleyen Canon teknolojileri; Ticari Baskı, Yayıncılık, Promosyon İletişimi, Etiket ve Ambalaj, İç Mekân Dekorasyonu, Şirket İçi ve CAD baskı gibi endüstri segmentlerine göre düzenlenecek. Stant genelinde, bu segmentlerdeki müşterilere işlerindeki uygulama, malzeme ve işlem çeşitliliğini yansıtan birçok farklı canlı uygulama sunulacak. Canon uzmanları; her tür ve büyüklükte baskı işletmesine, operasyonlarını, üretim hacimlerini, müşteri profillerini ve büyüme hedeflerini göz önünde bulundurarak en iyi dijital baskı teknolojisi, iş akışı ve baskı medyası seçenekleri konusunda rehberlik edecek.

Şirket Drupa 2024’te; tabaka beslemeli, mürekkep püskürtmeli ve tonerli baskı makineleri, yüksek hızlı kesintisiz mürekkep püskürtmeli üretim hatları, düz yataklı ve rulodan ruloya geniş formatlı yazıcılar ve dijital etiket yazıcıları dahil olmak üzere çok çeşitli bir ürün gamıyla yer alacak. Canon ayrıca, fuarda ilk kez; farklı etiket, oluklu ve katlanır karton uygulamalarının canlı üretimini göstererek, etiket ve paketleme pazarlarının önemli ve güvenilir bir iş ortağı olma yolundaki kararlılığını ortaya koyacak.